Peygamberliği husûsunda Kur’ân-ı Kerîm’de de şöyle buyrulur:
وَإِنَّ يُونُسَ لَمِنَ الْمُرْسَلِينَ
“Muhakkak Yûnus da gönderilen peygamberlerdendi.” (es-Sâffât, 139)
وَأَرْسَلْنَاهُ إِلَى مِئَةِ أَلْفٍ أَوْ يَزِيدُونَ
“Onu, yüz bin kişiye peygamber olarak gönderdik ve hattâ artıyorlardı.” (es-Sâffât, 147)
إِنَّا أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ كَمَا أَوْحَيْنَا إِلَى نُوحٍ وَالنَّبِيِّينَ مِنْ بَعْدِهِ وَأَوْحَيْنَا إِلَى إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإْسْحقَ وَيَعْقُوبَ وَاْلأَسْبَاطِ وَعِيسَى وَأَيُّوبَ وَيُونُسَ وَهَارُونَ وَسُلَيْمَانَ وَآتَيْنَا دَاوُدَ زَبُورًا
“(Habîbim!) Biz Nûh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi Sana da vahyettik. Ve (nitekim) İbrâhîm’e, İsmâîl’e, İshâk’a, Ya’kûb’a, esbâta (torunlara), Îsâ’ya, Eyyûb’a, Yûnus’a, Hârûn’a ve Süleymân’a vahyettik. Dâvûd’a da Zebûr’u verdik.” (en-Nisâ, 163)
|