Depremler
Yerkabuğu, donmuş bir okyanus üzerindeki buz gibi, yeryüzünün ergimiş çekirdeği üzerinde yavaşça hareket eden ve kalınlığı toplamda seksen kilometreye ulaşan pek çok katmandan oluşur. İki katman birbirinden ayılırsa, çarpışırsa veya birbirine sürterse, sonuç bir depremdir. Depremler her yıl yaklaşık 10.000 kişinin ölümüne neden olur.
Bir depremin kaynaklandığı noktaya, deprem merkezi denir. Deprem merkez üssü, depremin merkezinin dikey olarak üzerinde, dünyanın yüzeyine tekabül eden noktadır. Eğer depremin merkezi yeryüzünün derinlerindeyse, sarsıntı çok fazla zarara yol açmayabilir. Ama sarsıntı yüzeye yakınsa, felaket yaşanabilir. Depremler, zemini sallayan çeşitli dalga tipleri üretir. İlki, ana dalgalar veya P-dalgaları denenlerdir. Ses dalgaları gibi, zemini bastırıp gevşeterek boylamsal bir şekilde akarlar. Dünyanın bir ucundan öteki ucuna yirmi dakikada ulaşabilecek kadar hızlı ilerler ama az zarara yol açarlar.
Dalganın ikinci tipine S-dalga denir. S-dalgalar, duvarları ve çitleri yerinden çıkararak yavaşça ve çaprazlamasına hareket ederler. Son dalga tipine ve şimdiye kadar görülen en tehlikeli olanına ise L-dalga denir. L-dalgalar, zeminin okyanuslardaki dalgalar gibi yukarı ve aşağı hareket etmesine sebep olarak yer kaymalarına, yangınlara ve tsunamilere yol açar. Yeryüzünün, bir depremin ardından yeniden kendini ayarlaması için, bunu pek çok artçı sarsıntı –zeminin yerine oturmasıyla açığa çıkan küçük yer sarsıntısı– takip eder. İlk depremle zayıflayan binalar çoğunlukla artçı sarsıntılar dolayısıyla çöker.
Bir depremin yoğunluğu, Richter ölçeğiyle hesaplanır. Ölçekteki her bir sayı, onluk bir artışla temsil edilir. Bir 3.0, bir 2.0’den on kez ve bir 1.0’den yüz kat daha güçlüdür. Şiddeti 4.0’ten düşük depremler genelde yüzeyde hissedilemez. Şiddeti 6.0’dan yüksek depremler güçlü hissedilirken, 7.0’den yüksek olanlar ciddi olarak göz önünde bulundurulur. En feci depremler, iki katmanın birbiriyle çarpışmasıyla (Alaska ve Şili’de gerçekleşti) ortaya çıkan, şiddeti 9.0’un üzerinde kaydedilen depremlerdir.
Oakland Atletizm ve San Francisco Devleri arasındaki 1989 Dünya Beyzbol Serisi, oyunlarda on günlük gecikmeye neden olan 7.1 büyüklüğünde bir depremle kesilmiştir.
Yanardağ patlamaları da depremlere neden olabilir. Endonezya’da 1883’te Krakatoa patladığında, patlama şiddeti o kadar yüksekti ki 3.000 kilometre ötedeki Avustralya’nın Perth kentinde duyulabildi.
Bir Hint efsanesine göre dünyayı dört fil taşır. Bir kobra yılanının tepesinde denge halindeki bir kaplumbağanın sırtında dururlar. Bu hayvanlardan herhangi birinin hareketi bir depremi başlatır.
Mozambik yerlileri yeryüzünün insanlarla aynı sorunlara sahip, yaşayan bir varlık olduğuna inanırlar. Soğuk alıp hasta olduğunda ve öksürdüğünde, sarsıntı hissederiz.
|