Ceylan Gözlü Güzeller
Gönlünün sevinci ve kalbinin neşesiyle durumunu bir düşün!
Gözlerin onlara ilişmiş, güzel yüzlerine ve nazlı gözlerine bakışın takılmış. Onlarla yüz yüze gelince gözlerin şaşar, gönlün sevinçle taşar, gözlerinin gördüğü, gönlünün hissettiği saadet duygusunun doldurduğu kalbinin heyecanından şaşkın ve kendinden geçmiş gibi kalakalmışsın. Sen onlara doğru haşmetle yürürken birden bire otağlarının kapısına kadar gelirsin. Onlar da hızlıca ve telaşla sana doğru gelirler. Aşk ve muhabbet onları hafifleştirmiştir. Vücutlarının nazla beslenmesinden ve cisimlerinin ahenk ve mükemmelliğinden salınarak yürürler. Sonra onlardan herbiri sena şöyle seslenir: “Sevgilim, bize geç gelmene sebeb olan nedir?”
Sen şöyle cevap verirsin: “Allah Teâlâ şu şu günahımdan dolayı beni o kadar çok bekletti ki, ben size kavuşamayacağımı sandım.” Sündüs ve ipek giysiler içerisinde, sana olan özlem ve sevgilerinden aceleyle yürüdükleri için lüks elbiselerinin eteklerini misk zemini üzerinde sürüyerek etrafa hoş koku yayılmasına ve zaferan otlarının dalgalanmasına sebeb olurlar. Onlardan en önde olanı, Hz. Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem)’in, buyurduğu gibi, parmak uçlarını, bileklerini ve yüzüklerini sana uzatır.
Kâfur ve za’ferandan yaratılmış, binlerce sene nazla beslenmiş parmakların güzelliğini bir düşün!
Ellerini sana uzattığında nasıl bir nurla parladığını ve nasıl bir ışık saçtığını bir tasavvur et!
Parmaklarını parmakların arasına aldığında, nazla ve niyazla beslendiğinden ipek gibi yumuşaklığıyla neredeyse parmakların arasından kayacaktır. Ellerine dokunmaktan aldığın latîf ve hoş duygu gönlüne ulaşır ulaşmaz sevincinden aklın uçar gibi olur. Sonra onun nazlı ve niyazlı bedenine elini uzatıyorsun. O da seni bağrına basıyor. Elini boynuna doluyorsun. Ellerin gerdanlıklarına değiyor. Birbirinizi candan kucaklıyorsunuz. Seni bağrına bastığında, cisminin nazlılık ve nazeninliğinden aadete gark oluyorsun. Onun hüsn ü cemalinden ve kucaklama lezzetinden duyduğun hazzı bir düşün!
Sonra onun güzel ve hoş kokusunu koklarsın. Gönlün ondan başka her şeyden geçer. Öyle ki ona dokunmadan ve hoş kokusunu almadan ötürü ruhuna ulaşan sevince gark olur ve sürurla dolar. Sen bu haldeyken birden bire diğerleri de yanına üşüşürler, seni kucaklar ve buseler kondururlar. Yüzün onların buseler konduran gonca misal ağızlarıyla dolar. Yüz güzellikleri seni kaplar. Saçlarıyla vücudunu örterler. Hoş kokulan burnunu doldurur. Onlar böyle, seni öpüp koklarlarken ve nazlı bedenleriyle kucaklarlarken bir düşün!
Sana olan derin sevgileri ve uzun özlemleri nedeniyle sana sarıldıklarında büyük bir mutluluk hissederler. Seni bırakmak istemezler ve senin hoş ve nefis kokunla saadete gark olurlar.
Allah Teâlâ’nın Vaadi Haktır
Sürür ve saadet gönlünde iyice yer edip neşenin lezzeti bütün bedenine yayılınca, Allah Teâlâ’nın (dünyada) sana olan vaadini hatırlarsın.. Bunun üzerine Sana verdiği sözü gerçekleştiren ve vaadini yerine getiren Allah Teâlâ’ya yüksek sesle hamd edersin.
Sonra, iyi işlerde çaba ve gayretinle onları Allah Teâlâ’dan istediğini hatırlarsın. İşte sen onları öpüp koklarken dünyada işlediğin o salih amellerinin mükâfatıyla yüzyüzesin. “Çalışanlar böylesi bir başarı için çalışsın!” (Saffat Sûresi: 61) Sonra onlar sana, sen de onlara övgüler yağdırırsınız. Sonra hepsi, güzel huylarıyla hayatını şenlendireceklerini yüksek sesle şöyle dile getirirler: “Biz hoşnut olanlarız, hiç bir zaman kızmayız. Biz karar kılmışlarız, hiç bir zaman göçmeyiz. Biz ebedî yaşayanlarız, hiç bir zaman ölmeyiz. Biz nimetler içinde nazla büyüyenleriz, hiçbir zaman sıkıntı çekmeyiz. Müjdeler sana, sen bizimsin biz de seniniz!”
Sonra onlarla birlikte yürümeye devam edersin. Sen hurilerden, vildan ve hizmetçilerden meydana gelen kafilenin arasında yürürken ne güzel bir manzara arz edersin!
Nihâyet bazı otağlarının yanına varırsın. Yakut ve zümrütle süslenmiş içi boş bir tek inciden meydana gelen bir çadır görürsün. İçine bir göz atarsın. Yataklarını, halılarım, yastıklarını, odalarının güzel yapılışını görürsün. Binaları, inci ve yakuttan büyük taşlar üzerinde katlar halinde örülmüştür. Sonra astarları ipek ve atlastan olan döşekler serili ve bütün yüksekliğiyle tahtını bulursun. Çarşaflarının yüzünden yoğun bir nur yükselmekte, kenarlarındaki ipek ve dibactan yeşil tüylerin güzelliği göz kamaştırmaktadır. Burası özel meclis fasıllarının yapıldığı yerlerdir. Bunlara baktıkça gözlerin şaşar. Sonra tahtından, zevcelerin için kurulmuş özel mahfili seyredersin. Orada bir zevcen karyolasından yukarıdaki tahtına bakıp durmaktadır.
|