Alıntı:
cxjoqo Nickli Üyeden Alıntı
selamun aleyküm
akşam ezanı okunmadan yarım saat kadar önceden bir halsizlik uykusuzluk isteksizlik hissiyatı geliyor ezan okunuyor yemek yiyorum sonra hiçbir şeyim kalmıyor sizce sebebi nedir
|
Güneş batarken uyunmaması gerekir, kainatta enerji değişimi gibi bir durum söz konusu oluyor, mental olarak etkilenirsiniz.
Şu olur, bu olur demiyorum. Ama yapılmaz yani. En güzeli o yorgunluk anında güzel bir Duş almak, kurulanıp dişleri florürsüz macunla fırçalamak, güzel kokular sürüp namaza hazırlanmak.
---------- Post added 15.04.20 at 20:33 ----------
Alıntı:
cxjoqo Nickli Üyeden Alıntı
selamun aleyküm
akşam ezanı okunmadan yarım saat kadar önceden bir halsizlik uykusuzluk isteksizlik hissiyatı geliyor ezan okunuyor yemek yiyorum sonra hiçbir şeyim kalmıyor sizce sebebi nedir
|
“Kim ikindiden sonra uyur da aklına bir noksanlık arız olursa, ancak kendini kınasın.”(Keşfu’l Hafâ, Aclûnî, II, 284; Müsnedü Ebî Ya’la, VIII, 316).
Ancak bu rivayet meşhur hadis kaynaklarında yer almamaktadır. Bazı adap ve mev’iza kitaplarında da, ikindiden sonra uyumanın hoş bir tutum olmadığı ifade edilir. (bk. Muhammed b. Ebû Bekir, Şir’atü’l-İslâm, 502)
Buradaki uyku sakındırmasının da kerahet vaktine denk gelmesi ile ilgisi yoktur. Zaman dilimi bakımından sakıncalı görülmüştür. Fakat şüphesiz bunun da istisnası vardır: Meselâ, gündüz boyu aralıksız yoğun bir çalışma gösterip akşamdan sonra gecenin bir vaktine kadar yeniden yoğun bir çalışmaya girecek birisi için, eğer bu vakitte biraz boşluk söz konusu olursa, bu kişinin bu vakitte bir miktar kestirmesinde dinen bir sakınca olmaz.
Görüldüğü gibi gaylule ve feylule uykuları kerahetle ilgili olarak değil, fakat çoğunluk için zaman dilimi olarak sakıncalı bulunmuştur.
Kaylule uykusu olan kuşluk vaktinden öğle sonrası vakte kadar güneşin en hararetli olduğu zaman dilimi içinde yarım saat kadar uyumak ise sünnette tavsiye edilmiştir. Bu tavsiyeyi öğle öncesi giren kerahet vakti delemez. Yani kerahet vakti geldi diye sünnet olan öğle uykusunun yapılamaması söz konusu değildir. Çünkü esasen kerahet vakitlerinde sadece namaz kılma yasağı vardır. Bunun da gerekçesi hadiste açıklanmıştır. Hadisçe bunun gerekçesi, o vaktin, kâfirlerin güneşe secde ettikleri vakit oluşudur. (Müslim, Salatül Misafirin, s. 294)
O halde kerahet vakitlerinden olan sabah fecirden kerahet vakti çıkıncaya kadar ve akşam gün batarken uyumanın mekruh görülmesinin, bu vakitlerin kerahet vakti olması ile ilgisi yoktur. Bunun gerekçesi, sadece insan fıtratının bu vakitlerde daha performanslı oluşu ve bu performansı negatif olarak uykuda öldürmeyip pozitif mânâda değerlendirme gereğidir. Bu durumda kaylule uykusu olan öğle uykusu, öğle öncesi kerahet vaktinde yapılabilmektedir.
Kaylule uykusunun tavsiye edildiği saat ise, kaba kuşluktan ikindi öncesi zamana kadar geçen saattir. Bu saat kişiye ve iş yoğunluğuna göre ve kişiye özel olarak değişebilmektedir. Belirli bir saat verip itaat ehlini saatle sınırlandırmak doğru değildir.
Demek ki, son zamanlarda gittikçe artan bereketsizliğin ve başarısızlığın bir hikmeti, hadislerde de ifade edildiği gibi Müslümanların çalışma saatlerini uyuyarak geçirmeleri olabilir. Maalesef günümüzde yaşam şartları, bazı alışkanlıklar, gelenek ve görenekler "erken uyumanın düşmanı" olarak insanın karşısına dikilmiştir. Bu düşmanları alt edip, mümkün mertebe erken yatıp, teheccüd namazına kalkmak, daha sonra güneş doğmadan önce sabah namazına dinç olarak uyanmak ve ondan sonra yatmayıp çalışmaya başlamak lazımdır. Zinde, dinç, çalışkan oluşlarına hepimizin şahit olduğu dedelerimiz ve ninelerimiz böyle yaparlardı.
Bu güzel âdet yok olunca, sağlık da bereket de huzur da yok oldu.
Aynı güzel âdetleri yaşatmak, maddi ve manevi huzuru yakalamak için bir bahar çiçeği gibi açmaya çalışmalıyız... Diğer çiçekler de açılacak ve bahar gelecektir işallah...