Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Keşif sahibi olmak için ilmi ledün vefki
Tekil Mesaj gösterimi
  #6  
Alt 20.04.20, 11:14
Och Och isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 23.11.17
Bulunduğu yer: Tuna Boyunda
Mesajlar: 6,316
Etiketlendiği Mesaj: 411 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Ledün İlmi, Allahû Teâlâ’nın İhsânı ile Kalbe İlhâm Edilen, İlâhî Sırlara Ait Bilgilerdir. Görünüşte, Akla ve Nâkle Zıt Gelebilir. İlm-i Ledün Sahibi Olanlar, Olaylardaki Gizli Sırları ve Hikmetleri Bilir.

Abdülğanî Nablüsi Hazretleri Buyuruyor ki:

İlmi Bâtından Habersiz Olanlar, Tasâvvuf Kitaplarını Okuyunca, Âriflerin Sözlerini Küfür ve Sapıklık Sanıyorlar. Anlamadıkları Mârifet Bilgilerine İnanmayıp Tasâvvuf Büyüklerine Dil Uzatıyorlar. Bâtın Bilgilerine İnanmayan Dinimizin Sırlarına İnanmamış Olur. Böyle Kimse Bid’at Ehli ve Sapıktır.

[Hadikâ]

Kehf Sûresinde Geçen Bir Olay Bâtıni İlimden, İlm-i Ledünden Bahsetmektedir. Ubey İbni Ka’b Hazretleri Bildiriyor ki; Rasulullâh Efendimiz Şöyle Anlattı:

Musa Aleyhisselâm, Kavmine, “İnsanların En Âlimi Benim!” Dedi. Allahû Teâlâ, Onu İkâz Edip, “Denizlerin Birleştiği Yerdeki Kulum Senden Âlimdir!” Buyurdu. Musa Onu Nasıl Bulacağını Sordu. “Bir Sepet İçine Balık Koy, Balık Nerede Kaybolursa Oradadır!” Buyurdu. Musa, Sepete Bir Balık Koyarak Yuşa ile Birlikte Yola Çıktılar. Bir Kayanın Dibinde Uyudular. O Sırada Sepetteki Ölü Balık Canlanıp Denize Yüzerek Gitti. Denizde İzi Belli Oluyordu. Yuşa Buna Hayret Etti. Bir Müddet Daha Yol Aldıktan Sonra Musa, Gence, “Yorulduk, Gıdamızı Getir!” Dedi. Hâlbuki Musa Emredilen Yere Kadar Yorulmamıştı. Genç, “Biz Uyurken Balığın Denize Gittiğini Söylemeyi Unuttum!” Dedi. Geri Dönüp Oraya Geldiklerinde, Orada Elbisesini Üstüne Örtmüş Birisini Gördüler.

Bu Hızır idi. Musa Ona Selâm Verdi. Hızır, “Sen Kimsin?” Dedi. “Ben Musa’yım!” Dedi. Hızır, “Beni İsrail’in Peygamberi Musa mı?” Diye Sordu. “Evet. Bildiğin İlimlerden Bana Öğretmen İçin Seninle Gelebilir miyim?” Dedi. Hızır, “Benimle Arkadaşlığa Sabredemezsin. Çünkü Allahû Teâlâ’nın Bana Bildirdiği İlmi Sen Bilmezsin, Sana Bildirdiği İlmi de Ben Bilmem!” Dedi. Musa, “İnşaAllah Beni Sabredenlerden Bulursun!” Dedi. Hızır da, “O Hâlde, Yaptığım İşlerin Hikmetini Sorma!” Dedi.

Deniz Kenarına Gittiler, Az Sonra Gemi Geldi. Hızır’ı Tanıdıkları İçin Gemiye Bunları Ücretsiz Aldılar. O Sırada Bir Serçe Gemiye Kondu ve Denizden Bir İki Damla Su Aldı. Hızır, “Ya Musa, Benim İlmimle Senin İlmin, Şu Serçenin Denizden Aldığı Su Kadar Değildir!” Dedi. Sonra Geminin Bir Tahtasını Söküp Attı. [Açılan Delikten Gemi Su Almaya Başladı.] Musa, Dayanamayıp, “Adamlar Bizi Ücretsiz Gemiye Bindirdiler. Sen Gemiyi mi Batıracaksın?” Dedi. “Ya Musa, Sen Benimle Yoldaşlığa Dayanamazsın Demedim mi?” Dedi. Musa, “Mazur Gör, Unuttum!” Dedi.

Gemiden İndikten Sonra, Oynayan Çocuklara Rastladılar. Hızır, Çocuğun Birini Tutup Öldürdü. Musa Yine Dayanamayıp, “Ortada Bir Şey Yokken, Suçsuz Yere Bir Cana Nasıl Kıyarsın? Ne Kötü Şey Bu!” Dedi. Hızır, “Ya Musa, Sen Benimle Arkadaşlık Yapamazsın Demedim mi Sana?” Dedi. Musa, “Bunu da Mazur Gör. Bir Daha İşine Karışırsam, Arkadaşlığı Bırakırsın. Çünkü Artık Yüzüm Kalmaz!” Dedi.

Nihâyet Bir Köye Geldiler. Köylüler Onları Misafir Etmedi, Yemek İstediler, Köylüler Vermedi. Orada Yıkık Bir Duvar Var idi. Hızır Eli ile [Kerâmetle] Duvarı Kaldırıp Doğrulttu. Musa, Bu İşe de Hayret Edip, “İsteseydin Ücretle Yapardın?” Dedi. Hızır, “Ya Musa, Artık Ayrılma Zamanımız Geldi!” Dedi.

Musa Aleyhisselâm Eğer Sabretseydi, Çok İbretli Olaylarla Karşılaşacaktı.

[Buhârî]

Daha Sonra Hızır Aleyhisselâm, Yaptığı İşlerin Hikmetini Şöyle Anlattı:

Gemiciler On Kardeşti. Geminin Kazancı ile Geçiniyorlardı. Bir Derebeyi, Sağlam Gemileri Zorla Alıyordu. Bu Geminin Arızalı Olduğunu Duyunca, İçine Su Alıp Yolcular Canını Zorla Kurtardığını Öğrenince, Almaktan Vazgeçti. Biz de Böylece İyiliğe İyilik Etmiş Olduk.

Günâhsız Çocuğa Gelince; Bunun Ana Babası Sâlihti. Çocuk Büyüyünce Onları Küfre Zorlayacak, Zulüm ve İşkence Edecekti. Kendisi de Kâfir Olarak Ölecekti. Onu Bundan Kurtardık. Bunun Yerine Hayırlı Bir Evlât Vermesi İçin Allahû Teâlâ’ya Duâ Ettim. [Yeni Doğan Hayırlı Evlâttan, Yetmiş Peygamber Meydana Geldi.]

Doğrulttuğum Duvar, Öksüz Çocuklara Aitti. Babaları Duvarın Altına Bir Hazine Saklamıştı. Duvarı Düzeltmeseydim, Yıkılıp Hazine Meydana Çıkacak, Başkalarının Eline Geçecekti. Onun İçin Biz Öksüzlere İyilik Etmiş Olduk.

Bahsedilen Hazine, Üzeri Yazılı Bir Altın Levha idi. Levhada da Şöyle Yazılı idi:

Ölümü Bildiği Hâlde Gülüp Neşelenen, Kadere Îmân Ettiği Hâlde Üzülen, Rızka Allahû Teâlâ’nın Kefil Olduğunu Bildiği Hâlde Lüzumsuz Zahmetlere Giren, Kıyamette Sorgu Suale İnandığı Hâlde Gaflete Dalan, Fâni Olduğunu Bildiği Hâlde, Dünyâya Bel Bağlayan Kimseye Hayret Etmemek İmkânsızdır!

Musa Aleyhisselâm Gibi Büyük Bir Peygamber Bile, Allah’ın Emri ile, Nebî veyâ Velî Olduğu Söylenen Bir Zâttan Bâtın İlmini Öğrenmek İçin Gidiyor. Gayba Ait Böyle İlimleri Allahû Teâlâ Herkese Bildirmiyor, Dilediklerine Bildiriyor. Hazreti Hızır’ın Bu İlmi Bildiği Anlaşılmaktadır. Bu İlmi Bilenler Evliyâ veyâ Peygamberdir.

Kıyamet Yaklaştıkça, İnsanlar Dinden Uzaklaşmaya Başlamaktadır. Eskiden Kerâmeti Görülen Evliyâ Çoktu. Fakât Dinden Uzaklaştıkça Evliyâ Azaldı, Kerâmetler Görülmez Oldu. Ledün İlmi Unutuldu. Sapıklar Çoğaldı, Kerâmet İnkâr Edilmeye Başlandı.

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147