Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Tevhid nedir?
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 16.12.16, 00:57
Mollaoglu Mollaoglu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 26.10.16
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 152
Etiketlendiği Mesaj: 32 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Tevhid nedir?

TEVHİD NEDİR?

Tevhid, Lâ ilâhe illallah cümlesi ile ifade edilen, Allah'tan başka tanrıları reddedip tanrı olarak yalnızca onu kabul etmek anlamına gelen bir ilkedir. İslam'a girişin anahtarıdır: "Kim tağutu inkâr edip de Allah'a iman ederse, şüphesiz kopmayan sağlam bir kulpa yapışmıştır." (Bakara 256)

Tevhid Allah'ın varlığına, birliğine, tüm yetkin niteliklerin kendisinde toplandığına, eşi ve benzeri bulunmadığına inanmaktır. Bu inancı açıklayan Lâ İlâhe İllallah cümlesine kelime-i tevhid denir ve sık sık tekrarlanır. Tevhide inanan kişi mümin ve muvahhit adını alır.

Ulûhiyetin başkaları için reddedilmesi, tanrılığı sadece ortağı olmayan Allah'a ait kılmayı ve onun yanında ikinci bir tanrı edinmemeyi gerektirir: "Allah'a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın..." (Nisa: 4/36) "... Biz her ümmete, yalnız Allah'a kulluk etmeleri ve tağuttan da sakınmaları için Resul gönderdik." (Nahl: 16/36) "Kim La İlahe İllallah der ve Allah'tan başka tapınılanları (ibadet edilenleri) reddederse malı ve kanı haram olur..." [2] Bütün resullerin kavimlerini davet ettikleri söz şudur: "...Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin ondan başka tanrınız yoktur..." (A'raf: 7/59)

Tağutu reddetmek, Allah’ın emir ve yasağına ters düşen hevayı ve şeytanı reddetmektir. "Lâ ilâhe illallah"ın gereği olarak kişi ibadette Allah'ı birlediğini, Allah'tan başkalarına, putlara, kabirlere, evliyalara ve salihlere ibadet etmenin batıl olduğunu ilan eder. Allah'a yaklaşmak için ölülere kurban kesen, türbelerden yardım isteyen, kabirlerin etrafını tavaf eden ve adak adayanlar, Allah'ın yaratıcı ve her şeyin sahibi olduğuna inansalar bile, Arap paganlar gibi Allah'a ortak koşmuş olurlar. Mekke paganları, kabirlere ve putlara tapmadıklarını söylüyor fakat uygulamada aksini yapıyorlardı. Onlar yaratıcı ve rızık verici olduğuna inanmadıkları halde, sırf kendilerini Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye salih olduğuna inandıkları bazı kişilere ibadet ediyorlardı.

Tevhidi şeriat açısından yorumlayanlara göre ibadet, muamelat ve bütün meselelerde Allah'ın hükümlerini kabul edip beşeri kanunları reddetmek, insan ve cin şeytanlarının revaca çıkardığı bütün hurafeleri ve bidatleri ortadan kaldırmak bu kelimenin ameli gereklerindendir.
1-RUBUBİYYETİN TEVHİDİ
Herşeyin biricik Rabbinin ve mutlak sahibinin Allah olduğuna, ortağının bulunmadığına, tek yaratıcının O olduğuna, bütün kâinatı çekip çeviren, işlerini idare eden, onda tasarruf edenin O olduğuna, kulları yaratıp onları rızıklandıran, hayat veren ve canlarını alanın O olduğuna kesin olarak inanmak, Allah’ın kaza ve kaderine, zatında vahdaniyetine yani bir ve tek olduğuna inanmaktır. Bunun özü, fiilleriyle Allah’ı tevhid etmek yani birlemektir.

Yüce Allah’ın Rububiyetine iman etmenin gereğine dair şeri deliller pek çoktur.Yüce Allah’ın şu buyruklarında olduğu gibi:

”Alemlerin Rabbi olan Allah’a haöd olsun”(Fatiha 1)

”Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız O’nun dur.Alemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir.”(Araf 54)

”Yerde ne varsa hepsini sizin için yaratan…. O’dur”(Bakara 29)

”Çünkü şüphesiz ki Allah’tır hem rızkı veren, hem pek çetin kudret ve kuvvet sahibi olan.”(Zariyat 58)

2-ULUHİYYETİN TEVHİDİ
Kulların fiilleriyle, yüce Allah’ı bir ve tek olarak tanımalarıdır. Buna ibadet tevhidi adı da verilir. Bu anlam itibariyle kesin olarak şu hususlara inanmayı ihtiva eder.

Hak ilah kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan O’dur. O’nun dışındaki bütün mabudlar batıldır. Yalnızca yüce Allah’a ibadet edilmeli, O’na boyun eğilmeli, mutlak olarak sadece O’na itaat olunmalıdır.

Kim olursa olsun, kimse O’na ortak koşmamalıdır. Namaz, oruç, zekat, hac, dua, istiane (yardım dilemek), adak, zebh (eti yenir hayvan kesmek), sevgi ve buna benzer zahir ve batın (açık ve gizli) ibadet türlerinden hiç bir şeyin O’ndan başkası için yapılmamasıdır.

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
”Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım dileriz.”(Fatiha 5)

”Kim buna dair bir delili bulunmaksızın, Allah ile birlikte başka bir ilaha ibadet ederse, onun hesabı ancak Rabbinin katındadır. Kâfirler -hiç şüphesiz- kurtuluşa eremezler.”(Mü’minun 117)

Uluhiyetin tevhidi, bütün rasullerin kendisine çağırdıkları bir husustur. Önceki ümmetleri helak yoluna götüren bu tevhidin inkarıdır.
Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
”Senden önce gönderdiğimiz herbir peygambere mutlaka şunu vahyettik: Benden başka ilah yoktur, o halde yalnız bana ibadet edin.”(Enbiya 25)

Rububiyetin tevhidi, ulûhiyetin tevhdini gerektirir. Müşrikler bir tek ilaha ibadet etmiyorlardı. Onlar birden çok (ilah yerine koydukları) putlara ibadet ediyorlar ve bunların, kendilerini yüce Allah’a yakınlaştırdığını ileri sürüyorlardı. Bununla birlikte bu uydurma ilahların fayda ve zarar vermediklerini biliyorlardı.
İşte bundan dolayı yüce Allah rububiyetin tevhidini kabul etmelerine rağmen onları mü’min olarak değerlendirmemiş aksine ortak koşmaları dolayısıyla onları kâfir olarak değerlendirmiştir.

İşte bu noktada Selef-i Salihin yani Ehli sünnet vel-cemaatin inancı, ulûhiyet hususunda diğerlerinden ayrılmaktır. Bazılarının kasdettiği gibi tevhidin anlamı onlara göre yalnızca Allah’tan başka hiçbir ilah olmamasından ibaret değildir.Onlara göre bu inanç şu iki esasın varlığı ile gerçekleşir:

a) Bütün ibadet çeşitlerinin yalnızca yüce Allah’a yapılması, yaratılmış hiçbir varlığa yaratıcının hak ve özelliklerinden hiçbirisinin verilmemesi. Buna göre; Allah’tan başkasına ibadet edilemez, Allah’tan başkasına adakta bulunamaz, tevekkül edilemez.

”De ki; Şüphesiz benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emrolundum ve ben Müslümanların ilkiyim.”(Enam 162)

b) İbadet, yüce Allah’ın ve Resulunun emrettiğine uygun olmalıdır.

3-İSİM VE SIFATLARIN TEVHİDİ
Bu, en güzel isimlerin ve yüce sıfatların yüce Allah’a ait olduğuna kesin olarak inanmak demektir. O bütün kemal sıfatlarına sahib ve bütün eksik sıfatlardan münezzehtir. O bu özelliği ile bütün varlıklardan ayrı ve eşsizdir.

Ehli Sünnet vel-cemaat’e göre: Şanı yüce olan Allah’ın,
kendisinden önce hiçbir şeyin olmadığı ilk,
kendisinden sonra hiç bir şeyin olmadığı ahir,
kendisinden üstün hiçbir şeyin zahir,
kendisinden öte hiçbir şeyin olmadığı batın’dır…

”O hem ilktir, hem ahirdir, hem zahirdir, hem batındır. O her şeyi en iyi bilendir.”(Hadid 3)

Yine Ehli sünnet vel-cemaat yani en temiz inanca göre; Allah’ın zatı diğer zatlara, varlıklara benzemez. Şanı yüce olan Allah’a benzer, denk olabilecek hiçbir varlık yoktur. O, yrattığı varlıklar ile kıyas edilemez.

Hafız İmam Nuaym b. Hammad el-Huzai şöyle demiştir:
”Allah’ı, yarattıklarına benzeten kafir olur. Allah’ın kendi zatını, kendisi ile nitelendirdiği şeyleri inkar eden de kafir olur. Yüce Allah’ın kendi zatını kendisi ile vasfettiği şey de, Resulünün nitelendirdiği şey de asla teşbih değildir.”


Zümer / 29. Allah, çekişip duran birçok ortakların sahip olduğu bir adam (köle) ile yalnız bir kişiye bağlı olan bir adamı misal olarak verir. Bu ikisi eşit midir? Hamd Allah’a mahsustur. Fakat onların çoğu bilmezler.


En’âm / 161. De ki: Şüphesiz Rabbim beni doğru yola, dosdoğru dine, Allah’ı birleyen İbrahim’in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.

Yunus / 1O5. “Ve (bana) hanîf (Allah’ın birliğini tanıyıcı) olarak yüzünü dine çevir; sakın müşriklerden olma, diye (emredildi).”

Yunus / 32. İşte O, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Artık haktan (ayrıldıktan) sonra sapıklıktan başka ne kalır? O halde nasıl (sapıklığa) döndürülüyorsunuz?

Hacc / 31. Kendisine ortak koşmaksızın Allah’ın hanifleri (O’nun birliğini tanıyan müminler olun). Kim Allah’a ortak koşarsa sanki o, gökten düşüp parçalanmış da kendisini kuşlar kapmış, yahut rüzgâr onu uzak bir yere sürüklemiş (bir nesne) gibidir.

Fussilet / 6. De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilâhınızın bir tek İlâh olduğu vahy olunuyor. Artık O’na yönelin, O’ndan mağfiret dileyin. Ortak koşanların vay haline!

Zuhruf / 45. Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize (ümmetlerine) sor! Rahmân’dan başka tapılacak tanrılar (edinin diye) emretmiş miyiz?

Şûra / 15. İşte onun için sen (tevhide) dâvet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah’ın indirdiği Kitab’a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışılabilecek bir konu yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de O’nadır.

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147