Suriyeli konusunda akla aykırı ayrımcı yaklaşımlar içeren düşünce sahiplerine verdiğim cevaptır:

"Suriyeliler gelmesin Türkiye'ye, burada işsizliğe ve kira artışına sebep olacaklarına orada savaşıp ölsünler..." Gizli veya açıktan bu ifadeyi dile getiren oldukça fazla sayıda, nüfus sayımında insan sayılan birileri var... Bu durum gerçekten insan olduğunu iddia eden biri için çok ilginç bir bakış açısı...

Öyle ki... Ölen 150 bin çocuk, savaşamadığı için suçlu olduğuna göre, bu daha da ilginç.

Hatta diyelim ki... Silahı olmayan insanların savaşmak istememesi; mermiden, toptan, tüfekten vel hasılı kelam ölümden kaçmak istemesi suç sayılsın... Bu noktada hadi diyelim ki bir nebze anlaştık diyelim.

Diyelim de... Ancak şu da var ki... Bu defa da zamanında oraya silah götüren MİT Tırlarının yolunu kesip, reklam eden CIA ajanlarına çanak tutan bir zihniyete sahip çıkıyor olmak var ya, bu çok ilginç.

Bence siz ya ne dediğini bilmeyen delilersiniz ya da bir şizofrenler güruhu... Bence siz bir kafa kağıdı kontrolü yaptırın.

Çünkü... Suriyeli diye bir şey yok. İnsan var öncelikle... Sahi siz, Bizans tohumu değilseniz atalarınız bu topraklara nereden geldi? Ya itiraf edin ya da kimliğinizi sorgulayın.

Çünkü... Aslında "Suriyeli" diye bir şey yok... Ezo Gelin çorbası içti isen, ömründe bir defa... İşte Ezo Gelin, o cetvelle çizilen sınırın öbür tarafında kalan kızımız. Bizim kız, bizim çorba yani... Sahi acaba siz de bizden misiniz?

Çünkü... "Suriyeli" diye etnik ayrım yapanlar, Misakı milli sınırlarının Haleb'in 15 km güneyinden geçtiğini bilmeyen, beyni istilacı ve işgalci batı çöpleri ile tecavüze uğramış zavallılardır. Düşünce sistemleri de bu şekilde bekaretini kaybetmiştir. Bu nedenle tedavi şart size. Gerçi kızlık zarı gibi bir maske takmışsınız yüzünüze ama yok olmamış; çürük ciğerleriniz suratınızda sırıtıyor ve çok pis kokuyorsunuz.

Ha bir de "alçak faşistlersiniz" diyeceğim size ama artık bununla övünmeye başladığınız için demiyorum.