Her türlü hamd ü senâ âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Allah’ın salât ve selâmı, efendimiz Muhammed aleyhisselâma, O’nun soyuna ve bütün ashâbına olsun.
Yine Allah’ın selâmeti bizim ve Allah’ın salih kullarının üzerine olsun.
Naçiz kul Ahmedcik’den, kardeşiniz, muhteşem Şeyh Abüssemî Hâşimî’ye:
Allah; bizim, onun ve bütün Müslümanların yardımcısı olsun. Âmin!..
Ey kardeşim!
Sana, Allah’tan korkmayı ve Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem’in sünnetine uymayı öğütler, bu nasîhatıma hırsla ve sımsıkı sarılmanı dilerim. Zîrâ benim bu öğütlerim, sana ve senin gibilere faydalı olacaktır. İnşâallah!..
Sakın bu öğütlerimi, onlara ehil olmayanlara vermeye kalkışma. Eğer böyle yaparsan, emâneti ehlinin gayrine vermekle haksızlık etmiş olursun.
Ey Abdüssemî!
Derviş, nefsine yardımcı olduğu ve ona dayandığı zaman rahatsız olur, sıkıntıya düşer. İşi Allah’a bıraktığı takdirde Allah Teâlâ onu çevresine muhtaç etmez. Kendisine yardım eder ve onu başarıya ulaştırır.
Akıl, faydalar hazînesi ve saâdet iksiridir.
İlim; dünyada şeref, âhirete yüceliktir.
Âriyet – emânet nesne ile ancak hakka karşı perdelenmiş olanlar iktifa de eder.
Kendi çocuğunu kaybetmiş ağıtçı, kiralık ağıtçı gibi değildir.
Din büyüklerinin etrafında nice takunya sesleri uçtu ve niceleri dininden oldu.
Ağızdan çıkan iki söz vardır ki, dinde iki gediktir. Bunlardan biri “vahdet” üzre konuşmaktır. Diğeri de tahdîs-i nîmet hududunu aşan şathiyyatdır.
Kişinin sicil defter, arkadaşlarıdır, kendisiyle hemhâl olduğu kişilerdir.
İnsanların çektikleri bütün meşakkatler hep baş olma sevdası ve nefsin şiddetli arzuları için. Bütün hesapları da, gene baş olma ve nefsin arzularını tatmin etme üzerine. Bütün gayeler bu ikisinde toplanmış…
Şerîata aykırı olan her iddia zındıklıktır.
Allah’ı tanımanın son hududu, keyfiyetsiz ve mekândan münezzeh olarak O’nun varlığına kat’iyetle inanmaktır.
Hakka karşı perdeli olanlar için, ölüm hastalığının ağırlığının hissedilmesi Allah’ı tanıma basamaklarının ilkidir. İşte bunun içindir ki, bize şöyle denmiştir:
– Ölmeden önce ölünüz!.. [Keşf’ül Hafa 2/291]
Ölüm hâli, perdeleri kaldırır. Nitekim hadîsde şöyle vârit olmuştur:
– İnsanlar uykuda (gaflet uykusunda)dırlar. Öldükleri zaman uyanırlar. [Keşf’ül Hafa 2/312]
Allah’ı O’na lâyık olmayan sıfatlardan tenzih etmeden önceki tevhidinin tamâmı şirktir.
Tevhîd, kalbde bulunan bâtınî öyle bir kuvvettir ki, Allah’a atâlet isnâdına ve O’nun bir şeye benzetilmesine mâni olur.
Git, Allah’ın huzuruna lâyık olmayan duygu ve temayüllerden temizlen de gel!
Allah’ın yoluna muvafık olmayan her hâl ve hareketin, bir hayalden, bir vehimden ibarettir.
|