Bu kadar tatlı kılınacak neyi var ki?
Sela sesi duyarız. bugün cuma mıydı da sela okundu deriz, sonra; haa biri ölmüştür deriz.
Yolda giderken cenaze arabası görürüz Allah rahmet etsin deriz.
Camiye giderken musalla taşında tabut görürüz Allah Afetsin dersin.
Mezarlığın önünden geçerken hiçbirşeyi düşünmeden alışılagelmiş bir şekilde El Fatiha Deriz…
İşte Hep Deriz.
Hiç düşünmeyiz selayı, cenaze arabasını, musalla taşını, mezarı kısacası ölümü…
Hep yaşayacağımızı umuyoruz, Bian Olsun ölümü hatırlamıyoruz…
Ahireti unutmamızın başlıca nedenlerinden biride dünya telaşına kapılmamızdır.
Bu Dünya nekadar tatlıdır ki peşini bırakamıyoruz.
Bu kadar tatlı kılınacak neyi var ki? Paramı?
Evmi? Arabamı?
Dünya tadı demek yeterli olur herhalde…
“Dünya tadı bal tadı dünya beni aldattı altını zehirlemil üstü yine bal tadı” Düşünün Çok Zenginsiniz Hayal
Edemeyeceğiniz kadar çok Paraya
Sahipsiniz.
O Parayla ne yaparsınız?
Durun ben söyleyeyim.
Öncelikle bir saray veya köşk alırsınız. sonra son model şaheser bir araba alırsınız
Güzel bir eş ile evlenirsiniz.
Bide Düzüne düzüne elbiseler alırsınız
ve hergün lüks yemekler yersiniz.
Varmı unuttuğum başka birşey?
Sanırım kalmadı. Eveet…
Gün Geldi Azrail Ensene bir tokat çaktı..
Araba Kapının Önünde
Elbiseler Dolapta
Eşin ise tek başına villada sende iki
metre soğuk,karanlık toprağın altında… İşte o an Ah Vah edeceksinde iş işten geçmiş olacak.
Artık geri dönüş yok…
Dünyada ektiğin tarlanı orda biçeceksin. iyi yada kötü…
Onun için Demişler ki Dünya için Dünya Kadar Ahiret İçin Ahiret Kadar Çalış… Peki Ah Vah etmeden tarlamızı
iyiliklerle dolduramazmıyız?
Elbette bu mümkün ama isteyene…
Nasıl olur diye kafanızda soru işareti oluşmasın.
Herkes ne yapacağını fazlasıyla iyi biliyor…
Yeterki bilmek isteyin…
|