Alıntı:
Naim Nickli Üyeden Alıntı
Ya Allah'tan kork ya da kanunlardan kork!
Bilmiyorum siz nasılsınız; ama ben sanki çok dolandırılıyormuşum gibi hissediyorum kendimi.
Tamire gidiyorum. Sonra bakıyorum yapılan tamir ile söylediğim arıza birbirine uymuyor. Tamirci sadece geçici bir makyaj yapmış. Makyaj silinince de eski çirkinlik bir daha ortaya çıkıyor.
Üzerinde "fıstıklı helva" yazan helyavı pahalı olmasına rağmen alıyorum. Bir de ne göreyim. Paketin sadece görünür yerinde fıstık kırıntısı var. İçinde gram fıstık yok.
Su termosu alıyorum. 24 saat suyu soğuk tutar ve bir sürü özellikli diye alıyorum. İki buçuk saat sonra termos, sürahiye dönüyor.
Sebze meyve alıyorum. Ben kendim seçmesem poşetin içinde yenilecek bir şey var mı diye aramak zorunda kalıyorum. Ne kadar bozuk mal varsa doldurmuş mübarek...
Büyük mağazalardan alışveriş yaparak kendimizi garantiye alıyoruz. Sonra vay niye çarşı pazardan alışveriş yapmıyorsun, niye paranı dışarıya veriyorsun, niye kendi şehrinin esnafına yardımcı olmuyorsun deniliyor?
Gömlek alıyorum, defolu çıkıyor. Esnaf geri almıyor. Giymişsin diyor. Ayakkabı giyilmiş alamam diyor...
Gözümüzle gördüğümüz hataları, kusurları, defoları bile allayıp pullayıp şirin yapıp satıyorlar. Sonra almasaydın deyip bir de üstüne çıkıyorlar...
Telefonu tamire veriyorsun. Yeni bir arıza ile geri alıyorsun. Abi önceden böyleydi diyor ve bunu da sineye çekiyorsun...
Et aldığını zannediyorsun. Kanatlı hayvan karması çıkıyor...
Beş kiloluk şeker torbalarının yanında şeker alıyorsun. Eve geliyorsun üstünde dört buçuk kilo yazıyor.
Bir kilo diye alıyorsun. 920 gram yazıyor...
Hadi diyelim ben hakkımı kimseye yedirtmem diyorsun... Hangi hakkına sahip çıkacaksın? Elini nereye atsan sıkıntı? Markete mi atacan? Fırına mı, kasaba mı? Pazara mı, çarşıya mı?
Böyle yapanlara diyorum ki, Allah'tan korksaydın bunu yapmazdın. Devletten korksaydın yine yapmazdın? Sen kimden korkuyorsun?
Aldanmamak için ona buna şu işim var, tanıdığın dürüst biri var mı diye sorar olduk... Hem de müslüman memleketinde...
Bilmiyorum ama bence hepimiz birbirimizi aldatıyoruz.
Bozuk sebze satan adama, başkası da bozuk araba satıyor. Bozuk araba satan adama başkası da bir sürü eksiği olan bir ev satıyor. Kusurlu ev satan adama da bir sürü kusuru olan mal geliyor. Bozuk mal gönderen fabrikada işini düzgün yapmayan bir sürü adam çalışıyor. İş yerinde işini düzgün yapmayan adamın da evine tamire gelen adam işini düzgün yapmıyor. İşini düzgün yapmayan adam da bozuk sebze meyve almak zorunda kalıyor...
Ya devletten korkun ya da Allah'tan...
|
Hocam o kadar güzel özetlemişsiniz ki.... Şöyle birşey var Allah'dan korkmayan vicdanı olmayan adamı hiçbir devlet denetleyemez. Buradan bizim devleti koruduğum çıkmasın. Bizim devletimiz en büyük mesüldür. Postanedeki memurdan reisi cumhura kadar. Ben Amerikayı Almanyayı inciğine cinciğine kadar biliyorum. Türkiyeyide çok iyi biliyorum. Orada Allahın kanunlarına en yakın kanunlarla yönetilirler. Orada yaşayan insanlarda Allahın kanunlarına biz müslüman türklerden daha yakın yaşıyorlar. Gözümle görmesem inanmazdım. Tabii şuan oralarda bozulmaya başladı. Oradada laiklik gibi şeyler iyice görünür oldu. Almanyada papaz dert yakınıyordu bana en son 4 sene önce. Hiç bukadar az insan gelmemişdi diye. Amerikada ha keza öyle. Ama inşallah tekrardan insanlarda tekrar Allaha yöneliş başlayacak. Ama 8-10 sene boyunca türkiyede la-dini yani dini dışlayıcı din karşıtı terör esecek. Bir kenara yazın. Sonra Allahın izniyle Türkiye İslamın nuruyla şereflenecek.Allahu alem. Allah sonumuzu hayretsin.