Mükemmellik aslında bu kutuplu olan izafi yaşamlarda pozitif tarafın(pozitif sıfatların da diyebiliriz) en uç noktasını dahil ederek kapsayan bir kelime olarak çıkıyor karşımıza. Ama tanrıyı herhangi bir sıfata ya da doğrusu bir anlama sığdırmak onu bir anlamla çevrelemek,sınırlandırmak gibi geliyor. Onu anlam çemberine sıkıştırıyoruz. Mükemmelliği zihninde ne kadar mükemmel ya da sonsuz bir şekilde yaratırsan yarat, tasarlarsan tasarla ya da düşünürsen düşün, sonuçta o senin anlamlandırdığın bir düşünce. Bu yüzden tanrı senin düşünebildiğin kadardır denir. Peki düşüncenin bir sonu var mıdır? Evet düşünce sonsuz olabilir. Anlaşılması açısından 1 in yanına sonsuz adet 0 koyabilirsin ve sonsuz büyüklükte sayıyı elde edersin. Ama sonuçta o da düşüncedir. Baktığın yere göre sonsuzdur. Yani düşünce kendi içinde, sonsuzluğu bulsa bile sonuçta düşüncedir. Düşünce tanrıyı kapsayamıyağı için aslında tanrıya var demekde yok demekde yanlış denilebilir. O yüzden Tanrı, varlığın ve yokluğun ötesindedir denir. Varlık zamanla ilişkilidir zaten. Bir şey var ise o yaratılmıştır. Ama tanrı kendini yaratmış mıdır? Hayır. Peki var mı edilmiştir? Ona zaten hayır diyeceğiz. Peki tanrıya ne diyeceğiz derseniz mevcut kelimesinin kullanılması daha iyidir(Ü. Muzaffer K.). Çünkü mevcut kelimesi ile varlığının başlangıcı olmayan gibi bir anlam katılabilir o şekilde anlamlandırılabilinir. Sonuç olarak düşünce sonsuzdur ama Tanrıyı kapsamaz. Kapsayamaz. "Kalem her şeyi yazmıştır ama kendini yazmamıştır." sözü ile anlaşılması gerekenlerden birisi de bu bence. Daha yazılabilecek çok şey var ama şu anlık düşündüklerim bunlar
Bu düşünceye ulaşmamda etkili Üstad Muzaffer Kına'ya çok teşekkür ederim. Son olarak onun sözünü bırakıyorum.
"Sonsuzluğu anlamak için sonsuz, sınırsızlığı kavramak için sınırsız olmalısın". ümk