Rüyalar bir çeşit ilham sayılır. Rahman ve Rahim olan Allah, vahiy ve ilham ile kullarına hitap edip onları onurlandırdığı ve mesajlarını ilettiği gibi, rüya ile de kullarına olan yakınlığını, onlarla ilgili rahmet ve inayetini, onların kimsesiz olmadıklarını, Rableri tarafından her zaman gözetilmekte olduğunu göstermesi rahmet ve inayetinin bir gereğidir.
- Rüyalar, insanlara manevî alemlere pencereler açan birer realitedir. Sürekli maddî hayatla meşgul olmaktan yorulan insanlar, rüya ile manevî alemlere seyahat etmekle istirahat etmiş olur.
- Hadis-i şerifte -mealen-: “Salih rüya, vahyin kırk altı parçasından bir parçadır.” (Buharî, Tabir, 5) denilmek suretiyle, rüyanın Allah ile kulları arasında işleyen bir manevî telefon hattı mahiyetinde olduğunu gösterilmektedir.
Rüya ve Rüyanın Yaratılış Amacı - Rüya Vahiyin 46da 1i mi?
- Alem-i Misal’de seyahat etmekle meşhur olmuş Muhyiddin ibn Arabî, alem-i misale çıkmanın ilk basamağı rüyalardan geçer, demektedir. Demek ki, doğru rüyalar görecek kadar hayatını istikametle geçirenler, rüya yoluyla misal aleminden haber alabilirler. Nitekim buna Peygamber Efendimiz (asv) şöyle işaret buyurmuştur:
“Rüyası en doğru olarak çıkanlarınız, en doğru sözlü olanınızdır.”(Müslim, Rüya, 6).
- Bir hadiste Hz. Peygamber (asv) şöyle buyurdu: “Nübüvetten yalnız müjdeciler kalmıştır.” Oradakiler “Ya Resulellah! Müjdeciler nelerdir?” diye sorduklarında “Salih rüyalardır.” buyurdu.(Buharî, 6).
Bu hadis-i şerifler de gösteriyor ki, Allah ile kulları arasında iletişimi gerçekleştiren vahiy yolu kapandıktan sonra, vahyin kırk altı parçasından bir parçası olan rüyalarla bu iletişim hattı devam edecektir.
- Rüyanın en güzel yönlerinden biri de -geçici de olsa- ayrılıkları kaldırıp buluşmaları gerçekleştiren bir misyonunun olmasıdır. Yakın akrabasını, yakın dostlarını kaybedenler, rüyada onlarla görüşmekle bir mutluluk elde ederler.
Anlatılan bu hususlar, rüyanın hikmeti konusunda yalnız bir ufuk açmak için birer misaldir…
Güzel gören güzel düşünür,
Güzel düşünen güzel hülyalar görür,
Güzel hülyalar gören de hayatından lezzet alır.
İslâm'a göre rüya üç çeşittir.
1- Salih rüya,
2- Şeytanî rüya,
3- İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya.
Salih rüya vaki olacak olan şeyleri vukuundan evvel fıtrî istidad ile idrak etmekten ibarettir. Peygamber (sav) bununla ilgili şöyle buyurur: Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür.
Şeytanî rüya insanı korkutup üzüntüden üzüntüye sevk etmek için uyku halinde insanın kalbine verdiği vesveseden ibarettir. Peygamber (sav) şöyle buyurur: Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir.
İnsanın içinde yaşadığı olaylardan doğan rüya ise. insan bir şeyle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilendiği için hakkında rüya görür. Peygamber (sav) bir hadiste şöyle buyurur: Rüya üçdür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan
gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya.
Yûsuf sûresinde zikredilen Hz. Yusuf un rüyasıyla ilgili âyet ile yukarda zikredilen hadisler bunu ifade ediyorlar. Rüyaların içinde hak rüyalar vardır. Ancak her rüya haktır ve her tabir de doğrudur denilmez. Rüyaya göre hareket ve rüyaya istinad etmek doğru değildir. Hatta fıkıh kitapları beyân ediyorlar: Şeytan her ne kadar Peygamberin suretine giremezse de Şaban'in yirmidokuzunda Peygamber (sav) herhangi bir kimsenin rüyasında yarın Ramazan'ın birinci günüdür oruç tutunuz diye emretse de bu rüya ile amel edilmez. Çünkü rüya ilim olmadığı gibi zabt da edilmez. (Halil GÜNENÇ, Günümüz Meselelerine Fetvalar II. 300)
Rüya ve ilham ile amel etmek
Rüya ve ilhamla amel etmeye gelince;
Rüyalar ve İlhamlar Rabbani ve Rahmani; Şeytani ve Nefsani olabilirler. Bu sebeple aralarını iyi belirlemek gerekir. İslam uleması bu konularda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebileceğini, ama hiç kimseyi zorlamanın doğru olmadığını belirtirler.
1-Görülen rüya veya ilham, dinimizin emirlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani dine aykırı ve sünnete zıt olmayacak.
2-Rüya veya İlham güvenilir, herkesin itimat ettiği, Ebu Hanife, Şafii, İmamı Rabbani, İmamı Gazali gibi kişiler olmalıdır. Herkes o zatın yalan söylemeyeceği ve dinin esaslarını hakkıyla bilen ve yaşayan birisi olduğunu kabul etmelidir.
3-Rüya ve İlhamla elde edilen bilgiler dinin bir emri gibi kabul edilmemeli. Sadece tavsiye edilebilir. Rüyalar ve İlhamlar birer ikazdır, irşattır. Bağlayıcı ve zorlayıcı olamaz. Bu rüya ve İlhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da ayıplanmaz.
__________________
O kadar kimsesizim ki
Hani ölsem
Cesedim geçmişin tozuna karışır gider
Yediğim yemekten içtiğim suya kadar tadsızım
Saçının telinden ayak parmaklarının ucuna kadar özledim seni..
|