29.06.20, 16:53
|
|
|
|
Üyelik tarihi: 14.11.19
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 118
Etiketlendiği Mesaj: 7 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
Tuana Nickli Üyeden Alıntı
1.ANLAŞMA:
Kullandığınız sözcüklerde kusursuz olabilmenizdir. Söz bir güçtür, kendinizi ifade etme ve iletişim kurma gücüdür. Düşünmekte kullandığımız sözlerle, yaşamınızdaki olayları yaratırsınız. Söz sahip olduğumuz en güçlü araçtır. Kötü söz kullanırsanız hayatınızı cehenneme, güzel kullanırsanız cennete çevirisiniz.
İnsan zihni sürekli tohumların ekildiği verimli toprak gibidir. Tohumlar düşünceler, fikirler ve kavramlardır. Buradaki söz tohum oluyor ve ne ekerseniz zihninize, onu büyütürsünüz. Zihninize ekilmiş, korku veya şüphe tohumu yaşamınızı zindana çevirebilir. Her insan bir büyücüdür diyor. Sözlerimizle ona büyüde yapabilir, büyüde bozabiliriz.
Arkadaşının yüzünü sararmış gördüğünde, aa yüzün kanserli hastanın yüzü gibi sapsarı derseniz, arkadaşınızda sizin sözünüzü dinlerse ve inanırsa sözünüzle bir anlaşma yapmış olur. Ve bir seneden az bir zamanda kanserden ölür. Bu sözün gücüdür.
Sözün kötüye kullanımıyla birbirimizi aşağıya doğru çekiyor, birbirimizi korku ve şüphe kıskacında hapsediyoruz.
Sözlerinize gösterdiğiniz dikkat ve seçimlilik size bir şey daha kazandıracaktır.
Bağışıklık. Başkalarının negatif telkinlerine karşı bağışıklık kazanacak ve size söylenen olumsuz sözlerden etkilenmez hale geleceksiniz.
2. ANLAŞMA:
Hiçbir şeyi kişisel algılamamaktır. Kişilerin bakış açıları, ehlileştirme sürecindeki programlamalarından oluşur. Birisi hey sen çok çirkinsin derse, gerçek şu ki, bu kişi kendi duygu düşünce ve inançlarını ifade ediyor. Bu kişinin gönderdiği zehri kabul edip etmemek kişisel algılama ile ilgilidir. Eğer zehri kabul ederseniz, onu size ait kılarsınız.
Sizin bakış açınız sizin gerçeğinizdir. Bu yüzden bana kızdığınızda kendinizle uğraştığınızı bilirim. Ben size kızmanız için mazeret olurum. Kızarsınız çünkü korkuyorsunuzdur, çünkü korkularınızla uğraşıyorsunuzdur.
Birisi size sevgi ve saygıyla davranmıyorsa, o kişinin sizden uzaklaşaması sizin için bir armağandır. Eğer sizden uzaklaşmıyorsa, onunla birlikte uzun yıllar acı çekmeniz, acıya katlanmanız kaçınılmazdır.
Böyle bir kişi tarafından terk edilmek bile, size bir süre acı verebilir ama bir süre sonra yüreğiniz iyileşecektir.
3.ANLAŞMA:
Varsayımda bulunmayın. Gerçeği duymaya cesaret edemediğimizde ya da açıklama istemekten korktuğumuzda varsayımlarda bulunuyoruz. İlişkilerinizde varsayımda bulunmak problemlere davetiye çıkarmak demektir.
4. ANLAŞMA:
Daima yapabildiğinin en iyisini yap. O zaman meditasyonun süresinin değil, yaşamanın, sevmenin ve mutlu olmanın önemli olduğunu anlarsın. Yaşam sizden neyi alıyorsa bırakın gitsin. Aktif bir teslimiyet duygusu içinde geçmişi bıraktığınızda, anda dolu dolu, canlı olmanıza izin verirsiniz. Geçmişi bırakmak demek, şu andaki rüyanızdan haz alabilmeniz demektir. Şu andan zevk almamak geçmişi yaşamak demektir, bu yarı canlılık anlamına gelir. Bu, kendinize acımayı, acı çekmeyi ve gözyaşını getirir. Siz bu dünyaya mutlu olmak için geldiniz. Sevmek için, haz almak için, sevginizi paylaşmak için geldiniz. Bunlar sizin yaşam hakkınız. Bu haklarınızı kullanın ve yaşamdan zevk alın.
|
Çok güzel bir konu olmuş..aslında çok derin şeyler içeriyor.Hani birşey okuyup kafanızda ampul yanar ya "evet ya!" dersiniz aynen öyle.Allah uygulayabilmeyi de nasip etsin inşAllah bana
|