1. Ulûhiyyette şirk. Allah’a ilâhlığında ortak koşmak, O’ndan başka bir varlıktan gerçekleştirilmesi yaratılmışın gücünü aşan bir şey istemek demektir. Bu tür şirk, “Ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz” âyetinin yanı sıra (el-Fâtiha 1/4) İhlâs ve Kâfirûn sûreleriyle de menedilmiştir. 2. Rubûbiyyette şirk. Allah’a rablığında ortak tanımak, sıfat ve fiillerinde başka bir müdebbirin varlığını kabul etmektir. “De ki: Allah’tan başka tanrı saydığınız şeylere el açıp istekte bulunun. Onların göklerde de yerde de zerre kadar bir şeye sahip olmadıklarını göreceksiniz. Evet onların buralarda hiçbir ortaklığı olmadığı gibi Allah’ın da bunlardan oluşan herhangi bir yardımcısı yoktur” meâlindeki âyette (Sebe’ 34/22) bu şirk ifade edilmektedir (İḳtiżâʾü’ṣ-ṣırâṭi’l-müstaḳīm, II, 703-704).
Şah Veliyyullah ed-Dihlevî insanları şirke götüren inanç ve davranışları Allah’tan başkasına secde etmek, arzu ve isteklerinin gerçekleşmesini başkasından beklemek, Allah’tan başka bir varlığa dua etmek, din adamlarını rab edinmek, putlara ve yıldızlara kurban kesmek, Allah’a ortak koşulan varlıkları kız ve oğul sıfatıyla O’na nisbet etmek, Allah’tan başka bir varlık adına yemin etmek, çocuklara Allah’tan başka bir mevcuda nisbetle “şunun kulu” diye isim vermek, Allah’tan başka birinin rızası için haccetmek, bazı varlıkları bulundukları mekânları yücelterek dinî amaçla ziyaret etmek şeklinde sıralamıştır (Ḥüccetullāhi’l-bâliġa, s. 127-131)
not : özellikle havas sitelerinde çokca rastlanılan kasem olarak ifade edilen bazı metinlerde ye eyyühel ervahi veya ya rükyail eksamtü ifaleri ile başlayan metinler oldukça tehlike arzetmektedir. ey ruhlar size yemin ederim ,senin adına yemin ederim ey rükyail manasına gelir.
|