Şeytan Kefeni (Azrail Yokuşu)
Berzah alemi gömülmesinden 7 gün geçmemiş bir büyücü yada cin musallatıyla ölmüş kimsenin mezarı bakır kürekle kazılarak kefeni alınır.
Bu mezardan birazda toprak götürülür. Yatsı ezanı okunduktan sonra Berzah alemi yada diğer adıyla Azrail Yokuşu olarak bilinen ve ölmüş bazı insanların büyücülerin ve şeytanların kıyameti bekledikleri aleme bu vesileyle geçiş yapılır. Berzah alemi nedir, Berzah alemi olarak bilinen alemde iblisler, cinler, ifritler ve bir takım büyü ilminde ilerlemiş insanların ruhları bulunmaktadır.
Çünkü bu alem ancak Allah’ın lanetlediği şeytanların ve büyücülerin alemidir. Berzah alemine için hüddam olmak gerekir. Bu ilme bu sıfata sahip olmayan kimse şeytan kefeni kullanarak Berzah alemine geçiş yapamaz. Çünkü Azrail yokuşuna yani Berzah alemine geçiş yapmak hüddamlar için bile tehlikeliyken sıradan insanlar için kıyamete kadar geri dönememek anlamına geliyor.
Hüddamlar ise ancak çözümü olmayan büyük musallatlarda yani Cin Padişahlarının musallatları durumunda yada cinler tarafından kaçırıldığı bilinen insanların durumunu öğrenebilmek için Şeytan kefenini kullanarak Berzah alemine geçerler. Berzah alemi ile ilgili en eski kayıtlar Osmanlı döneminde 1800’lü yıllarda yazılmıştır. Anadoluda yaşanan ve sayısı iyice artmaya başlayan Al Karısı olayları bir çok yeni doğmuş çocuğun kaybolmasına lohusa dönemindeki kadınlarında delirmelerine hatta ölmelerine neden olmuştu.
Bunun üzerine dönemin valilerinden biri İmam Muheyne isminde ünlü bir hüddamdan yardım ister. Hüddam’ın yazdığı ve bugüne kadar ulaşan mektuplarda anlatılanlar şöyledir. Köyleri ve kasabaları gezdiğimde her doğan çocuğun kaçırıldığını kaçırılmayanların ise hastalıklı kol ve bacaklarında eksiklerle doğduğunu gördüm. Böyle bir belaya ömrümde şahit olmamıştım. Bu kasabalarda bir uğursuzluk bir bela olduğu belliydi. Çokça hamile kadında delirmiş evlerini barklarını ateşe vermişlerdi. Hocalar alimler bu işe çözüm bulamadılar.
Bende bu Al Karısı vakalarının çözümünün ancak Berzah Alemi tarafına geçerek bu kafir cinnilerin efendileriyle görüşmekte buldum. İmam Muheyne Berzah Alemini mektuplarda şöyle anlatıyor. Berzah alemi çoğu zaman soğuk güneş hiçbir vakit görülmez. Bu yüzden hava puslu ve gri renktedir. Her zaman için rüzgarlıdır. Bazen ise çok sıcak ve alev renginde rüzgarların estiği bir yer olur. Orada kendi halinde dolaşan ruhlar görülür. Hepside ne yaptıklarından habersiz kıyametin gelişini bekliyorlar. Berzah aleminde yürümekte zordur. Bir yandan iblisler, şeytanlar ve cinler aleminin en güçlüleri orada dolaşırlar.
Çünkü cehennemin kapılarından biri Berzah alemine açılmaktadır. Berzah alemi nedir, Ben berzah alemine çıktığımda bu varlıkların hepsinin gözleri benim üzerimdeydi. Dikkat çekecek bir yanlışım olursa beni orada tutar ve bir daha bırakmazlardı. İmam Muheyne sonrasında neler yaptığını öğrencileriyle olan mektuplaşmalarında yazmamış. Fakat alimlerin ve Berzah alemine yolculuk yapmış olan hüddamların anlattıklarına göre gereğinden fazla orada durmak ve geri döndürecek birinin olmaması demek oradaki kafir cinler tarafından kıyamete kadar tutulmak kısada Berzah aleminde sıkışıp kalmak anlamına geliyor.
Bu olay aynı şekilde Hasan Karacadağ’ın yönetmenliğini yaptığı El-Cin filmindede konu edinmiş. Bir cin akep ismindeki hüddam’ın kılığına girerek bir kaç gencin şeytan kefeni ile Azrail Yokuşuna yani Berzah alemine gitmesine neden oluyor. Gençler onları geri getirecek kimse olmadığı için kıyamet vaktine kadar Azrail yokuşunda sıkışıp kalıyor. Ayrıca semum filminde büyü vesilesiyle musallat olan bir cinniyi yok etmek yani yakmak için bilgili bir hüddam’ın Berzah alemine gittiğini görüyoruz. Orada cinniyi buluyor ve büyünün bozulmasına vesile oluyor. Berzah alemi sadece Islam’da değil diğer dinlerdede şeytan ve cinlerle bağlantı kurmak onların bulunduğu alemlere gitmek ve bazı özel nedenlerle kullanıldığı biliniyor.
Berzah alemine giden ve dönen bir hüddam kendini orada günler geçirmiş olarak hissetsede aslında dünyada göz açıp kapatacak kadar kısa vakit geçirmiştir. Berzah alemine benzer yerler aynı şekilde eski sümer tabletlerinde kötü ruhların yaşadığı alemin tasvirinde kullanılmıştır. Hatta antik Mısır medeniyeti ve özellikle Hititlerin öte alem tasfiride tıpa tıp Berzah alemi anlatımıyla uyumludur. Özellikle Hititlerde öte alem puslu, soğuk, rüzgarlı kötü ruhların bulunduğu bir alem olarak anlatılıyor. Bu kadar çok benzerlik tesadüf olması ise neredeyse imkansız denecek kadar zordur.
Berzah Alemi Nedir ?
Birçok yazımda sık sık kullandığım ölü yıkayıcılığıyla bilinen Çanakkale’li hüddam harun hocada berzah alemine bir kaç defa gitmek zorunda kalmıştır. Kendisinden çok uğraşarak öğrendiğim berzah alemine ilk gidişini şu şekilde anlatıyor. 30’lu yaşlarda bir kadın yardıma ihtiyacı olduğu ve bir çok hocanın ilgilenlenmesine rağmen durumunun tedavi edilemediği gerekçesiyle bana getirildi. O yıllarda böylesine korkutucu vakalarla çok karşılaşmamıştım. Allah’ım kadın hamileyken psikolojik bir takım sorunlar yaşamaya başlayarak çocuğunu doğurmak istemediğini çocuk aşık bir cinni musallatı yüzünden dünyaya geleceğini söylemeye başlamış. Bir gece ise kocası eşinin yanında olmadığını fark edip uyandığında onu banyoda kendi karnına sapladığı bir bıçakla bebeğini öldürürken görmüş.Üzerindeki cin musallatını def etmek için bana getirdiklerinde gözleri mosmor el ve ayak parmaklarıda kasılmış haldeydi.
Ne konuşabiliyor nede rahat bir şekilde yürüyebiliyordu. Allah kimseye böyle bir musallat göstermesin. Musallata uğramış kadın odaya girer girmez oturtup sorularıma başını sallayarak evet yada hayır demesini söyledim. Annen rahime’yi gördüğünde korkuyor musun diye sordum. La ilahe illallah bir anda elleriyle yüzünü dövmeye başladı. Kocasına ve akrabalarına kadının ellerini tutmalarını söyledim. Avucumu açıp yüzüne tuttum. Gördüğü bir hayvan ise başını evet diye sallamasını eğer bir insan görüyorsa hayır diye işaret etmesini istedim. Avucumu onun yüzüne doğru tuttuğumda bu güçsüz kadın bir anda üstüme saldırdı. Saldırırken Harim’e selam olsun diye bağırıyordu. Harım cin padişahı Mihrez’in oğullarından bir tanesiydir. Bu kadın harim isimli bu güçlü ve tehlikeli cinin musallatına uğramak için ne yapmış olabilirdi ?
Eğer musallat olan cinni bir cin padişahı yada o cin padişahının evlatlarından biriyse bu musallat ancak berzah alemine gidilerek çözülebilir. Nusaybinde yaşayan ve yakınım olan bir hüddamı durumdan haberdar ederek Çanakkale’ye çağırdım. Birlikte mezarlığa giderek yeni gömülmüş olan bir büyücünün kabrini kazdık. Kabirden bir avuç ölü toprağı ile ölünün kefenini çıkarttık. Ben ormanlık bir alanda kefenin içine uzandım. Diğer hüddam arkadaşım beni toprağa gömdü. Sadece hüddamların bildiği gizli bir ilim ile berzah alemine yani Azrail yokuşuna gitmemi sağladı. Berzah alemine gittiğimde hatırladığım ilk şey esen sert bir rüzgar ve kurumuş otların arasında olduğumdu. Çevremde oradan oraya dolanan ifritler, şeytanlar gözlerini bana dikmiş beni izliyorlardı. Cin padişahı Mihrez’in oğlu Harim’i buldum. Harim kadına yapılan çok eski bir büyü nedeniyle musallat olmuştu.
Bundan sonrası hüddamlık ilminin sınırlarındandır. Anlatırsam bende yanarım sizde yanarsınız. Döndüğümde toprağın altında nefes nefese kalmıştım. Benim berzah alemine gidişim ve dönüşüme aracılık eden arkadaşıma ne zamandır toprağın altında olduğumu sordum. O ise henüz gidip gitmediğimi dahi fark etmemişti.
(Alıntı.)
|