Ben, sizin yaptığınız pis işlerden nefret ediyorum. Rabbim, beni ve ailemi onların yaptıkları pis işlerden kurtar!

Şuarâ 168-169

(قَالَ إِنِّی لِعَمَلِكُم مِّنَ ٱلۡقَالِینَ ۝ رَبِّ نَجِّنِی وَأَهۡلِی مِمَّا یَعۡمَلُونَ)

Hazreti Lut, bu sözleri kendi halkına söylemişti. Zira onun bile bu melunlara gücü yetmemiş ve ancak onların pis amellerinden uzak olduğunu söyleyebilmişti.

Lgbt olayını sıradan bir hareket olarak düşünmeyin. Bugün bu hareket, gücü kontrol eden ya da güce yön verenlerin kullandığı bir silahtır. Eğer dünyanın en büyük şirketleri, en büyük patronları ve en büyük ülkeleri bu harekete destek verdiğini bayrak asarak, mesaj yayınlayarak ya da açıktan destek verdiğini söyleyerek ilan ediyorsa, bunu bir silah olarak gördüklerindendir.

Bu hareket amacına ulaşırsa, temiz ve iffetli kalmak isteyenlere nefes alma fırsatı dahi verilmeyecektir.

Bu hareketin karşısında devletler ve hükümetler dahi ayakta durmakta zorlanıyor. Zira ekonomik bir güç gibi ülkeye zarar verecek bir akımdır. Malesef masum kelimeler ile bu hareket günden güne hayatımıza girmektedir. Televizyon filmleri, internet siteleri, Twitter gündemleri, dev şirketlerin tebrikleri ile bu iğrenç hareketle yüzleşmek zorunda kalıyoruz.

Elimizden bir şey gelmiyorsa en azından şunu yapabiliriz: Bu tür sapkınlıklara karşı net bir duruş sergileyebiliriz. Tarafsız durmak, bir nevi kabul etmektir. Yani Lgbt lehine yayın yapan kuruluşlar olduğu gibi bunun karşısında duran şirketlerin ve firmaların da olmasını istiyoruz.

Özellikle yerli firmalar sessiz kalmamalı ve tarafını seçmelidir. Bin müşteri kaybetseler, on bin müşteri kazanacaklar. Halbuki altı üstü azınlık olan bu sapkın harekete dünyanın devasa firmaları destek verdiğini açıkladı.

Yine ailemizi ve çocuklarımızı bu zararlı akımdan korumalıyız. Bunun için de gerekirse seminerler ve dersler tertip edilmeli, konferanslar yapılmalıdır.

Rabbim, beni ve ailemi onların yaptıkları pis işlerden koru, diye dua etmeyi de unutmayalım!