Ey miskin!
Ucüb; kendini beğenmişlik atından in!
Nice hatâlar, nice sürçmeler vardır ki, kişiyi çukura düşürür.
Nice ilimler vardır ki, semeresi cehalettir. Nice câhillijler de vardır ki, semeresi ilimdir.
İlmin getireceği enfedilik sende nasıl bulunsun ki, sen, ilmine zillet kisvesini giydirmişsin!
Saçına sakalına sürdüğün boyanın ihtiyârlığını örttüğünü sanma. O bya, sâdece saçının saklaının rengini değiştirir. İhtiyarlığını örtmez, gidermez.
Eğer kişi, bir dağdan diğer bir dağa bir adımda gidebiliyor olsa onun, bunu yapmağa kalkışmaması ve yerinde oturması daha faziletlidir. Yine, salâhiyetli dahi olsa, kişinin, Allah’ın zâtı ve sıfatları hakkında konuşmaktansa sükût etmesi daha faziletli bir davranıştır.
Kim ki halka karşı kibirlenir ve kendisini onlardan üstün görürse, Allah katında alçalır.
Kim ki kendisini kulların üstünde görürse Allah’ın nazarında düşer.
Her hâlin, başka bir hâle dönüşmesi yine kendi içinden olur. Her zâhirin kendisinde yine kendisini gizleyen hassa mevcuttur.
Kim ki sabır gömleğini giyerse acelenin oklarından sâlim olur.
Sarsılmaz îmân sâhibi kişi için yüksek bir dağın tepesine bir mızrak dikilerek orası işaretlense ve kişi oraya bırakılsa, ayruca sekzigece rüzgârları da üzerine esse o kişinin bir kulı bile kıpırdatamazlar.
Yalancı, hep bid’atlarla birlikte olur, bid’atlara arka çıkar. Akıllı kişinin hedefi ise onlardan uzak durmaktır.
Kim ki kemâle ererse, onun nefsi, Rabbından gayri her şeyden uzaklaşır.
Yaratılmışların tamamı ona ne zarar verebilir, ne de fayda getirebilir.
Allah’ın kulları ile arasında gerdiği nice perdeler vardır. Kim ki bu perdeleri kaldırabilirse işte o, Allah’a vasıl olur.
Şânı yüce olan Allah’dan gayrisinden emin olmak, korkusunun ta kendisidir. Allah’dan korkmak ise, O’ndan başkasınandan emin olmak demektir.
Hakk’ı Arayanlara Düsturlar – Seyyid Ahmed er-Rufai
|