Son nefeste imanlı ölebilmenin bir formülü var mı?
Sınavda olan bir öğrenci düşünün. Sınav kâğıdına yazdığı cevabı tam kâğıdını vermeden önce silerek değiştiriyor, başka cevabı yazıyor / işaretliyor. Hangisi dikkate alınır? Sınav boyunca kâğıdında olan mı yoksa son anında kâğıdında işaretli olan mı? Elbette son olarak işaretlediği dikkate alınır. Aynen bunun gibi, bir kimsenin âhiretteki durumu konusunda da son anı dikkate alınır. İşte onun için Allah Resûlü (s.a.v.) “ameller sonlarına göre değerlendirilir” (Buharî, “Kader”, 4; Tirmizî, “Kader”, 4) buyuruyor.
Tekrar baştaki soruya dönelim. Acaba son nefeste imanlı ölebilmenin bir formülü var mı?
Rabbimiz bir âyette “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten hakkıyla sakının ve ancak Müslümanlar olarak can verin” (Âl-i İmran, 102) buyuruyor. Allah böyle emir buyurduğuna göre Müslüman olarak can vermenin formülünü de göstermiş olmalı.
Bir başka âyet yolumuzu aydınlatarak şöyle diyor:
“Allah Teâlâ sabit söze (Lâ ilâhe illallah sözüne hakkıyla) iman edenleri hem dünya hayatında hem de ahirette [iman üzerinde] sabit tutar. Zalimleri ise Allah saptırır. Allah dilediğini yapar.” (İbrahim, 27)
Bu âyete dair diğer bir yorum ise şöyle: “Allah iman edenleri, sabit söz (olan lâ ilâhe illallah kelimesi) ile [iman üzerinde] sabit tutar.”
İster ilk yorumu ister ikinci yorumu benimseyelim bu âyet bize şöyle bir mesaj veriyor:
“Dünya imtihanını imanla tamamlayabilmek için hayatınızın merkezine kendi nefsinizi, aklınızı, beğenilerinizi, ölçülerinizi değil Rabbinizin rızasını yerleştireceksiniz. Yaşam tarzınız “O’nu razı etmek” üzerine kurulu olacak. Dilinizle, kalbinizle ve eylemlerinizle bu hâl üzere yaşayacaksınız. İnsana, hayata, olaylara O’nun bakmanızı istediği yerden bakacaksınız. İşte o zaman Rabbiniz yaşarken de ölürken de kabirde de mahşerde de sizi asla yardımsız bırakmayacak, ayaklarınızı sabit kılacak.”
Bir başka âyette ise Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (yani onun dinine) yardım ederseniz Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar." (Muhammed, 7)
Ayakların sabit kalmasından kasıt savaş sırasında düşmana karşı sebatkâr olmak ve iman üzerinde sapasağlam yürümek şeklinde yorumlanmıştır.
İman etmek, tıpkı çiçek yetiştirmek gibi emek ister. Atalarımız “bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur” diyerek bir şeye emek vermenin öneminden söz etmişlerdir. Bir şeye ne kadar çok emek verilirse o şey o kadar benimsenir, onu terk etmek o kadar zorlaşır.
Dilinizde en çok Allah’ın adı, kalbinizde en çok O’nun sevgisi varsa, sizin için bütün dünya bir yana O’nun rızası bir yana ise böyle bir imanın sahibini Allah asla yardımsız, tek başına bırakmaz. İmanı belirli zamanlarda takılıp belirli zamanlarda çıkarılan bir aksesuar gibi gören, hayatının amacını “Allah’ı razı etmek” üzerine kurmayan, elindeki nimete şükretmeyen, Allah’ı çok az hatırına getiren bir kimsenin son nefeste bu imanına sahip çıkabilmesi çok da kolay değildir.
Hiç birimizin garantisi yok. Eğer son nefeste imanlı ölme gibi bir derdimiz varsa hayatta iken bu imana sahip çıkmamız ve o imana uygun bir yaşam sürmemiz gerekir.
Rabbimiz bizleri iman üzere sabit kılsın, iman üzere yaşayıp iman üzere ölmeyi cümlemize nasip eylesin.
__________________
Nesimi'ye sormuşlar;
O YAR ile hoş musun?
Hoş olayım olmayayım o YAR benim
Kime Ne!
|