Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Dedikodu, Koguculuk
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 21.06.20, 20:01
Swordsfish - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Swordsfish Swordsfish isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 24.10.19
Bulunduğu yer: TR
Mesajlar: 2,490
Etiketlendiği Mesaj: 78 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Dedikodu, Koguculuk

Allah (C.C) Kur'ân-i Kerimde giybeti kinamis ve gsybetciyi ölü eti
yiyene benzetmistir. Ulu Allah (C.C) söyie buyuruyor:
"Birbiriniz hakkinda giybette bulunmayin. Içinizden her hangi biri, ölü bir din
kardesinizin etini yemeyi sever mi? Hic süphesiz bu igrenç bulacaginiz bir seydir."
(Hucûrât Sûresi - 12)
Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Her müslümanin diger müslümanlara kani, mali ve irzi haramdir."
Yine Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyuruyor:
"Dedi - kodudan sakininiz, cünki dedi - kodu zinadan daha agir bir günahtir. Zira
zina eden bir kimse tevbe edince tevbesi Allah (C.C)tarafindan kabul edilebilir.
Fakat dedi - kodusu yapilan kimse afvetmedikce dedi - koducunun afvedilmesî
mümkün degildir."
Alimler, Laskasini giybet eden kimsenin sapan kuran bir çocuga benzedigini
söylerler. Bu çocugun saga sola tas atmasi gibi giybetci de iyi amelini öteye beriye
savurur.
Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyurur:
"Mü'min kardesini lekelemek gayesi ile arkadan çekistiren kimseyi ulu Allah
(C.C)Kiyamet Günü Cehennem köprüsü üzerinde durdurur, sözünü geri almadikça
yoluna devam etmesine müsâade etmez."
Yine Peygamber'imîz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Giybet, müslüman kardesini arkasindan hosuna gitmayecek sözler ile anmadir."
Demek ki, odamin arkasinda isterse vücûd eksikliginden, ister soy
asâletsizliginden, ister sözünde ve davranisinda var oldugu ileri sürülen bir
kusurdan, isterse gerek din ve gerekse dünyasi üe ilgili eksikliklerinden
bahsedilsin, bunlarin hepsi dedi - kodudur. Hattâ, birinin elbisesinden,
paltosundan veya atindan küçümseyen bir edâ ile arkasindan konusmak, giybettir.
Öyle ki, selef-i sâlihinden bazi üeri gelenlerin misal vererek belirttiklerine göre,
birinin arkasindan «Elbisesi uzun veya kisa» diye konusmak bile dedi - kodudur.
Nerede kaldi ki, onun sahsiyyeti hakkinda rencide edici ifadeler kullanman!
Bildirildigine göre bir gün bazi konularda bilgi edinmek üzere Peygamber
(S.A.S.)'imize kisa boylu bir kadin gelir. Kadin çikinca Hz. Ayse (R. Anha) «Allah
(C.C) kadina ne kadar kisa boy vermis» deyince. Peygamber (S.A.S.)'imiz ona:
«Giybet ettin Yâ Ayse!» diye ihtar buyururlar.
Peygamber'imiz (S.A.S.) söyle buyurur:
"Aman dedi-kodudan kaçininiz, çünki o, üç âfet getirir.
1 — Dedi-koducunun duâsi kabul edilmez.
2 — Iyi ameli kabul edilmez.
3 — Kötülükleri birikir.»
Peygamber'imiz (S.A.S.) koguculugu kinarken söyle buyurur:
"Kiyamet Günü insanlarin en kötüsü, birine bir yüzü île, öbürüne baska bir yüzü
ile görünen iki yüzlü kimselerdir, dünyada iki yüzlü olanlarin Kiyamet Gün;
atesten iki dili olacaktir."
Yine Peygamber'imiz (S.A.S.) buyurur ki:
"Kogucular (ondan ona söz tasiyanlar) Cennete giremezler."
Konusan konusamayan bütün canlilarin dili oldugu halde baligin neden dili yok?
Söylendigine göre meselenin hikmeti sudur: Ulu Allah (C.C) Hz. Âdem'i (A.S.)
yaratip meleklere. O'na secde etsinler diye emredince Iblis hariç, bütün melekier
O'na secde etmislerdi. Bunun üzrine ulu Allah (C.C) onu melek kiligindan cikarip.
Cennetten kovmustur.
Cennetten kovulunca yeryüzüne inen Iblis denize gider ve ilk karsilastigi canli,
balik olur. iblis ona Âdem (A.S)'in yaratildigini haber verir, arkasindan Hz. Âdem
(A.S.)'in kara ve denizde yasayan her türlü canliyi avliyabilecegini bildirir, balik
de bu haberi diger canlilarina ulastirir; bunun üzerine ulu Allah (C.C) baligin dilini
kökünden yok eder.
Amr Ibni Dinar'in (rahimehullah) anlattigina göre Medine'li bir adamin, yine
Medine'nin bir kenar mahallesinde oturan bir kiz kardesi vardi. Kadin hasta idi,
adam zaman zaman ziyaretine giderdi, günün birinde öldü. Kardesi ölüsünü
kefenleyerek götürüp topraga verdi, arkasindan da evine döndü.
Bu sirada para cüzdaninin yerinde olmadigini gördü, onu kabre düsürdügünü
hatirladi, yakin bir arkadasini yanina alarak birlikte kabrin yanina gittiler, topragi
kaldirdilar ve para cüzdanini buldular.
Ölünün erkek kardesi arkadasina: «Sen azicik öteye git. ben kiz kardesimin ne
durumda olduguna bakayim» dedi. Üzerindeki topragi kaldirarak lâhdi açti. Bir de
ne görsün! Lâhid tutusmus yaniyor!
Adam hemen annesine vardi. «Bana kiz kcrdesimin önemli huylarini anlat» dedi.
annesi «Senin kiz kardesin komsularin kapi arkalarinda saklanir, kulagini
kapilarina dayar, içerdeki konusmalari dinler ve sonra duyduklarini baskalarina
tasirdi» dedi.
Adam o zaman koguculugun kabir azabina neden oldugunu anladi. Buna göre
kabir azabindan kurtulmak isteyenler, dedi-kodudan ve ona buna söz tasimaktan
kacinmalidirlar.
Hikâye ederler ki: Ebü'l Leys'ül - Buhâri (rahimehullah) hacca giderken cebine iki
dirhem koymus ve «Mekke yolunda gerek giderken gerek dönerken biri hakkinda
dedi-kodu edersem su iki dirhemi fakirlere dagitacagim» diye kendi kendine
yemin etmisti.
Ebû'l - Leys, Mekke'ye vardi, hacc görevini yerine getirip evine döndü, fakat iki
dirhem hâlâ oldugu yerde duruyordu. Verdigi sözü bilen dostlari ona durumu
sordular, cevabi söyle oldu: «Bir kisi hakkinda dedikodu edecegime yüz kere zina
etmegi tercih ederim.» (Mâzaallah!)
Ebu Hafs'ül Kebir (rahimehullah) buyurur; «Bir yilin Ramazan Orucunu
tutmamayi, bir kisi hakkimda dedi-kodu etmeye tercih ederim.»
Bir fikih âlimi hakkinda giybet eden kimse. Kiyamet Günü alninda «Bu adam Allah
(C.C)'in rahmetinden mahrum edilmistir» yazisini tasiyarak gelir.»
Enes Ibni Mâlik'in (R.A.) rivayet ettigine göre Peygamber (S.A.V)'imiz söyle
buyuruyor:
"Mi'raca çikarildigim gece tirnaklari ile yüzlerini tirmalayan ve les yiyen bir
guruba rastladim. Cebrail'e «Sunlar kim?» diye sordum, bana, bunlar dünyada
iken baskalarinin ölü etini yiyenler (onun bunun hakkinda dedi-kodu edenlerdir)
diye cevap verdi.»
Hasan (R.A.) buyurur: «Yemin ederim ki, giybet Dîne. koparilan bir et parçasinin
vücûda verdigi zarardan daha egir bir zarar getirir.»
Ebu Hureyre (R.A.) buyurur. "Mü'min kardesinizin gözündeki çöpü görürsünüz de,
kendi gozunüzdeki mertegi görmezsiniz."
Bildirildigine göre, bir gün Selman-i Ferisi (R.A.) Ebu Bekr (R.A.) ve Ömer (R.A.)
ile (Allah (C.C) onlardan râzi olsun) birlikte sefere çikmisti. Selman (R.A.) yol
erkadaslarina yemek pisiriyordu. Bir yerde mola verdiler, fakat Selman (R.A.)
yiyecek bir sey hazirlamamisti.
Bunun üzerine. O'nu yaninda yiyecek bir sey var mi, yok mu baksin ve varsa alsin
gelsin diye Peygamber (S.A.V)'imize gönderdiler. Selman (R.A.) yiyecek bir sey
bulamayarak arkadaslarinin yanina eli bos dönünce Ebû Bekr (R.A.) ile Ömer
(R.A.) kendi aralarinda onun için «Selman (R.A.) su almak üzere falan kuyuya
varsa kuyu kurur» dediler.
Bunun üzerine su âyet indi:
"Biribirin izin arkasindan dedikodu yapmayin, sizden birisi ölü bir din kardesinin
etini yemek ister mi? Hic süphesiz bundan tiksinirsiniz."
(Hucûrat Sûresi - 12)
Ebu Hureyre'den (R.A.) rivayet edildigine göre. Peygamber (S.A.V)'imiz söyle
buyuruyor:
"Dünyada mü'min kardesinin etini yiyen (onun hakkinda dedikodu yapan)
kimsenin önüne Kiyamet Günü dedikodusunu yaptigi kardesinin lesi getirilir ve
ona: ye simdi bu lesi dünyada iken dirisini yemistin» denir. Arkasindan
Peygamber (S.A.V)'imiz su âyeti okudu:
"Sizden birisi, ölü kardesinin etini yemek ister mi?"
Câbir Ibni Abdullah el-Ensarî (rahimehullah) der ki, «Peygamber (S.A.V)´imiz
zamaninda dedikodu olunca derhal kokusu duyulurdu, cünki gayet seyrekti. Fakat
simdi dedikodu öyle cogaldi ki. bütün burunlar koku ile doldu, o yüzden artik
kokusu farkedilmez oldu. Tipki sunun gibi: Derici atölyesine giren birini düsünün,
adam kokunun agirligi yüzünden orada fazla kalamaz.
Oysa atölyede çalisanlar hic bir rahatsizlik duymadan orada yerler, içerler,
burunlari alistigi için kokusmus deri kokusunu duymazlar. Iste dedi-kodunun
günümüzdeki durumu da böyledir.»
Kâ'b (R.A.) der ki: «Bir kitabda okuduguma göre dedi-kodudan tevbe edenler
Cennet'e en arkadan girerler. Öte yandan dedi koduculukta israr ederek ölenler
de herkesten önce Cehennem'e girerler.»
Ulu Allah (C.C.) buyuruyor ki:
"Gerek birinin arkasindan atip tutanlarin (hümeze) ve gerekse baskalarina,
yüzlerine karsi hakaret edenlerin (lümeze) her ikisinin de vay haline!"
(Hümeze Süresi - 1)
Bu Ayet-i Kerime, Velid Ibni Mugîre hakkinda nâzil oldu. Cünki Peygamber'imize
(S.A.S.) ve bütün müslümanlara yüzlerine karsi alay ve hakaret ediyordu.
Bilindigi gibi husûsî bir nüzul sebebine dayanan Âyet-i Kerimenin hükmü umûmî
olabilir.
Peygamber´imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Aman dedikodudan kaçininiz, cünki o zinadan daha agir bir günahtir" Sahabe´ler
Peygamber (S.A.S.)'imize «Dedi-kodu nasil olur da zinadan daha agir olabilir»
diye sordular.
Peygamberimiz (S.A.S.) bu soruya: «Çün-kl insan zina edip tevbe edince Allah
(C.C)tevbesini kabul eder. fakat hakkinda dedikodu yapilan kimse bagislamadikça
dedikoducunun afvedilmesi mümkün degildir.»
Dedikodu yapan kimse önce pismanlik duyup tevbe etmelidir, böylece Allah (C.C)
hakkindan kurtulmus olur. Arkasindan da hakkinda dedikodu yaptigi kimseden de
helâllik almasi gerekir, eger adam hakkini helâl ederse ancak o zaman kul
hakkindan kurtulmus olabilir.
Peygamber'imiz (S.A.S.) buyuruyor ki:
"Müslüman kardesi hakkinda dedikodu yapan kimsenin Kiyamet günü, ulu Allah
(C.C) yüzünü kiçina çevirir."
Buna göre dedikodu yapan kimsenin yerinden kalkmadan ve dedikodusu karsi
tarafin kulagina varmadan önce Allah (C.C)'dan onun için afvedilemelidir. Cünkü
dedikoducu, haber karsi tarafin kulagina varmadan tevbe ettigi takdirde, ortada
sodece Allah (C.C) hakki söz konusu oldugu için tevbesi kabul edilir. Fakat
dedikodu haberi karsi tarafin kulagina varinca" tevbe sayesinde dedikodu
vebalinin ortadan kalkabilmesî için, dedikoduya ugrayanin hakkini helâl etmesi
gerekir.
Zina konusunda da hüküm böyledir. Yani evli bir kadinla zina eden kimse, kadin
kocasi olup
biteni duymadan tevbe ettigi takdirde tevbesi kabul edilebilir, fakat kadinin kocasi
durumu ögrendikten sonra tevbenin kabul edilebilmesi için, aldatilan kocanin
hakkini helâl etmesi gerekir. Yerine getirilmeyen namaz, oruç, zekât ve hacc
borçlcri, bu borçlar kaza edilmedikçe tevbe ile ortadan kalkmaz. Dogrusunu Allah bilir.

__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var.
-Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147