Mevlana ile 40 papaz
Eflâtun Kilisesi’nde bir kimse vardı. Üzerine rahip elbisesi giyer, kiliseye gelenlere İslâmiyet’in üstünlüğünü anlatır, konuştuğu kimselerin Müslüman olmasına vesile olmaya çalışırdı. Bu arada Mevlana hazretlerinin talebelerine de çok saygılı davranırdı. Bir gün kendisine:
‘Senin, Mevlânâ’nın yakınlarına bu kadar hürmetli olmanın, iltifat göstermenin sebebi nedir?‘ Diye sordular.
O da cevap olarak:
‘Biz Mevlânâ’nın pek çok kerametlerini gördük. İsterseniz size içlerinden birini anlatayım. Bir gün biz kırk papaz, cümlemiz Mevlânâ’ya bir suâl sormak için giderken, kendisiyle bir fırının önünde karşılaştık. İçimizden biri:
‘Kur’ân-ı kerîmde, Meryem sûresinin yetmiş birinci âyet-i kerîmesinin meâlinde: ‘İçinizden, hiçbiri istisnâ edilmemek üzere, mutlaka Cehennem’e varacaktır. Bu, Rabbinin katında kesinleşmiş bir hükümdür.’ buyruluyor. Bu âyet-i kerîmeye göre, müslüman olsun kâfir olsun, herkesin Cehennem’den geçeceği bildiriliyor. Mâdem ki herkes Cehennem’e girecek, o zaman İslâmiyetin üstünlüğü nereden belli olacaktır’ dedi. Mevlânâ:
‘Evet. Âyet-i kerimede bildirildiği gibi, herkes Cehennem’e uğrayacaktır. Müminler Cehennem’e uğradığında, Cehennem’in ateşi ona tesir etmeyecektir. Hatta Cehennem;
‘Ey mümin, çabuk geç, nûrun ateşimi söndürüyor.’ diyecektir. Aynı ateş, Allah’u Teâlâ’nın emriyle kâfiri yakacaktır. Ateş, aynı ateştir. İsterseniz deneyelim ve şimdi size bunu göstereyim.’ dedi. Bizden, üzerimize giydiğimiz gömlekleri çıkarmamızı istedi. Çıkarıp, kendisine verdik. O da hırkasını çıkarıp, bizimkilerin içine sardı. Öylece fırının içine attı. Biraz sonra fırının kapağını açıp, elini alevlerin içine soktu. Biz hayretle hâdiseyi tâkip ediyorduk. Sonra içerden hırkayı alıp önümüze koydu. Hırkada en ufak bir yanık izi yoktu. İçini açtığında, bizim gömleklerimizin hepsinin yanıp kül olduğunu gözlerimizle gördük. Sonra Mevlânâ bize dönerek:
‘Ey rahipler! İşte gördüğünüz gibi, biz ateşe böyle uğrarız. Siz de böyle uğrarsınız.’ deyince, hepimiz insaf edip, Kelime-i Şehadeti getirerek Müslüman olduk. Her birimiz de, bundan sonra İslamiyet’in yayılması için çalışacağımıza, Hristiyanların doğru yola gelmesi için uğraşacağımıza söz verdik. İşte benim Mevlânâ’nın talebelerine hürmet ve iltifat etmemin sebebi budur.’
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var.
-Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.
|