Fazladan yenilen her lokma saçma sapan duygu ve düşüncelere evrilir
Fazladan yenen her lokma,amigdalada saçma sapan duygu ve düşüncelere evrilir.
Kimi vardır iki tabak yer doyar, kimi kapasitesinin çok üstünde üç tabak yer banamısın demez.
Sonra bir bakarsınız şaçmalar !
Kendini dürtüsel manada kontrol edemez.
Örneğin fazladan şeker ve şekerli ürünler, fondurma, tatlı ve kusmuk ambalajlar bilinç altını direk bulandırır, bilinç altı amigdalayı dibi çamur kaplı su birikintisi gibi düşünebilirsiniz, eğer oraya çomak sokar, fazladan yer, bir de üstüne şekeri ilave ederseniz, orada uykuda olan yaramaz çocukları uyandırırsanız vay halinize.
CİN'net, Cin'ayet, Cin'sellik oluverir, musallat oluverirler.
Yediklerimiz bağırsak beyin nöronlarının bir işlevi sonucu amigdalaya yolculuğa başlar, amigdala gelen besin bilgisini duygu ve düşünce üretmede kullanarak, insanda arzu, istek meydana getirir, limbik sistem hazların merkezidir.
Bağırsak beyni kazan dairesi gibi misalleyelim, odunu atar yakıtı da amigdalada enerji oluverir.
Nefsin yakıtı besinlerdir, bu sebeple Ramazan ayında şeytan prangalara vurulur derler, önceleri bu misali anlamaz, kabul edemezdim. Sonraları beynin ve amigdalanın bu işlevini öğrenince ne manaya geldiğini daha iyi anladım.
Tasavvufda büyük baş hayvan eti yemek yerine, küçük baş kuzu eti yemek daha efdaldir denmiş, küçük baş hayvanlar kuzu daha sakin, daha kalender bir hayvandır, ondaki ruhaniyet amigdalada bilgi yüklü bilgiler deşifre olur, kişinin dünyasında yerini alır.
Domuz yemek haramdır,domuz yiyende kıskançlık olmaz derler, domuzun genetiği geçtiği anda, amigdala bilgiyi okur kişinin dünyasına sunar.
At eti mekruhdur, at eti yemek haram değildir, at benlik bakımından, nefsaniyet bakımında daha güclü olduğu için bu hayvanın etini yemekle ona benzemek arasında bir durum bağlantısı söz konusu.
"Ümmetim hakkında korktuğum şeylerin en korkuncu (tehlikelisi) şunlardır: Karın büyüklüğü (göbek bağlamak), çok uyku, (maddi ve manevî) tembellik ve yakîn (iman) zayıflığıdır." (Suyuti, Fethu'l-Kebir, 1/58)
"İki kişinin yiyeceği üç kişiye, üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter." (Buhari, Etıme, 11)
"Ademoğlu karnından daha kötü bir kap doldurmamıştır. Oysa ki Ademoğlu için belini doğrultacak birkaç lokma yeterlidir. Şayet mutlaka yemesi gerekiyorsa, o zaman (midesinin) üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini de nefes için ayırsın." (Tirmizi, Zühd, 47) buyurmuşlardır.
|