La Havle Vela Kuvvete illa Billlahil’Aliyyil’Azıym Fazileti
Bismillahirrahmanirrahıym; "La Havle Vela Kuvvete İlla Billlahil’Aliyyil’Azıym.”
"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm” duasının anlamı nedir?
Soru: Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm demek ne anlama geliyor?
Cevap: Bu zikrin anlamı şudur:
"Güç ve kuvvet, sadece Yüce ve Büyük olan Allah’ın yardımıyla elde edilir.”
Bir kişi bu cümleyi söylediği anda "Allah’ım! Senin yardımın olmadan ben hiçbir şey başaramam. Ve senden başka dayanacak hiçbir şeyim yok” itirafında bulunmaktadır.
Manası: "Rahman(Esirgeyen)Rahim(Bagışlayan) Allah’ın adıyla.Çok yüce ve çok büyük Allah’ın himayesine sığınmaktan ve O’nun yüce kudretinden yardım dilemekten başka bir amacım yoktur.Ondan başka kuvvet ve kudret sahibi yoktur.O’na dayandım,O’na güvendim.”
Hz.Peygamber Aleyhisselam,Hz.Ali Efendimize hitaben şöyle buyurmuştur:
"Ya Ali ! her ne zaman bir darlğa ve sıkıntıya düşersen,bir bela ve musibete uğrarsan şöyle dua et.”
"Bismillahirrahmanirrahıym.Vela havle vela kuvvete İlla billahil aliyyil’Azıym.”
Yani "Ya Ali Böyle dua edersen sıkıntılı anlarında bu dıayı okumaya devam edersen,Cenab-ı Allah, bu duanın hürmetine düşmüş olduğun bela ve musibetlerin,bunalım ve streslerin her türlüsünü üzerinden defederibunlardan seni kurtarır.” buyurmuştur.
Bu dua (99) derde devadır.Bunlardan en küçüğü kalpteki sıkıntıdır.
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh
Allah hiçbir kuluna taşıyamayacağı şey yüklemez. Yüklerse de taşıyan sen değilsin. Sen sen oldukça, ben taşıyorum ben yapıyorum ben ediyorum.. ben ben ben.. dedikçe elbette taşıyamayacağın zannına kapılırsın. Yorgunluk hissedersin kaçmak kurtulmak istersin ki bu da senin yüzündendir.
Allah arşı yaratıp onu taşımaları için melekler görevlendirdi. Meleklere çok zor geldi. Yük altında eziliyorlardı. Takatleri kalmamıştı. Allaha dua ettiler. Onlara "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” zikri telkin edildi. Böylece artık hiçbir sıkıntı çekmediler, hiçbir zorluk hissetmediler.
Bu zikirden maksat şu gerçeği anlamamız içindir:
Mutlak aczimizi mutlak fakrimizi idrak edip iyice anlamak ve yaptığımız hiçbir işte kendi gücümüzün kudretimizin zerre kadar payı olmadığını, bütün imkânın bütün kuvvetin bütün enerjinin bütün isteğin sadece ve sadece Allah’ın mümkün kılmasıyla olduğunu anlamak ve o salim kalp ile Allah’a teslim olmak O’na sıkı sıkı sığınmak gerektiği içindir.
Bu dünyada bedenin hayır işleri ile yorgun düştükçe ruhundan kuvvet bulursun. Canın safileşir. Kalbin nurlanır. Uykun hafifler. Ne zaman ki sen "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” sözünün hakikatini idrak eder (hakkıyla anlar) ve kesinkez buna inanırsan o zaman yaptığın zor görünen hayır çalışmaları seni hiç yormayacaktır sana hiç bıkkınlık vermeyecektir.
Hiçbir hayır işinde üşenme. Üşenme gelirse "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” demeye devam et, gafleti üzerinden at. Çünkü gerçekte yapan sendeğilsindir.
"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh” zikri nasıl yapılmalıdır:
Akşam namazlarından sonra anlamını düşünerek 33 defa tekrarlanmalı. Acele etmemeli, ne zaman bitecek diye düşünmemeli. Bunun dışında, günlük hayatınızda her neye üşenirseniz, ne size zor gelirse derhal bu zikri kalbinizden şuurluca tekrarlayın. Bir defa da olabilir birkaç defa da olabilir. Önemli olan "hiçbir işte kendi gücünüzün zerre kadar payının olmadığını, bütün imkânın bütün kuvvetin bütün enerjinin bütün isteğin sadece ve sadece Allah’ın dilemesiyle mümkün olduğunu” hatırlamanız ve inanmanızdır: Böylece içiniz ferahlar, hafiflersiniz, yapmanız gereken işi seve seve yaparsınız. Kendi çalışmanızı değil, adeta Allahın yaptıklarını seyrediyor gibi olursunuz, sanki bir kenardan seyrediyorsunuzdur. Bu güzelliği anlamayı Allah cümlemize nasip etsin. Âmin. Kaç defa yaparsanız, her üçüncüde veya her 11’incide veya 33’üncüde ya da her 100’üncüde sonuna "aliyyil azîm” ekleyin. Şu şekilde:
"Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhil-aliyyil-azîm”
* * *
Bir insanın başkalarına zararı olmayan kişisel bir günah içinde bulunması, o kişinin Allahın diğer kullarının gıybetini yapmasından, onları küçümseyici laflar etmesinden daha çirkin olabilir mi? Elbette kul hakkına girmek kadar ve kibir sahibi olmak kadar zararlı değil gibi görünür ama bunlar da dolaylı olarak kişinin kendisini başkaları için hayırlı işler yapmasından engeller.
İyi düşünün. Belki de kurtulamadığınız günahlarınız, kendinizi hep o günahların içinde bulmanız diğer büyük günahlardan korunmanız için bir ilaçtır. Bu durumunuz, aslında siz iman sahibi olduğunuz için sizin bilinçaltınızın kullandığı bir savunma mekanizmasıdır. Elbette yanlıştır, zararlıdır, israftır. Allah israf edenleri sevmez. Vakit israfı, enerji israfı, ömür israfı.
Gizli yaptığınız çirkinlikleri Allahın, meleklerin, cinlerin, şeytanların gördüğünü biliyorsunuz. Sadece dünyadaki insanlar görmüyor bunu da biliyorsunuz.
Bu zilletten kurtulmanız ise belki çok kolay değil. Ne zaman mutlak aczinizi mutlak fakrinizi idrak eder anlarsınız ve yaptığınız hiçbir hayır işinde hiçbir iyi işte kendinizin zerre kadar payınız olmadığını, bütün imkânın bütün kuvvetin bütün enerjinin bütün isteğin sadece ve sadece Allah’ın dilemesiyle mümkün olduğunuzu anlarsınız ve o "arınmış temizlenmiş” salim kalp ile Allah’a teslim olursunuz O’na sıkı sıkı sığınırsınız, işte o zaman diliniz kötü söz söylemez, gözünüz haram aramaz, gönlünüz harama yalana yanlışa meyletmez. Rızkınız size kolayca ulaşır. Farz ibadetlerinizi rahatça yapabilmeniz için size devamlı imkânlar sunulur. Sunulan imkânların farkında olmalı, tam zamanında kaçırmadan değerlendirmelisiniz.
Hayırlı ve sevaplı işleri yapabilmek Allahın büyük bir lütfudur. Herkese nasip olmuyor. Temizlenenlere, arınmak isteyenlere hayırlı sevaplı işleri yapması için fırsatlar sunulur. Kul ister Allah yaratır. Nasıl ki kurana temizlenenlerden başka el sürmesin yönünde ayet vardır; anlayalım ki salih ameller için dahi maddi manevi temizlik şarttır.
Bunu kolaylaştırmak şeriate tabi olmakla mümkündür. Namazları vaktinde kıl. İsraftan kaç. Bekârsan evlen.
Evlenemezsen vaktin çoktur: Yardıma muhtaç insanlara yapabildiğin her türlü yardımı hiç vakit kaybetmeden yap. Yardıma muhtaç insan bulamazsan hastaları ziyaret et. Gurbettekileri teselli et. Yakını ölmüş kişileri ziyaret et onlara tesellici ol. Nafile namazlara, nafile oruçlara, Allahın zikrine, akraba ziyaretine çok daha fazla vakit ayır.
Allahın muhtaç kullarına yardımcı olmak en hayırlı iştir. Bir köşede sırf namazla oruçla ilimle zikirle bir yere varamazsın. Hizmet nimettir. Ne mutlu hizmet etmeye vesileler bulabilenlere. Bu vesileleri de elbette sana Allah verir. Şükretmesini bilenlere Allah nimetlerini arttırır.
Mesela gönül sıkıntısını hiç bir maddi ilaç gidermez; O zaman bunun ilacı duadır.
Her kim günde 100 defa okursa fakirlik ve yoksulluk yüzü görmez.Kazancında bereket,rızkında bolluk olur.
Yatarken söylemelerinde dünya belaları ve musibetleri kendisinden uzaklaşır.
Sabahleyin söylemelerinde Cenab-ı Hakkın gazabından emin olurlar.Cenab-ı hakkın rızasına ermeye namzed ve hak kazanırlar.
Bu kısacık hayat kurtaran manevi reçeteyi uygulamak için tembellik yapmayalım.
Sıkıntılı veya borçlu , 1000 defa , " Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billahil aliyyil azîm " derse,
Allahü teâlâ isini kolaylastirir.
|