Ben de anlamıyordum önceden bu "kesin kabul" ifadelerini.

Sonradan şunu idrak ettim, misal Erbain-i İdrisiyye kitabında bir Esma uygulaması verilir, faziletleri sayılır da sayılır. Şöyle güçlüdür, böyle sırlıdır, şöyle kabuldür, böyle kesindir der ama kitabı heyecana kapılmadan, atlamadan zıplamadan okuyabilirseniz fark edersiniz ki çoğu yerde "haramları, dünyevi şeyleri terk etmiş olmak, tam bir riyazat, kusursuz bir taharet, tam teslimiyetle inanarak..." vb. detaylar verilmiştir. Her uygulamada bu bilgiler verilmese bile tüm uygulama, kaynak ve kişiler için geçerli olduğuna inanıyorum. Her uygulamanın kendine özel olarak yapılmasa bile takva, dünyeviyattan sıyrılmak, beden, mekan, giysi, ruh ve zihin temizliği, şüphe karışmamış tam teslim bir kalp genel olarak gerekli.
Şahsen ben bu kadar titiz ve başarılı olamıyorum bunları yerine getirmekte.


*B]*Yukarıda saydığım detaylar/faktörler
*Duaların her gün aynı yerde, aynı saatte uygulanmasının önemli olması
*Bir uygulamayı herkesin bu titizlik, bilinç ve imanla yapamayacağı gerçeği
*Bu kadar detayın tolere edilip ne olursa olsun kabul edileceğini varsayalım. Nasibinizde yoksa, Allah ile iletişiminizi geliştirmiyor ve haramlardan sakınmaya özen gösteriyorsanız özetle hak edecek hiçbir şeye yöneliminiz yoksa yüce Rabbim öyle ya da böyle elinizi, dilinizi, aklınızı, vaktinizi bağlıyor. Elinizde 1000 güçlü uygulama olsa da 1'ini bile yapmak nasip olmuyor.
* Ve bence en önemlisi; Allah'ın rızasını gözeterek niyet etmekten gafil olup, farkında bile olmadan medeti Allah'tan değil duadan, uygulamadan, Zat'lardan ummak çok yaygın olarak yapılan bir hata.


Umarım anlaşılır yazabilmişimdir fikrimi ve gözlemimi