Şimdi çevre tesirleri karşısında duyulan ve aniden insanı hükmü altına alarak pişman olacağı şekilde hareket etmesine ve konuşmasına sebep olan öfke hakkında konuşacağız. Aslında insanın yetişme tarzı dürüst duygularını bastırmasına sebep olmasa, bu tür kontrol edilemeyen reaksiyonların çoğu gayet doğal ve makul kabul edilebilirdi. Ama bazen bu hal, hesapçı bir zihnin soğukkanlılığıyla deneyimlediği olaylara dürüstçe tepki vermesini engelleyen cesaretten yoksunluk halidir. Böyle bir kişi öfkesini dışa vuracak cesaretten yoksundur, ama karşısındakine için için düşmanlık besler. Eğer insanlar bu gibilerin gerçek yüzlerini görebilseler dehşete düşerlerdi. Bu öyle bir çirkinliktir ki, çoğu zaman öfke nöbetine tutulmuş birinin kızarmış suratından daha kötüdür.
Bizler ruh aleminden içteki kişiliği, yani maskelerin ardında gizlenen şeyleri görebiliriz. Oysa dünyada yaşayan biri genellikle içten pazarlıklı soğukkanlılığa güvenmeyi tercih eder. Bu tür çirkinliğin, çoğu zaman öfke ve nefretin dürüstçe ifade edilmesinden daha tehlikeli olduğunu söylerken size yeni bir şey söylemiş olmuyorum. Gerçekle sahte olanı ayırt edebilmek için deneyimli bir görüşe ihtiyaç vardır. Dürüst bir insanı ayırt etmek kolaydır, çünkü hoşuna gitmeyen insanlara fazla dostluk gösterisinde bulunmaz, çoğu zaman da dünyanın en kibar ve görünüşte en hayırsever insanlarından daha fazla sempati toplar.
Ruh varlığının ışığı daima dışına vurur, bunu fark edip anlamak insanlarla ilişkilerimizin en önemli tarafıdır. Karar verirken kesin bir sonuca varmadan önce dikkat edin, bir insanın kişiliğini toplumun uyguladığı ölçülerden farklı bir ölçüyle değerlendirmeye çalışın. Övgüler sıralayan bir nezaketin, dürüstçe ifade edilmiş sempati veya nefretten daha üstün olduğunu söyleyerek çocuklarınızı yanlış yönlendirmeyin. Eğer samimiyetsizliği yücelten bir tarzda yetiştirilmişseniz, lütfen yeni bir düşünce tarzını benimseyerek dürüstlüğe aykırı olan her şeyden uzak durun. Deneyimsiz küçük bir çocuk gibi tepki verin. Aklınızdan geçen her şeyi söyleyin demiyorum, dürüst olmak için vicdanen nereye kadar gidebileceğinizi düşünmeniz yeterlidir.
Geleneksel nezaketiniz ruh aleminde takdir toplamaz. Dünyada haklarında pek iyi düşünülmeyen yontulmamış diyebileceğiniz pek çok genç, iyi öğrenim görmüş ikiyüzlü bir insandan çok daha değerli ışınlar yaymaktadır. Meselenin can alıcı noktası, günlük hayatın her yönünde içtenlik göstermektir. Zorlamalar, baskılar düşüncelerinizi saptırıp sizi vicdanınıza zıt bir şekilde hareket etmeye yönlendirdiği zaman kendi içinize dönün. Birçokları için bu gayet nahoş bir deneyim olacaktır, ama bu idrak kendinizi takdir etmenize değecek yeni bir kişiliğe atılan ilk adımdır.
Sinir nöbetleri, saplantıdan doğan çılgınlıklar, kontrolsüz taşkınlıklar, isteklerini hiçbir şekilde tatmin edemeyen ve olayları böyle zorlayabileceğini düşünen olgunlaşmamış varlıklardan gelen tesirlerin sonucudur. Bu noktada, her aşırı öfke nöbetinin bir çeşit obsesyon olmadığını söylemeliyim. İnsani özellikler dış etkiler olmaksızın da abartılabilir, bazı aşırı tepkiler o insanın içindeki halle doğrudan ilişkilidir.
Kendilerini aşağı ve sosyal düzenin sınırlarının ötesinde görenler ya da çevrenin gereksinmelerini karşılayamadığını düşünen zayıf kişiler bazen bir güç gösterisi içinde bu duygularını maskelemektedirler. Kendileri için kritik bir anda sakin kalmakta zorluk çeker, abartılı şekilde tepki verirler. Cahilin akıllı olduğunu ispatlamaya çalışması gibi, bazen bir korkağın da aşırı cesaret sergilemesi mümkündür. Öfke ve sinir nöbetleri çoğu zaman korkunun karşı ucunda yer alır, depresyon da abartılı kahkahalarla ve sahte neşe haliyle gizlenmeye çalışılır!