Söz dinleyen kazanır
Aziz Mahmûd Hüdâyi hazretlerinin hocası Üftâde hazretleri, birgün dergâhta sohbet ederken, "Taze üzüm olsa da yesek... Kim gidip Çekirge'deki bağdan üzüm toplayıp getirir?" buyurur. Mevsim kış, dışarıda diz boyu kar vardır. Talebeler; "Bu kışta, karda üzüm olmaz ki… Hocamıza bir şeyler oldu, istigrâk hâli görüldü galiba, neyse birazdan geçer." diye düşünürler. [İstigrâk, ilahî aşkla dünyayı unutup kendinden geçmek demektir.]
Bu arada, talebelerden Kadı Mahmûd; "Bunun bir hikmeti vardır, bizim için hocamızın sözü önemli." diye düşünür. İzin isteyip Çekirge semtindeki bağa gider. Asmanın birini sarsar, karlar döküldüğünde, salkım salkım üzümleri görür. "Bu hocamın kerameti." diyerek, bir sepet üzüm toplayıp dergâha dönerken bir çukura düşer. Boğazına kadar su dolu bir çukurdur. Civarda kimse yoktur. Sepet ıslanmasın diye yukarıda tutup, Cenâb-ı Hakka yalvarırken, çukurun başından bir ses gelir: "Ey Mahmûd! Uzat elini de yukarı çekeyim!" der. Başını kaldırdığında birisinin kendisine gülümsediğini görür. Elini uzatır. Yukarı çıktığında, bir anda o kimseyi göremez olur. Yine sepeti omzuna alarak süratle, dergâha gelir.
Arkadaşları hayretler içinde üzümlere bakarken, Üftâde hazretleri; "Evlâtlarım, biliyorum, bu mevsimde üzüm olmaz. Maksadım üzüm değil, benim sözüme mi, yoksa üzüme mi kıymet verdiğinizi anlamaktı. Üzüme peki diyenler kaybederler, hiç üzüm bulamazlar. Sözümüze peki diyenler, bulsa da kazanırlar bulmasa da kazanırlar. Şunu unutmayın, dine hizmette, hocasına hizmette, çok sıkıntı olur. Arkadaşınızın çukura düşüp, Hızır'ın kurtarması gibi... Çile çoktur ama ecri de çoktur." buyurur.
Böylece Kadı Mahmûd, hocasının sözüne kıymet verip, Kadı Mahmûd iken, Aziz Mahmûd Hüdâyi hazretleri oldu.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var.
-Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.
|