"Yahudi ve Hristiyanların bu coğrafya hakkındaki şuur ve şuuraltlarına yön veren geleceğe dair hükümleri aklınızın bir kenarında tutmadan, bu bölgede olup-bitenleri anlayamazsınız. Fincancı dükkanına giren fil gibi, “Destur” almadan girilemez bu Coğrafyaya! Fikir yürütülemez!
Suriye'de girdiğimiz topraklar, yaşadığımız toprakların devamı olarak aslında peygamberlerin ayak izleri ile doludur ve bu coğrafya aynı zamanda ilk kanın döküldüğü ve son kanın döküleceği, tarihin başladığı ve tarihin nihayet bulacağı coğrafya!
Bu coğrafya, Kafdağı, Babil ve Mısır mitolojisinin tam orta yerinde mitolojik bir coğrafya.
Bu coğrafya cinlerin, devletlerin savaş arenası!
“El Bab”, gelecekte yaşanacak savaşa açılan kapı.
Re’sulayn’ın altındaki düzlük “Amak” ve “Dabık” savaşlarının yaşanacağı mekandır. Savaş oradan Hatay’a, Amanoslar’a doğru genişler. Büyük İskender İskenderun’da İskenderiye’de birer liman inşa ederken, kıyamet savaşı için bir liman inşa ettiğini biliyor mu idi aceba!
ABD Irak’a girdiğinde Bush, Amerikan ordusunu “Mesih’in ordusu” olarak selamlamış, “Armageddon’u görecek nesil bizler olacağız” demişti.
Bir hahambaşı ile Netanyahu konuşurken de, “Tanrıyı kıyamete zorlama” fikrinde olan hahambaşı, barış görüşmeleri ile vakit kaybedildiğini düşünüyor ve ‘neden kıyameti geciktiriyorsunuz’ diye Netanyahu’yu fırçalıyor!.
Bu anlattıklarıma ve anlatacaklarıma ister inanın ister inanmayın, rivayetlerin, dini, mezhebi, esoterik bir arka planı var. Bu Yahudilikte de, Hristiyanlıkta da, Müslümanlıkta da böyle. Müslüman toplumlar arasında Şia’da gelecek tasavvuru tamamen bu teoloji üzerinde kurulu. Bunu görmeden bilmeden bu bölgeye giremezsiniz.
Girerseniz mayınlı tarlada top oynamış olursunuz. Girdiğiniz coğrafya zamanın büküldüğü, “zaman içinde zaman”ın yaşandığı, Mehdi, Mesih, Deccal’lerin sokaklarında dolaştığı, Dabbetül arz’ın ve Yecüc-Mecüc’ün hayat bulacağı bir coğrafya. Fincancı dükkanına giren fil gibi, “Destur” almadan girilemez bu Coğrafyaya!
“Amak”, “Dabık” denilen yer, Resulayn’ın altındaki düzlük. Şu an tam da oradayız. “Beni esfer” her biri 12.000 askerden oluşan 20 sancak altında toplanıp gelecek!
DAEŞ’i örgütleyenler bu şuuraltını harekete geçirmek için onlara siyah elbiseler giydirip, ellerine siyah bayraklar verdiler. Çünkü, Horasan’dan gelecek ‘Kara bayraklılar’dan söz eder bazı kaynaklar. Bir kısım DAEŞ’lilerin Fergana’ya gönderilmesi boşuna olmasa gerek. Sadece Çin, Rusya ve Pakistan koridorunun kontrol edilmesinden ibaret değil iş.
Bazı hadislerde “Melheme-i Kübra” ya da “Yevm-ül Melhame” diye, Yahudilerin kışkırtacağı / Sebeb olacağı, insanlığın en son ve en büyük savaşından da söz eder. Melheme “İnsan bedenlerinin birbirinin içine geçip hamur olduğu” bir savaş.. Ve Yahudilerin bu savaşta 2. ve son kez mahvedilecekleri haber verilir.
Bu rivayetlerde İsrail’in Suriye’ye girmesinden söz edilir. Bu rivayete göre İsrail Suriye’yi vuracak. Suriyeliler Türkiye’ye kaçacak. Kushner bölgede boşuna dolaşmıyor. Kendine yeni dostlar edinmiyor. Dahlan’lar, Kahtani’ler, Veliahd prensler kendi cehennemlerine sırtlarında odun taşımaya devam ediyorlar. Bu rivayetlere göre İsrail daha sonra Medine’yi de bombalayacak. Kâbe’ye saldıracaklar. Filistin ve Lübnan’dan sonra Türkiye’yi de vuracaklar. Hatay vurulacak. Amik ovası kan gölüne dönecek.
Yunan batımızdan saldıracak, Hristiyanlar İskenderun’a asker çıkaracaklar, İstanbul saldırıya uğrayacak.. Tabii bu merhalede Türkiye’nin bütün ittifakları ve anlaşmaları sona ermiş olacak. Kanlı bir mücadeleden sonra zafer! Ve zafere giden yolda, ehli kitaptan birtakım insanlar kendi yöneticilerine isyan edip, Müslümanların yanında yer alacak ve bir kısmı da ihtida edecek.
Bakın, bunlara inanın ya da inanmayın, hatta ateist de olabilirsiniz. Bu coğrafya ile ilgili fikir üretirken, hesap, plan yaparken bu şuuraltını bilin. “Yuhanna vahyi”ni okumadan ne İzmir’e gidin, ne Hatay’a. Şam’a, Filistin topraklarına uğramayın bile. Hristiyanların bu coğrafya hakkındaki şuur ve şuuraltlarına yön veren geleceğe dair hükümleri aklınızın bir kenarında tutmadan bu bölgede olup-bitenleri anlayamazsınız.
Fikir üretenden karar verene, yönetene kadar bu böyle. Trump, Kraliçe, Papa, Patrik, Putin, Netanyahu ya da İran yönetiminin şuuraltını anlamak istiyorsak okumamız gereken metinler var. Burası hata payınız olmayan topraklar!