Mümin ve Zalim
Mümin ve Zalim
Zulüm Arapça bir kelime. Orijinal manası “bir şeyi asıl yerinin dışına koymak, asıl yerinden ayırmak.” Dinin hükümlerine göre ise, hak yoldan ayrılıp bâtıl olana geçmek. Bu da zulümdür. Bir başkasının malını izinsiz kullanmak, dinin emir ve yasak sınırlarını aşmak da zulüm. Eziyet etmek, işkence ve baskı kullanmak zulüm olduğu gibi, birinin hakkını çiğneyip adaletten sapmak, bir şeyi eksik veya fazla yaparak işin hakkını vermemek de zulümdür. Hatta kişinin “Allah’ın hakları” diye tabir edilen kişisel ibadetlerini ihmal etmesi de bir zulümdür. Ama başkasına değil, kendine zulüm. Çünkü ebedi hayatını mahvediyor.
İslâm’ın ilk yükümlülük olarak öngördüğü iman da kelime olarak zulümle zıddından alakalıdır. Çünkü iman güven manasınadır. Müslüman kimse ilk başta güvenilir olan, kimseye zarar vermeyendir. Nitekim Allah Rasulü (sallallahu aleyhi vesellem) buyurmuştur: “Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların güvende olduğu kimsedir” (Buharî, Müslim). Müslüman ne kendine ne başkasına, ne insana ne hayvana zulmetmeme hassasiyeti taşır.
ALUNTI.. .
|