SIFAT MERTEBESİNDE GÜÇ OLUŞTURMA İSMİ, "MÜRİD”DİR!
Olayın kilit noktası, ZİKİR olayı!
Âyeti kerimeyi hemen hatırla...
"Kim ki Rahman’ın zikrinden yüzçevirirse biz ona şeytanı musallat ederiz!”
Bu âyette çok büyük bir sır var.
"
Kim ki RAHMANın zikrinden yüz çevirirse....”
Burda "Allah’ın zikrinden” demiyor. Çünkü
Rahman’ın zikri, esmâ mertebesindeki ilâhi isimlere işaret eder.
Rahmaniyet mertebesi, sıfat mertebesidir.
Sıfat mertebesindeki güç oluşturma ismi de
MÜRİD ismidir!.
Yani
insanın varlığındaki bu ilâhi sıfatlara tekâbül eden isimlerin zikrinden kişi vazgeçtiği zaman o ilâhi güçten mahrum kalıyor ve cinlerin etkileri altına giriyor. O tesirleri almaya başlıyor .
İşte, "
Rahman’ın zikrinden yüz çevirene biz şeytanı musallat ederiz ederiz. O, onda evham vesvese korku vesâireyi arttırır” âyetinin sırrı da budur.
BÂTIN KAPANIKLIKLARIN AÇILMASI,
"FETTAH” İSMİ İLE MÜMKÜNDÜR!
Aynı şey bıkkınlık doğurur, tıkanıklığı getirir.
Peki, insanın kendini yenilemesi yenişeyleri ortaya getirmesi, yeni şeyleri açması nasıl mümkündür?
Burda demek ki bu sorunla karşılaşıyoruz...
İşte o "yeni”yi ortaya çıkarabilmenin yolu, FETTAH’tan geçer.
”Fettah” isminin mânâsı sende açılır, hükmünü icra ederse, sende yeni yeni şeyler açılmaya başlar; yeni yeni şeyleri görür, hisseder, yaşar ve ortaya koyarsın.
"FETTAH” isminin zikri, insanda açılımlar yapar!. Hem zâhîri problemlerin çözümlenmesi yönünden, hem de "BÂTIN”kapanıklıkların açılması fetholması cihetinden!
Konuşmamızın başında ne dedik?..
Sendekileri ortaya çıkarabilmen için ayna olarak karşına konmuştur
ESMÂ’ÜL HÜSNÂ!
Yani "
esmâ’ül hüsnâ”, yani
"Allah’ın isimleri”, sendeki vasıflara ayna olarak karşına konmuştur!.
Ötedeki Allah’ın(!), ilâh’ın, Tanrı’nın isimleri değildir onlar! Sende mevcud olan mânâlardır onlar!.
Bu mânâlar sende açıldığı kadar, bu özellikler senden dışarı taşar!. Bunun yolu da zikirden geçer, bilgiden değil!.
FETİH SÛRESİ
Bu sûreyi hergün bir defa okumalıyız.
Ayrıca bu ilk üç âyeti hergün aynı sayıda olmak üzere 300-500 ya da 1000’e kadar olmak üzere okumakta çok büyük fayda vardır mânevî açılım isteyene.
Bismi’llâhi’r-Rahmân’ir-Rahîm
(1) İnna fetahna leke fethan mübiynen (2) liyağfire lekellahü ma tekaddeme min zenbike ve ma teahhare ve yütimme nığmetehu aleyke ve yehdiyeke sıraten müstekıymen (3) ve yensurekellahü nasren aziyza (4) hüvelleziy enzeles sekiynete fiy kulubil mü’miniyne liyezdadû iymanen meğa iymanihim ve lillâhi cünudüs semavati vel’ard ve kânallahü aliymen hakiyma (5) liyüdhılel mü’miniyne velmü’minati cennatin tecriy min tahtihel’enharü halidiyne fiyha ve yükeffire anhüm seyyiatihim ve kane zalike ındallahi fevzen azıyma (6) ve yüğazzibel münafikıyne velmünafikati velmüşrikiyne velmüşrikatiz zanniyne billâhi zannessev aleyhim dairetüssev ve ğadıballahü aleyhim ve leğanehüm ve eğadde lehüm cehennem ve saet masıyra (7) ve lillâhi cünudüs semavati vel’ard ve kanallahü aziyzen hakiyma (8) inna erselnake şahiden ve mübeşşiren ve neziyra (9) litü’minu billâhi ve resulihi ve tüğazziruhü ve tüvekkıruh ve tüsebbihuhü bükreten ve asıyla (10) innelleziyne yübayiğuneke innema yübayiğunallah, yedullahi fevka eydiyhim, femen nekese feinnema yenküsü alâ nefsih ve men evfa bima ahede ğaleyhullahe feseyü’tiyhi ecren azıyma (11) seyekulü lekel muhallefune minel’ağrabi şeğeletna emvalüna ve ehluna festağfir lena, yekulune bielsinetihim ma leyse fiy kulubihim kul femen yemlikü leküm minallahi şey’en in erade biküm darren ev erade biküm nef’a bel kanallahü bima tağmelune habiyra (12) bel zanentüm en len yenkaliber rasulü velmü’minune ila ehliyhim ebeden ve züyyine zalike fiy kulubiküm ve zanen tüm zannessev ve küntüm kavmen bûra (13) ve men lem yü’min billâhi ve rasûlihi feinna a’tedna zilkâfiriyne saiyra (14) ve lillâhi mülküs semavati vel’ard yağfirü limen yeşaü ve yüğazzibü men yeşa ve kanallahü ğafurur rahıyma (15) seyekülül muhallefune izentalaktüm ilâ meğanime lite’huzuha zeruna nettibığküm yüriydune en yübeddilu kelamallah kul len tettebiğuna kezaliküm kalellahu min kabl feseyekulune bel tahsüdunena bel kanu lâ yefkahune illâ kaliyla (16) kul lilmuhallefiyne minel’ağrabi setüdavne ilâ kavmin uliy be’sin şediydin tükatilunehüm ev yüslimun fein tütıyğu yü’tikümullahü ecren hasena ve in teteellev kema tevelleytüm min kablü yüğazzibküm azaben eliyma (17) leyse alel’ağma harecün ve lâ alel’areci harecün ve lâ alelmeriydı harec ve men yütığıllâhe ve rasulehu yüdhılhü cennatin tecriy min tahtihel’enhar ve men yetevelle yüazzibhü azaben eliyma (18) lekad radıyallahü anilmü’miniyne iz yübayiğuneke tahteşşecereti feğalime ma fiy kulubihim feenzelessekiynete aleyhim ve esabehüm fethan kariyben (19) ve meğanime kesiyreten ye’huzuneha ve kânallahü aziyzen hakiyma (20) veadekümullahü meğanime kesiyreten te’huzuneha feaccele leküm hazihî ve keffe eydiyennasi anküm ve litekune ayeten lilmü’miniyne ve yehdiyeküm sıratan müstekıymen (21) ve uhra lem takdiru aleyha kad ehatallahü biha ve kanallahü alâ külli şey’in kadiyr (22) ve lev katelekümülleziyne keferu levellevül edbare sümme lâ yecidune veliyyen ve lâ nasıyra (23) sünnetallahilletiy kad halet min kabl ve len tecide lisünnetillâhi tebdiyla (24) ve hüvelleziy keffe eydiyehüm anküm ve eydiyeküm anhüm bibatni mekkete min bağdi en azfereküm aleyhim ve kanallahü bima tağmelune basıyra (25) hümülleziyne keferu ve sadduküm anilmescidil harami velhedye mağkufen en yeblüğa mahıllehu velevlâ ricalün mü’minune ve nisaün mü’minatün lem tağlemuhüm en tetauhüm fetüsıybeküm minhüm meğarretün biğayriılm, liyüdhılellahü fiy rahmetihî men yeşa lev tezeyyelu leazzebnelleziyne keferu minhüm azaben eliyma (26) iz ceğalelleziyne keferu fiy kulubihimül hamiyyete hamiyyetel cahiliyyeti feenzelellahü sakiynetehu alâ rasulihî ve alelmü’miniyne ve elzemehüm kelimetet takva ve kanû ehakka biha ve ehleha ve kanallahü bikülli şey’in aliyma (27) lekad sadekallahü rasulehür rü’ya bilhakk letedhulün nelmescidel harame inşaallahü aminiyne muhallikıyne rüuseküm ve mukassıriyne lâ tehâfun, fealime ma lem tağlemu feceale min duni zalike fethan kariyba (28) hüvelleziy ersele rasulehu bilhüda ve diynil hakkı liyuzhirehu aleddiyni küllihi ve kefa billahi şehiyda (29) muhammedün rasulullahi velleziyne meahu eşiddaü alelküffari rühamaü beynehüm terahüm rükkean süccedaen yebteğune fadlen minellahi ve rıdvan siymahüm fiy vücuhihim min eserissücud zalike meselühüm fiyttevrat ve meselühüm fiyl’inciyl kezerın ahrece şat’ehu feazerehu festağleza festeva alâ sukıhî yucibüzzürrağa liyeğıyza bihimülküffar veadallahülleziyne amenu ve amilussalihati minhüm mağfireten ve ecren azıyma
Anlamı:
1. Sana öyle bir fetih verdik ki, bu kesin ve apaçık fethe eriştir!.
2. Ki böylece Allah senin geçmiş ve gelecek tüm zenbini bağışlar; ve sana olan nimetini tamamlar; ve seni gerçek yola erdirir;
3. ve sana öyle bir zafer verir ki hiç kimse karşı koyamaz!.
4. İmanlarının kat kat artması için mü’minlerin şuûrunda güven duygusunu oluşturan O’dur. Göklerdeki ve yerdeki ordular Allah hükmünü yerine getirmek için görevlendirilmiştir. Allah Alîmdir, hakîmdir.
5. İman eden erkek ve kadınları altında ırmaklar akan cennetlere ebediyyen kalmak üzere sokar ve onların kusurlarını örter. İşte bu Allah’tan en büyük bağıştır.
6. Bir de Allah’a karşı kötü ZANda bulunan ikiyüzlüler ile ŞİRK koşanlarıhakkettikleri azaba erdirir. Zanları kendi başlarında patlasın!. Allah’ın gazabı ve lâneti onlarda açığa çıkar ve cehennem onlar için hazırlanmıştır. Ne berbat dönüş yeridir!.
7. Göklerdeki ve yerdeki ordular Allah hükmünü yerine getirmek için görevlendirilmiştir. Allah Azîz ve Hakîm’dir.
8. Biz seni, şehadet edici, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik!
9. Hakkıyla Allah’a ve Resûlüne iman edin, yardımcı olun, saygı gösterin ve O’nu sabah akşam tesbih edin.
10. Gerçektir ki sana biat edenler Allah’a biat etmişlerdir ve Allah’ın eli onların eli üzerindedir. Verdiği sözden dönen bununla kendine zarar vermişolur. Sözüne sadık kalana ise Allah’tan büyük ecir vardır.
11.Bedevilerden (savaştan) geri kalanlar, "bizi mallarımız ve çoluk çocuğumuz geri bıraktırdı; Allah’tan bağışlanmamızı dile”
diyecekler. İçlerinde olmayanı dilleriyle söylüyorlar. De ki, -Allah size bir zarar ya da bir fayda dilerse kimin onu geri çevirmeğe gücü yeter?.. Kaldı ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır’.
12. Belki siz, Rasûlün ve iman edenlerin ailelerine geri dönmeyeceklerini zannettiniz. Bu zan size hoş geldi de kabullendiniz; ve helâka liyâkat kazandınız.
13. Kim hakkıyla Allah’a ve Resûlüne iman etmezse bilsin ki biz gerçeği örtenlere alevli ateşi hazırlamışızdır.
14. Göklerin ve yerin varlığı Allah’ındır. Dilediğini bağışlar ve dilediğine azab verir. Allah, Gafûr’dur, Rahîm’dir.
15. Bu geride kalanlar, ganimetleri almak için gittiğinizde, -bırakın biz de sizinle gelelim’, derler. Onlar, Allah hükmünü deiştirmek isterler. De ki,-Siz bizimle gelemezsiniz, Allah böyle hükmetti’. Size, "bizi çekemiyorsunuz”derler. Hayır, onlar anlayışları kıt insanlar!.
16. Geri kalan o bedevîlere de ki, -siz son derece güçlü, cengaver bir kavimle savaşa davet olunacaksınız. Onlarla İslâmı kabul edesiye vuruşacaksınız. İtaat ederseniz, Allah size büyük ecir verir. Ama daha önce yüzçevirdiğiniz gibi gene döneklik yaparsanız, sizi acıklı bir azaba uğratacak.’
17. Gözleri görmeyene, topala ve hasta olana mes’uliyet yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne itaat ederse, O’nu altında ırmaklar akan cennete sokar. Kim de yüzçevirirse, can yakıcı azaba sokar.
18. Mü’minler ağaç altında sana biat ettiklerinde Allah hoşnud oldu!. Gönüllerinde olanı bildi de onlara huzur ve itminan verdi. Onları pek yakın bir fetih ve zafer ile mükâfaata mazhar kıldı.
19. Onları, alacakları bir çok ganimetlere nâil etti. Allah, Azîz ve Hakîm’dir!.
20. Allah size ele geçireceğiniz bol bol ganimetler vâadetmiştir. Bunu da size pek çabuk nasibetti. İnsanların elini üzerinizden çekti!. Ki bu size bir işaret olsun!. Ve sizi gerçek yola eriştirsin!.
21. Daha başka şeyler de vâad etti ki, onlara henüz gücünüz yetmez. Allah onları kuşattı. Allah her şeye gücü yetendir.
22.Gerçeği örtenler sizinle savaşsalardı, arkalarını dönüp kaçacaklardı.Sonra hiç bir yardımcı ve koruyucu da bulamazlardı!.
23. Allah’ın sistemi önceden beri hep böyledir. Allah sisteminden asla değişiklik olmaz.
24. Sizi, onlara galip getirdikten sonra, Mekke’nin göbeğinde onların elini sizden, sizin elinizi de onlardan çeken O’dur!. Allah bütün yaptıklarınızıgörür.
25.Gerçeği örtenler, sizi Mescîd-i Harâm’dan alakoyanlar, hediye kurbanınızın yerine ulaşmasını engelleyenler onlardı. Şayed, aralarındaki henüz tanımadığınız inanmış kadın ve erkekleri ezmeniz ihtimali olmasaydı, -ki bu takdirde çok üzülürdünüz- Allah savaşı önlemezdi. Dilediklerini rahmetine kavuşturmak içindi bu!. Onlar birbirinden ayrılabilir olsaydı, gerçeği örtenleri yakıcı bir azâba atardık.
26. Gerçeği örtenlerin şuûrlarına yerleşmiş olan gayretkeşlik ve cahiliye asabiyetiydi!. Allah, Resûlüne ve mü’minlerin kalplerine sekîne indindirdi; onları takvâ sözü üzere sabit kıldı. Onlar bu söze lâyık kimselerdi. Allah herşeyi, o şeyin zâtı olarak bilir!.
27. Andolsun ki, Allah peygamberinin rüyasının gerçek olduğunu tasdik eder. Dilerse Allah, kesinlikle kiminiz başı traşlı, kiminiz de saçları kırkılmış bir halde kimseden çekinmeden, tam emniyet içinde, Mescîd-i Harâm’a girersiniz. Allah, sizin bilmediğinizi biliyordu. Onun için size yakın zamanda yeni bir zafer müyesser etmiştir.
28. O Allah, Rasûlünü irsâl eylemiştir ki hidâyet ile, Hak din bütün dinlere ağır basarak insanlara gerçeği göstersin. Şahid olarak Allah yeter!.
29. Muhammed, Allah Rasûlüdür!. Onunla beraber bulunanlar, gerçeği örtenlere karşı sert, birbirlerine karşı merhametlidirler. Onları rükû ve secde halinde görürsün; Allah’ın fazlını ve hoşnudluğunu isterler. Onları yüzlerindeki secde izinden tanırsın. Tevrat’ta ve İncil’de onların vasıfları şudur:
Filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış gövdesiyle dikilmiştir: ekincilerin hoşuna gider. Allah bunların sayısını arttırmakla, gerçeği örtenleri çatlatır. Allah, iman edip yararlı çalışmalarda bulunanlara bağışlama ve büyük ecir vaad etmiştir.