Eskiler ağızdan çıkan her kelamın enerjisini bilirlerdi..
Eskiler ağızdan çıkan her kelamın enerjisini bilir ve dolayısı ile enerjiyi negatife cevirmezlermiş !!!..
Hep olumluyu yaşamaya ve çoğaltmaya çaba gösterirlermiş. ..
1-) Eskiden "Kapıyı kapat!" denilmezmiş. Allah kimsenin kapısını kapatmasın diye düşünülürmüş. "Kapıyı ört, ya da sırla" denilirmiş. Kapının kapanmadan yavaşça örtülmesi edebtenmiş.
2-) “Lambayı söndür” demezlermiş. Allah kimsenin ışığını söndürmesin. "Lambayı dinlendir" derlermiş. Lamba yakılmaz, uyandırılırmış.
3-) Uyuyan birisi uyandırılmak İçin sarsılmaz veya adı ile çağrılmazmış. "Agâh ol erenler" derlermiş. Nezaket, incelik, edep her işin başı imiş de ondan... Ona eren uyanık olurmuş. İnsanların sözü kesilmez, işaret ve işmar edilmez, fısıltılar, gizli konuşmalar hoş karşılanmazmış.
4-) Hanımlar beylerine "Efendi" derlermiş, "siz" derlermiş. Hanımefendiliklerini gösterirlermiş.
5-) Gezerken yere yumuşak basılır, ses çıkarmamaya çalışılırmış. Yerdeki haşerata basmamaya özen gösterdiği için adı "Karınca Basmaz Efendi” ye çıkan insanlar varmış.
6-) Kapıdan çıkarken arkasını dönmemek, geri geri çıkmak edebtenmiş. Kapı eşiğindeki misafirlere ait ayakkabılar, dışarıya doğru değil, içeriye doğru çevrilirmiş. "Git bir daha gelme!" der gibi değil de. "Gitsen de ayağının yönü buraya dönük olsa" dercesine dizilirmiş.
Canlı cansız her şeyin bir hatırı varmış. Eskiler hayatı o kadar nurani, o kadar temiz, o kadar manâlı yaşarmış.
Üstad Necip Fazıl bu hali
“Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler/Ölçülü uzaklıkta yakın beraberlikler." diye tarif eder bir şiirinde.....
|