Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Zekat Konusuna bu açıdan baktınız mı?
Tekil Mesaj gösterimi
  #2  
Alt 18.05.20, 10:39
Torlak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Torlak Torlak isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 17.09.18
Mesajlar: 848
Etiketlendiği Mesaj: 30 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Zekât almaya hak sahibi olan "borçlular" hakkında bazı değerlendirmeler ve notlar.

1. Zekât sekiz sınıfa verilir. Fakirler, miskinler, zekât memurları, müellefei kulub, köle azat etmekte, borçlular ve Allah yolunda olanlar, yolda kalmış olanlar.

2. Borçlular iki kısımdır: Şahsi olmayan borçlar. Mesela bir kişi kavga etmek üzere olan alacaklı verecekli arasına girip borçlunun borcunu üstlendiğini söylerse, bu kişi şahsi bir borcun altına girmemiş sayılır. Buna kan, diyet, kefalet gibi durumlarda başkasının borcunu üstlenmek de dahildir.

Böyle bir davranışta bulunan bir kişi zengin dahi olsa ona zekât geliriyle yardım edilebilir. O kişi zengindir diye kendi haline bırakılmaz.

3. Şahsi olan borçlar. Ticaret borçları, ev borcu, araba borcu, eve alınan beyaz eşya, mobilya ve benzeri borçlardır. Yani bizzat şahsın, kendisi için edindiği borçlardır.

Bu kişinin ise zaruriyattan ya da haciyyattan sayılan borçlarını kapatması için ona zekât verilebilir. Ev taksiti, araba taksiti, market borcu vb. Ancak bunun da şartı "israfa kaçmayan" bir borçlanma olması gerekir. Yani 30.000 liralık arabaya borçlanması gerekirken 200.000 liralık araba borcuna girmişse ona zekâttan yardım edilmez. Ev için de aynısıdır. Villa, rezidans, ultra lüks ev taksiti için zekâttan pay verilmez. Buna göre kişinin ne alırken borçlandığına bakılarak zekât verilir. Mesela evi olduğu halde ikinci ev borcuna giren kişiye zekât yardımı yapılmaz. Buna pahalı telefon, pahalı mobilya ve lükse kaçan tüm borçlar dahildir...

4. Kumar borcu, içki borcu, faiz borcu, uyuşturucu borcu gibi gayri meşru borçlar ise tek bir şartla ödenir. O da bu işlerden tevbe etmiş olması gerekir. Yani kumar borcu var ama sonradan tevbe etmiş ve kendisine çeki düzen verdiği biliniyorsa, bu borçlarını kapatması için zekât verilir. Ancak tevbe etmemiş ya da durumunda düzelme yoksa ona borcunu kapatması için zekât verilmez.

5. Borçlu olan kişiye borçlu olması nedeniyle zekât verilir. Ancak onun borcunu ödemeyeceği biliniyorsa ona zekât verilmez. Zira borcunu ödemesi için zekât alabiliyor.

Bu nedenle:

Bu kişilerin borcu, onlardan vekalet alınarak kapatılması gerekir. Aksi halde borcunu ödemesi için verdiğiniz zekât, başka yerlere harcanabilir.

6. Vekalet almadan da borçları kapatılabilir. Zira kişi ona zekât verdiğini söylemek zorunda değildir. Buradaki zekâtta temlik şahsın kendisi için değil, alacaklıları içindir. Bu ve benzeri nedenlerle ona haber vermeden de vekalet almadan da şahsın borcu kapatılabilir.

7. Peki, borçlu kişinin alacaklısı zekât veren kişi olursa ne yapılır?

Bu durumda o kişiye borcunu ödemesi için zekât verilir. Borçlu kişi de eline geçen parayı, kendisine zekât veren kişiye (alacaklısı) vererek borcunu kapatır. Ancak biraz önce de dediğimiz gibi borçlu grubuna dahil olanlarda esas temlik sahibi borçlu değil, onun alacaklısıdır. Bu nedenle zekât verecek kişi, ondan vekalet alarak veya maslahata göre vekalet almayarak onun borcunu silebilir.

Mesela market sahibi, dükkanından alış veriş yapmış bir fakirin borcunu ona haber vererek ya da vermeyerek zekât gideri olarak silebilir.

8. Peki, borcunu ödeme imkanı olmayan müflise ya da borcunu ödememek için kaçmış olan kişinin borcu zekât ile kapatılabilir mi?

Burası ihtilaflı olmakla birlikte günümüz için ve maslahat açısından böyle bir kişinin de borcu silinebilir. Mesela market sahibi, fırın, ev sahibi, ticaret sahibi kişi alacaklı olup kendisine borcu olan kişi de borcunu ödeme imkanına sahip değilse ya da kaçmışsa bu durumda ondan alacağını zekâttan sayabilir. Zira bu şekilde borcu olan kişi bazen doğup büyüdüğü şehri, borç utancından dolayı terk etmiştir. Ya da esnafa olan borcundan dolayı yanlarına gitmekten çekinmektedir. Ama borcunu ödeme imkanı da yoktur.

Böyle bir durumda alacaklı kişi ona haber vererek borcundan vaz geçtiğini söylemelidir. Alacaklı, almaktan vaz geçtiği bu borcu da zekât gideri olarak hesap edebilir.

9. Şahsi nedenlerden dolayı borçlu kişinin zekât alabilmesi için borcunu ödeyecek imkana sahip olmaması gerekiyor. Farzı misal 25.000 lira parası var. Ama bir de markete 5.000 lira borcu var. Bu kişinin market borcu zekât giderinden düşürülmez. Ancak market sahibi bunu bilmiyorsa hariç.

Yani siz, tanıdığınız bir adamın hem borcunun olduğunu biliyorsunuz hem de borcunu kapatacak parası olduğunu biliyorsunuz. Bu durumda ona "borçlu olduğu için" zekatınızı veremezsiniz.

10. Borcuna vefalı olmayan, eline geçen parayı borcuna ödemek yerine fuzuli şeyler almakla tanınan, eline geçen parayı israf ve gayri meşru şeylere harcayacak olan ya da borcunu ödese bile yine fuzuli borçlar altına girecek olan kişiye zekât verilmez. O kişi kendi haline bırakılır. Zira zekatın amacı olan borcun kapatılması ve insan onurunu kurtarma gibi maslahatlar gerçekleşmemiş olacaktır.

Yani mutlak anlamda herkesin de borcu zekât gideri ile kapatılmaz.

Allah teâlâ borçlu kardeşlerimize hayırlı kapılar ihsan eylesin!
Âmin

__________________
Nesimi'ye sormuşlar;
O YAR ile hoş musun?

Hoş olayım olmayayım o YAR benim
Kime Ne!
Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147