Hadislerde her insanın bir şeytanının bulunduğu, kanın damarlarda dolaşması gibi şeytanın da insanın içinde dolaştığı bildirilir. Bazı Müslümanlar Resûl-i Ekrem’e gelerek içlerinden, söylemeye dahi cesaret edemeyecekleri vesveseler geçtiğinden yakınırlar. Resûlullah da bu durumun onlardaki kesin ve katıksız imana delalet ettiğini, ümmetinin bu tür vesveselerden dolayı -telkin edilenleri yapmadıkları sürece- sorumlu tutulmayacağını bildirir.
milliyetMENÜ
SKORER
PEMBENAR
CADDE
YAZARLAR
Allah’ı zikretmek şeytanî kuruntudan insanı uzaklaştırır
İnsan zihnine gelen şeytanî vesveseleri uzaklaştırmanın en etkili yolu Allah’ı zikretmektir. Kuran’da şöyle buyurulmuştur: Eğer şeytandan bir vesvese gelip seni dürterse hemen Allah’a sığın.
Allah’ı zikretmek şeytanî kuruntudan insanı uzaklaştırır
19.05.2018 - 01:30Dr. Kamil Yaşaroğlu
Vesvese insan zihninde irade dışı beliren ve kişiyi kötü ya da faydasız bir düşünce ve davranışa sürükleyen kaynağı belirsiz fikir, şüphe ve kuruntulardır. Vesveseye kapılan insanın içinde adeta gizliden gizliye konuşmalar devam eder. Zihinde sürüp giden ve tekrarlanan gizli düşünceye vesvese, bir kimseye böyle bir düşünceyi telkin etmeye de vesvese vermek denir. Vesvese, sistemli bir zihin faaliyetine dayanmayan, zaman zaman kendiliğinden beliriveren psikolojik bir olaydır.
Kuran-ı Kerim’de vesvese kavramının geçtiği âyetlerde şeytanın ve nefsin insana saptırıcı etkisi anlatılmaktadır.
“Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi ve dedi ki: “Rabbiniz size bu ağacı ancak, melek olmayasınız, ya da (cennette) ebedî kalacaklardan olmayasınız diye yasakladı” (el-A‘râf 7/20);
“Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı göstereyim mi?” (Tâhâ 20/120);
“Andolsun, insanı biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de biz biliriz. Çünkü biz, ona şah damarından daha yakınız” (Kâf 50/16).
Kesin, katkısız iman
Nâs sûresinde kişiyi ısrarla günah işlemeye kışkırtması sebebiyle şeytandan vesvâs diye söz edilir.
Hadislerde vesvese kavramı daha çok şeytan tarafından insanın içine atılan ve onun imanına zarar vermeyi amaçlayan tehlikeli soruları, düşünceleri belirtir. Hz. Peygamber’in Arafat gecesinde yaptığı duada, “Allahım! ... vesveseden sana sığınırım” sözü de geçer. Hadislerde her insanın bir şeytanının bulunduğu, kanın damarlarda dolaşması gibi şeytanın da insanın içinde dolaştığı bildirilir. Bazı Müslümanlar Resûl-i Ekrem’e gelerek içlerinden, söylemeye dahi cesaret edemeyecekleri vesveseler geçtiğinden yakınırlar. Resûlullah da bu durumun onlardaki kesin ve katıksız imana delalet ettiğini, ümmetinin bu tür vesveselerden dolayı -telkin edilenleri yapmadıkları sürece- sorumlu tutulmayacağını bildirir.
İnsanlardan içlerindeki vesveseleri söküp atmalarını beklemek kendi tabiatlarını değiştirmelerini istemek anlamına gelir, bu da irade gücünü aşar. Vesvese konusunda sorumluluktan kurtulmak için aklın ve bilginin gereğine göre davranarak vesvesenin etkisini önlemek yeterlidir.
Şeytan inanmış, iman ve inanç yönüyle tam, ibadetlerini yerine getiren müminin kalbine girip, onu küfre sevk edemez. Ancak kalbini bulandırır ve ibâdetlerindeki huzurunu bozmaya çalışır.
Hadislerde, bir kimsenin abdest ve namaz sırasında bazı uygulamaları eksik yaptığı hususunda kuşkuya düşmesi ve evhamlanması hali de vesvese kelimesiyle ifade edilmekte, bu tür kuruntulardan sakınılması veya onların üzerinde durulmaması öğütlenmektedir (Tirmizî ahâret ) Şu halde abdest ve namazda “eksik mi yaptım?” şeklindeki vesveselere önem verilmemelidir. Şayet böyle bir vesvese ilk defa meydana geliyorsa, o abdest veya namaz tekrar edilebilir. Ama devamlı oluyorsa, o zaman hiç vesveseye meydan vermeden, o uzvun yıkandığı kabul edilmeli ve namazın da tamam olduğu kanaatıyla hareket edilmelidir. Özellikle abdest ve ibadetteki tereddüt ve vesvese şeytandan kaynaklanmaktadır.
Eğer şeytandan bir vesvese gelip seni dürterse hemen Allah’a sığın. Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler sonra hemen gözlerini açarlar (el Arâf 7/200-201)
LA HAVLE VE LA KUVVETE ILLA BILLAHIL ALIYYUL AZIYM
|