Risale-i Nur Nedir? Nasıl Bir Tefsirdir?
Risale-i Nur Külliyatı; asrımızın anlayış ve ihtiyacına göre yazılmış
Bediüzzaman Said Nursi’nin yazdığı bir
Kur’an tefsiridir. Risale-i Nur Külliyatı Kur’ân’ın hakikatlerini müspet ilim anlayışına uygun bir tarzda izah ve ispat eder.
Risale-i Nur, her insan için en mühim mesele olan
“Ben neyim? Nereden geliyorum? Nereye gideceğim? Vazifem nedir? Bu mevcudat nereden gelip nereye gidiyorlar? Mahiyet ve hakikatleri nedir?” gibi suallerin cevabını vâzıh ve kat’î bir şekilde, çekici bir üslûp ve güzel bir ifade ile beyan edip ruh ve akılları tenvir ve tatmin eden Kur’an tefsiridir.
Kur’an Tefsiri hakkında Risale-i Nur Külliyatından
Tarihçe-i Hayat adlı Eserde şöyle denilmektedir;
“
Tefsir iki kısımdır:
Birisi, malum tefsirlerdir ki, Kur’ân’ın ibaresini ve kelime ve cümlelerinin mânâlarını beyan ve izah ve ispat ederler.
İkinci kısım tefsir ise, Kur’ân’ın imanî olan hakikatlerini kuvvetli hüccetlerle beyan ve ispat ve izah etmektir. Bu kısmın pekçok ehemmiyeti var. Risale-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas tutmuş, emsalsiz bir tarzda muannid feylesofları susturan bir mânevî tefsirdir.
Risale-i Nur Külliyatı yazılırken Müellif
Bediüzzaman Said Nursi, Kur’an-ı Kerimi baştan sona tefsir etmek niyetiyle önce
İşaratu’l-İ’caz isimli eseri yazmıştır. Bu eser,
Fatiha suresini ve Bakara suresinin ilk 33 ayetini sırayla tefsir etmektedir. Arapça olarak telif olunan bu eser, Kuran’ın nazmındaki mucizeliği göstermede bir şaheserdir. Müellif Bediüzzaman, Kuran’ın tamamını bu minval üzere 60-70 cilt olarak tefsir etmeyi düşünürken, gelişen olaylar ve zamanın şartları onu Türkçe bir Kur’an tefsiri yazmaya sevk eder. Sürgüne gönderildiği
Barla,
Kastamonu ve
Emirdağ’da, ayrıca
Eskişehir,
Denizli ve
Afyon hapishanelerinde 23 yıl boyunca Kur’an tefsirini yazmaya devam eder.
Bediüzzaman yazmış olduğu Risale-i Nur Külliyatında, Kuran’ın imanî olan hakikatlerini kuvvetli hüccetlerle beyan ve ispat ve izah etmek için Kur’an-ı Kerim’in tüm ayetlerini değil, özellikle
imana ve hakikate taalluk eden ayetlerini beyan ve izah etmektedir. Açıklanan bu ayetlerin ışığında, diğer ayetleri de yorumlayabilecek muazzam bir altyapı kazandırır.
Risale-i Nur’da, sözgelimi
“Namaz nasıl kılınır? Farzları ve sünnetleri nelerdir?” gibi konulara girilmez. Ama,
“Namaz niçin kılınır? Niçin belli vakitlerde eda edilir?” türünden soruların cevabı gayet delilli bir şekilde ele alınır. Onu okuyan biri, namaz kılma konusunda ikna olunca, nasıl kılınacağını fıkıh kitaplarından öğrenebilir.
Risale-i Nur Külliyatı bir ilim deryasıdır; herkes kapasitesi ve istidadı nispetinde, bu deryadan istifade eder. Her insanın anlayış ve idrak açısından ilim kabı ve dağarcığı farklılık gösterir. Bu yüzden Risale-i Nurlardan istifade etme, farklı farklıdır. Herkes kendi anlayış ve idraki kadar istifade eder. Bu sebeble Risale-i Nur Külliyatı yüksek ilim tahsil etmiş bir profesörden, ilkokul çağındaki bir çocuğa kadar zorlanmadan zevkle okunup istifade edilebilir. Risale-i Nur Külliyatı, Kur’anın bir tefsiri olduğundan okuyanın ilim derecesi ne olursa olsun istifadeye açıktır.
Risale-i Nurların herbir parçası farklı bir seçkin vasfa sahiptir. Ama hepsinin ortak bir noktası var, o da
tahkiki iman ve
hakiki marifettir.
Risale-i Nur: Nurlu bir külliyat. Yüz otuz eser. Büyüklü küçüklü risaleler halinde. Asrın ihtiyaçlarına tam cevap verir. Aklı ve kalbi tatmin eder. Kur’ân-ı Kerim’in mânevî tefsiri…
Sözler, Lem’alar, Şualar, Mektubat gibi Risale-i Nurların temelini oluşturan eserlerinde; iman hakikatleri ve marifet galiptir.
Diğer eserler hakkında kısa kısa açıklamalar aşağıda verilmiştir.
Sözler
Allah, kâinat ve insan münasebetlerinin, çağımız anlayışına hitap eden bir üslupla ve Kur’an’ın dürbünüyle anlatıldığı, “insan neden ibadete muhtaçtır; kader nedir, insan kaderinin mahkumu mudur; kainat niçin yaratıldı; Kur’an neden mucizedir?” gibi bütün akılları hayrette bırakan ve hiçbir felsefenin halledemediği suallerin cevabını ve insanın imansız yaşayamayacağı gerçeğini ortaya koyan bu eser, Risale-i Nur Külliyatı’nın en mühim eserlerindendir.
Mektubât
Bu eserde günümüz insanına yol gösteren mektuplar bulunmaktadır. Kainattaki sürekli faaliyetin sırrı, Tek Allah’a inanç (Tevhid), Peygamber (a.s.m.) mucizeleri, İslamda reform, milliyetçilik, oruç gibi konularda zihinleri kurcalayan suallere verilen cevaplar ile Risale-I Nur Külliyatı’nın en mühim eserlerindendir.
Lem’alar
Gençlere, öğrencilere, hasta ve yaşlılara, ilim adamlarına, hanımlara daha doğru bir deyişle hepimize gerekli olan hayat ve iman prensiplerinin yer aldığı bu eserde Allah’ın varlığının kesin isbatı, Peygamberimizin (a.s.m.) bizzat yaşayarak gösterdiği saadet yolu, aile hayatının huzur prensipleri, iman kardeşliğini pekiştiren esaslar, günahın psikolojik tahlili ve günahtan kurtuluş yolları gibi konular ele alınmaktadır.
Şuâlar
Kainattan yaratıcısını soran bir seyyahın gözlemleri, bütün varlıkların dilinden tevhid delilleri; insanın bu dünyaya gönderilmesinin hikmeti ve gayesi; ahirzamanda gelecek olan Deccal ve Süfyan gibi müthiş şahsiyetlerin mahiyetlerinin izahı ve bu konuda Hadis-i Şeriflerin açıklaması gibi çeşitli konuların yer aldığı mühim bir eserdir.
Mesnevî-i Nûriye
Risale-i Nur Külliyatının bir çekirdeği, insana Rabbini tanıtan yolların, nefisle mücadelesinde takip edeceği esasların, iman hakikatlerinin açıklamalarının yer aldığı, Risale-i Nur Külliyatı’nın fihristesi ve bir nevî fideliği addedilen bu eser Bediüzzaman’ın ilk eserlerindendir.
İşârâtü’l-İ’câz
Birinci dünya savaşı sırasında cephede yazılan olağanüstü bir eser çağımız insanının ihtiyacı olan Kur’an’ın yepyeni yorumları, ince manaları, ilimlerin keşfiyle anlaşılan gerçekleri tesbit eden bu eser çeşitli tefsirlerde dağınık bir şekilde işlenen sırları açığa çıkaran, Kur’an’ın mucize oluşunu bütün yönleri ile anlatan, Kur’an’ın nazmındaki vecizliği ve mucizeliğini ortaya koyan orjinal bir Kur’an tefsiridir.
Asâ-yı Mûsâ
Kur’ani bir bakış açısı ile etrafımızdaki varlıkları inceleyen bir eser. Ayrıca, ibadet, gençlik, ölümden sonra diriliş ve âhiret inancı ile dünyadaki mutluluk arasındaki ilişkiler de ele alınıyor.
Barla Lâhikası
Risale-i Nur’un Barla’da neşre başladığı dönemde ilk talebelerinin samimî hissiyat, kalbî ve ruhî istifadelerini dile getirdikleri mektuplar ve Bediüzzaman’ın bunlara verdiği cevapları içine alan bu eser Risale-I Nur yoluyla yapılan iman ve Kur’an hizmetinin meslek ve metodunu belirlemektedir.
Kastamonu Lâhikası
Nur müellifinin, Kastamonu’da talebeleri ile Nur’un inkişafı, mahiyeti, iman hizmeti, talebelerin hizmet tarzları ve din düşmanları ile mücadele şekillerini konu edinen karşılıklı mektuplardan oluşan bu eser bilhassa yazıldığı zaman itibariyle bir devrin iman ve Kur’an hizmetinin özeti ve içtimâî bir dersidir.
Emirdağ Lâhikası
Nur müellifinin, Emirdağ’da ikameti esnasında Isparta, Kastamonu, İstanbul, Ankara ve üniversite talebeleri ile Anadolu’ da ki talebelerine hizmetleri ve onların suallerine cevaben yazdığı mektuplar iman ve Kur’an hizmetinin günümüzdeki içtimâî vechesini ortaya koymaktadır.
Sikke-i Tasdîk-ı Gaybî
Risale-i Nur Külliyatının mânâ alemindeki yerini ve ehemmiyetini ortaya koyan önemli bir eserdir.
Tarihçe-i Hayat
Risale-i Nur Müellifi Bediüzzaman Said Nursi’nin doğumundan vefatına kadar olan yetişme tarzını, hizmetini, gayret, cehd ve fedakarlığını sade bir üslupla ortaya koyan; Bediüzzaman’ın yazı , mektup ve müdafaalarından derlenmiş ve bizzat kendisi tarafından tashih edilmiş çok kıymetli ve önemli bir eserdir.
Münazarat
Bu eserde hürriyet, meşrutiyet ve istibdadın tarifi, mahiyeti, neticeleri; kalkınmamışlığın sebep ve çareleri; millet iradesinin hakimiyeti; devlet idaresine şeriatın nasıl tatbik edileceği; müslümanlar arası birlik gibi konular ele alınmıştır.
Muhakemat
Her cümlesi bir kaide derinliğini taşıyan eser Bediüzzaman’ın ilk eserlerindendir. Müslümanların geri kalış sebepleri, bu sebepleri gidermenin çareleri; teknik gelişmelere İslâmiyet adına karşı çıkanların durumu; zorlukları akıl yoluyla çözmekten hoşlananlar için bulunmaz bir kaynak olan Muhakemat, mantıklı ve sağlam düşüncenin; doğru konuşup, doğru yazmanın ölçüleri gibi orjinal konuları ihtiva etmektedir.
ÂLİMLER, AYDINLAR BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ İÇİN NE NELER SÖYLEDİLER?
KISACA NE DEDİLER?
Doç.Dr. Ahmet Abdurrahim ES-SAYİH/Katar Üniversitesi – KATAR
Bediüzzaman, iman hakikatlerini en parlak delillerle ispat etmiştir. Risale-i Nur Müslümanları bu hakikatlere götüren yolda birer irşat meşalesidir.
Ahmet KABAKLI
Bediüzzaman Hazretleri bence son devir Türkiye’sinin ve İslam âleminin yetiştirdiği en seçkin ve seçkin din ulularından biridir. Risale-i Nur ise Kur’an-ı Kerim’in çağımıza en uygun en değerli yorumu, tefsiri ve ifadesidir.
Ali Fuat BAŞGİL
Üstadın ilmine hayranım. Bizim Tahsil Ettiğimiz ilimle, Üstadın ilmi mukayese edilemez. Üstada Cenab-ı Hak öyle bir ilim nasib etmiş ki; umman gibi, aştıkça kabarıyor. Bir deniz ki içine girdikçe giriliyor. Bundaki ilmin ucu bucağı yoktur. Kur’an-Kerim’in ve hadislerin Tefsiri mahiyetindedir. Dili biraz eski olmakla beraber kuvvetli bir iman ve ahlak telkin etmektedir.
Doç. Dr Bilal KUŞPINAR /Uluslararası İslâm Düşüncesi ve Medeniyeti Ens. – MALEZYA
Bediüzzaman Said Nursi, İslami çalışmaların dilden felsefe ve mistisizme kadar uzanan hemen hemen tüm konularına vakıf önde gelen ilim ehlinden biriydi.
Cemil MERİÇ
“Üstad Bediüzzaman‘ın eserlerini şayet ilk gençlik yıllarımda tanımış, okumuş olsaydım, büyük ihtimalle gözlerimi bu kadar erken yaşlarda kaybetmezdim… Önce Batı’ya yönelerek peşine düştüğüm hakikati, yine Doğu’da buldum. Doğu’da ise, en parlak yıldız olarak Said Nursî’yi tanıdım… Tanzimat’tan bu yana, İslâm tefekkürünü temsil makamında, bir tek onu tanıdım. Başka hiçbir şahsiyet, bu makamı dolduramıyor, hakkını veremiyor.”
“87 senelik ömründe eserlerine nasıl başlamışsa öyle de bitirmiştir. Hiçbir dünya büyüğüne dalkavukluk yapmamıştır. Bu bizim memlekette büyük bir fazilettir. Cemiyette hemen herkes anadan doğma bir dalkavuk olmuş… Said Nursî bir kavga adamı. Yalçın bir irade, taviz vermeyen bir mizaç… Yakın tarihimiz tek bir mücahid tanımıştır, o da Said Nursi’dir… Ben Müslüman mütefekkir deyince, celâdetiyle, cihadetiyle, onu tanıdım, başka tanımadım….
Dr Colin TURNER /Durham Üniversitesi – İNGİLTERE
“Risale-i Nur’u tanımadan önce Müslüman’dım, fakat mümin değildim” diyebilirim.
Risale-i Nur’un inkılâbı zihinlerde, kalplerde, ruhlarda ve nefislerde inkılâptır. Bu bir İslâm devrimi değil, iman inkılâbıdır. Kur’an’ı Peygamberimizin (SAV) murat ettiği gibi tefsir eden, modern insana musallat olmuş son derece tehlikeli ve gerçek hastalıkları teşhis ederek çare sunan, kendi kendine yeterli ve şümullü yegane İslami eser Risale-i Nur’dur. Kur’an’ın nuruyla kâinatı aydınlatan Risale-i Nur gibi bir eser görmezlikten gelinemez.
Risale-i Nur, Kur’an hazinelerinin çağımıza bakan bir tefsiridir. Eğer Kur’an’ı kainat için bir rehber kitap olarak anlayabiliyorsak, Risale-i Nur da Kur’an için bir rehberdir. Risale-i Nur ise ne bir milletin, ne birkaç ferdin malı değildir. O, insanlığa, Rabb’inin ilhâmına mazhar ihlâslı bir zattan bir mesajdır ve dolayısıyla hepimize aittir.
Elmalılı Hamdi YAZIR
Risâle-i Nur eserleri, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriften ilham alınarak, bir takım esrarı ilmiye ve hikemiyenin izahları yapılmış, küçük ve büyük insan kitlelerini gafletten ikaz, fikrî ve şehevanî dalâletten, su-i i’tikad ve su-i ahlâk girivelerinden kurtarmak, vatandaşları İslâmî itikad ve ibadetlerin ifasına, Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebeviyeye ittibaa teşvik ve tergip eden ifadelerden ibarettir.
Bediüzzaman berrak sular gibi temiz bir vicdana, çok güzel bir ruha sahip bir zat idi. İstanbul’un alimlerinin gözü öyle bir alim görmemiştir.
Hasan Basri ÇANTAY
Bizler Üstadın sayesinde müellif olduk. Bizler korkumuzdan ne eser yazabiliyorduk ve ne de kimseye anlatabiliyorduk. Üstad Hazretleri Risale-i Nurları te’lif etmeye başladı; hem Türkiye’de okuma çığırı açtı, hem de hapishanelerde dayak, kelepçe, açlık, onu zulme tahammül etti susuzluk. Fakat onun ihlası, onun şefkati, onun merhameti, onun tevazuu, onun şecaati ve her şeye galip geldi kahramanlığı.
Hasan Fehmi BAŞOĞLU /Eski Diyanet İşleri Başkanı
Ben Meşrutiyette Fatih medresesinde okurken, Bediüzzaman Hazretlerinin İstanbul’a gelip, bir Handa yerleştiğini, hatta odanin kapısında”burada her müşkül hallolur, her meseleye cevap verilir. Fakat sual sorulmaz”diye levha astığını işittim. Bu hale bir türlü akıl erdiremedim. Bediüzzaman hakkında sitayişkâr sözleri mübalağa kabul ediyordum. Ulema ve Talebe gruplarının kendisini ziyaret ve hayranlıklarını işitince tevali eden tavsiyeler üzerine bende de bir ziyaret arzusu uyandı. Kat’i karar verdim ki; en güç ve en ince meselelerden sualler tertip edip sorayım. Ben de o zaman medresenin ileri gelenlerinden sayılıyordum. Nihayet bir gece en müşkül ilm-i kelam meselelerinden gayet derin ve birkaç kitapla ancak izah ne ifade edilebilen birkaç mevzu seçtim, ziyaretine gittim. Suallerimi tevcih ettim. Aldığım cevaplar çok harika ve açıp olmuştu. Aynen benim hazırladığım tarzda, sanki akşam beraber imişiz ve kitaplara beraber bakıyormuşuz gibi cevaplar verdi. Ben tam tatmin oldum. Ve bizzat anladım ki; onun ilmi, bizimki gibi kesbi değil, “vehbΔ idi.
Hüseyin ASUR /Yayıncı, Gazeteci, Yazar – MISIR
Said Nursi, gerçeklere susamış akıl ve kalplere mükemmel bir tefekkür turu takdim eder. Bediüzzaman’ın yüz otuza ulaşan eserleri yalnızca Türkiye’de değil, dünyanın her tarafına büyük bir hizmet görmektedir. Bediüzzaman, Asrın ruhunu kavramış, İslâmiyet’in stratejik müdafaa üslûbunu kullanmıştır.
Prof Dr Mehmet S. AYDIN/Dokuz Eylül Üniversitesi
Said Nursi “Masum hayvanların teellümleri ile dahi elemlenen” bir insandır. Görebildiğim kadariyla İslâm düşünce tarihinde belki de hiçbir eser, Risale-i Nur kadar alemin “estetik boyutu” ile, dolayısıyla da din felsefesinin “estetik delil” diye adlandırdığı delil ile yakından ilgilenmemiştir.
Prof. Dr. Mim Kemal ÖKE
Ben batıyı, İslâm alemi içerisinde, kendi muasırları arasında Bediüzzaman kadar iyi görmüş bir düşünüre rastlamadım. Risale-i Nur, Müslümanları bilgi çağına hazırlıyor
Necip Fazıl KISAKÜREK
Tesiri yakıcı ve telkini işleyici bir zat olan Bediüzzaman, kendi yaşında bulunanların ve neslinden olanların uyuşukluğu içinde bir kimse değildir. gördüğünü yakıyor. ne güzel vasıf … elini uzattığını bağlıyor ve dairesini genişletiyor. gerçek mücadele ve mücahede karakterine sahip olan bu zatın gittikçe yayılan fikirleri de elbette boşa gitmeyeceği için, son demlerinin büyük bir kısmını zindanda ve hiç değilse, göz hapsinde geçiriyor.
Nurettin TOPÇU
…Çok mert ve cesur bir hali vardı. Cesareti, kerameti pek çoktur, saymakla bitmez. Sonra zekâsının buluşları fevkalâdedir. Musibetlere sabırla razı olmuştu … Kendini Allah’a vermişti … Zaten o eserler hep o hallerin mahsulüdür. Bütün Denizli’de onun zevki ve şevki vardı. Dost-düşman ona hayrandı. Denizli’nin gecesi, gündüz olmuştu … Fethetmişti o Denizli’yi, Onun ruh ve aşk tarafına ulaşılamaz. Onun Allah’a yakınlığı bambaşkadır. O yakınlık bir lütf-u İlâhidirSabrı, inzivası, Şükrü bambaşkadır. para nedir bilmez, dünya gözüne görünmezdi. Böyle zatlara pratik bir maksat gözeterek gitmek, onları rahatsız eder. Ruh ve gönül sultanlarına dünyevî basit çıkarlar için müracaat etmek cinayettir, müthiş bir haksızlık ve anlayışsızlıktır …
Orhan Seyfi ORHON
Nurcu lideri, politikacı değil, bir din mürşidi, bir ahlâkçıydı. Üzerinde durduğu fikirlerle iktidarı aramıyordu. Vicdanları tasfiye eylemeğe çalışıyor, dinin tarif ettiği mükemmel insanı arıyordu.
Osman Nuri Efendi
Üstad acaip bir insan. Sizler Risale-i Nur’u anlayarak okuyun. Ben eserlerinin hepsini mütalaa edemedim. Fakat çok kitaplarını tetebbu ettim. Hususan işte görüyorsunuz. Fevzi Çakmak’la her gün Beraberiz. Çeşitli mevzuları, hatta dünya ahvalini görüşüyoruz. Sizin Üstadınızda öyle bir deha, öyle bir kabiliyet var ki, dünyadaki devletlerin siyaseti Üstada verilse hepsini idare edebilecek bir kabiliyet var. Ben öyle görüyorum ve hakikaten de öyledir.
Ömer Nasuhi BİLMEN
“…biz müellifiz. Bir mevzuu araştırır, o husustaki bilgileri toplar, bir nizam içinde düzenler, yazarız. Fakat Bediüzzaman böyle değildir. O, ilhama mazhardır. Onun kulağına yukarıdan fısıldayan var. Biz ise, kendi emeğimizin mahsulünü, derleyip toplayıp yazıyoruz. Bu sebeple, bizimki böyle olur, onun ki de öyle olur.”
Bediüzzaman ile Dar’ül Hikmet-ül İslamiye’de iken tanışmıştım. Bütün İstanbul ulemasının takdirlerini kazanmıştı. Ben bizzat birkaç kez sohbetinde bulundum. O dönemde yazdığı bütün makalelerini okudum. Fikirlerinde fevkalade bir tesir vardı. Telif ettiği eserlerden yalnızca Sözler isimli eserini mütalaa ettim, harikulade bir eserdi. Doğrusu ilm-i kelamda bir tecdit hareketi yaptı. İmanın bütün rükünlerini kemal-i vuzuhla ortaya koydu
Cenab-ı Hak bu millet-i İslamiyeyi sahipsiz bırakmamıştır. Her asırda büyük müçtehitler, mücedditler ve mürşitler göndermiştir. Bediüzzaman da o zatlardan birisidir. O, cebir ve kuvvetin, zulüm ve tahakkümün hüküm ferma olduğu bu devirde gönderilmiştir.
Onun eserleri, ileride İslâm dünyasında tek mehaz olacak değerdedir..
Sezai KARAKOÇ
Risale-i Nur’un, son derece etkili bir sesi ve üslûbu vardır. Bir bakıma, R. Nur ‘un tek insandan aydın insana kadar büyük bir kütleyi yeniden İslâm kültürü ve inancıyla eğittiğini, adeta, Anadolu’da yeni bir kültür akımı doğurduğunu ve bir kültür savaşına giriştiğini görmemek mümkün değildir.
“…Ey Said! Kitabeni yazmak kudretinde değilim. Eğer bu ödev bana verilseydi, ne yazık ki ben, senin kitâbene yaraşacak bir cümle bile yazmaktan âciz kalırdım…”
Şerif MARDİN
.. En önemli nokta Said Nursi’de benim gördüğüm, bu kişilerin aydın seviyesinde yaymaya çalıştıkları bir görüşün veya yeni açılan kapıların halka mal edilme çabasıdır ki bu bence orijinalliğin tam odak noktasıdır.
Bediüzzaman’ın sosyolojik derinliği ve başarısı, İslam’ın zengin dini ve kültürel dağarcığını anlamış olmasında toplanır. Bediüzzaman’ı bir biyografi konusu olarak seçmiş olmam, İslami düşüncesinin geniş boyutları için olduğu kadar bu dünya problemini başkalarından önce anlamış olmasıdır.
Dücane CÜNDİOĞLU
“Risale-i Nur, kendi suretiyle, kendi hakikatiyle muhterem ve muhteşemdir”
________________________________________
Not: Ben Risalei Nur ile 25. lema hastalar risalesi ile tanıştım, kalbimin en derinine nüfuz etti. Hastalığın ve yaşadığım herşeyin hikmet dairesinde sebepleri olduğunu anladım. Eksik ve hatalarımı gördüm, ve yaşadıklarıma kizmaktan vazgeçtim. Hayata ve yaşadıklarıma bakış açım değişti. Akli ve kalbi birçok soruma cevap buldum. Bende yeni pencereler açtı. Devam ettim ettikçe ruhum bu esere açmış onu anladım. Vesilelerden Rabbim razı olsun
Hepimiz Risalei nur hakkında birşeyler duymuşuzdur ama bir eseri ve müellifini anlamanın en iyi yolu eserlerini okumaktır. Burada kısa bir bilgilendirme yapmak istedim, istifade edelim inşaAllah
@
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] @
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]