@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'un meydana dev tavuk heykeli dikmesi
sıcak bir yaz günü logos kümesteki yumurtaları almak için eğilip uzandığında başını kümese vurur ve orada bayılır, ayıldığında en sevdiği tavuklardan bir tanesinin yanına tünediğini ve gagasıyla burnuna küçük küçük gagalayıp "bak bak bak" diyerek uyandırmaya çalıştırdığını görür. bundan çok etkilenir "vay.. tavuktaki sadakata bak.. " bu tavuk en sevdiği tavuk olur kesmekten pişirmekten azad eder, nereye gitse kolunun altına tavuğunu da alır onunla gidermiş, dışarıdaki işlerde, meydanda sohbetlerde sohbette, hep yanındaymış, her sohbetin sonunu tavuklara bağlar tavuktan başka birşey demezmiş öyleki muhtarlık seçimlerinde bile tavuğunu aday göstermiş..
bir zaman tuhaf karşılansa da sonra sonra alışmış forumdaki köylüler hatta eğlenmeye bile başlamışlar, gel zaman gil zaman logos bir sabah kümesi açtığında tavuğun yerinde yeller eser halde bulmuş, aramış taramış, ona sormuş buna sormuş, tavuktan eser yokmuş.. logos çok üzülmüş, günlerce ağzından bir kelime çıkmamış, meydana gelmemiş, amma elleride boş durmamış, evinin arkasındaki tepeliğin ardında tavuğunun hatırası için dev bir tavuk heykeli yaptırmaya başlamış, çevredeki tüm heykeltraşları getirtmiş ve gizililik yemini ettirmiş, bitene kadar konuşmak yok! günler sürmüş inşaat, öyle büyük oluyormuş ki ibiklerine çimento yetmemiş başka diyarlardan develerle çimento getirilmiş, o derece büyükmüş, bir yaz günü öğlen saatlerinde bitmiş inşaat, logos heyecanla bu heykeli herkesin öğlen yemeğinde olduğu saatte sohbet meydanının ortasına fillerle çektirip diktirmiş, kapladığı alanın genişliğinden oturup sohbet edecek yer kalmamış..
eserine bir bakmış gülmeyen yüzüne renk gelmiş, o sırada meydanda çay içen @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] varmış çayı püskürtmüş "bu da ne ola ki güneşimi engelleyen" bakmış ki dostu logos dev bir tavuk heykeli dikmiş, seslenmiş hemen "bre naparsın, neyin çılgınlıdır bu kendini kovdurmak mıdır istediğin"
logos bakmış gülmüş birşey dememiş, çok yorgunmuş evine gidip dinlenmiş, tavuk heykeli kısa bir süre durmuş, durduğu süre boyunca bakan hayran kalıyormuş, ibikleri bulutlara değiyor, bir gagası yerde bir gagası gökteymiş, onu gören horozlar ötmeyi bırakırlar, darıyı mısırı yemez kendilerini üzüme verirlermiş, çevre köylerden bile namını duyan tavuklar köye akın akın kafile halinde gelip
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
heykeli görmeye gelirlermiş, köyün tavuk nüfusu bir anda patlamış, adım atacak yer, gagalanmadık köylü kalmamış, derken tüm bunlar padişahın ulağına gelmiş "hele davranayım köyü gezeyim nedir bu patırtı", yanına da vezirlerini almış, gelmişler heykelin arşısında durmuşlar, padişah tavuğu aşağıdan yukarıyada doğru süzmüş, "bu ne muazzam-ı tavuktur, kimdir bunun mimarı, ödüllendirsem mi cezalandırsam mı" demiş ibiklerini görebilmek için o kadar başını aldırmış ki bakarken kavuğu yere düşmüş, hemen bir yardımcısı kavuğu almış tozunu silmiş, vezirleden biri demiş "padişahım mimarı logostur lakin, bu iş iş değil, hal hal değildir, yakında memleketin bütün tavukları burada toplanacak köyümüzü tavuklar basacakkk." demiş ağzını doldura doldura.
padişah alnındaki teri silmiş ve demiş sonunda "tiz yıkın bunu gözüm görmesin.." emirler verilmiş, ustalar bulunmuş vurmuşlar balyozu kazmayı, bu dev tavuk heykeli kısa sürede yerle yeksan olmuş
tüm tavuk ve horozlar köyü terki diyar etmişler bir daha dönmeme üzere, logos gelmiş görmüş ki tavuk heykeline geriye molozlardan gayri birşey yok imiş, "olsun" demiş,"kısa sürede olsa sanatım ayakta durdu".
o günden sonra forum köyüne tavuk gelmemiş, gelenlerde yumurtlamamış, dev heykelin bulunduğu yerin izi hala duruyormuş, yıllarca masal gibi anlatıladurmuş.

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]