kardeşim İsm-i Azam, Allah'ın en büyük ismi anlamında bir tabirdir.
Bu rivayet, Hz. Peygamber aleyhissalatü vesselamın bir duasını bildirmekte, Allah'ın bir İsm-i Azam'ının bulunduğuna ve o isimle Allah'a edilen dua ve dileklerin kabul olduğuna ve bu mübarek isim ile dünyanın zevk ve sefasına değil, ebedî mutluluğa yönelik dileklerde bulunmanın uygunluğuna dikkat çekmektedir.
Allah'ın ism-i Azam'ının hangi isim veya isimler ya da hangi ayet olduğu konusunda rivayet edilen hadislere göre, âlimlerin değişik görüşleri olmuştur. Bunlardan bazıları özetle şöyledir:
Lafza-ı Celâl olan; "Allah" ismi
- Tevhîd kelimesi olan; "La ilahe illallah" cümlesi
- "Er-Rahmân, er-Rahîm" isimleri
- "Allah, er-Rahmân, er-Rahîm" isimleri
- "eI-Hayy, el-Kayyûm" isimleri
- "Allahu lâ ilâhe illâ huvel-Hayyü'l-Kayyûm"
- "Lâ ilâhe illâ hüvel-Hayyü'l-Kayyûm"
- "Rabb"
- "Allahu lâ ilâhe illâ huve’l-Ahedü’s-Samed ellezî lem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehû küfüven ehad."
- "el-Hannânü'l-Mennân Bediü's Semâvati ve'l-Ard zü'l-Celâli ve'l-ikram el-Hayyü'l-Kayyûm" (bk. Fethu'l-bârî,
Ey Ayşe, Allah'ın hangi isimle çağırıldığı zaman duayı kabul buyuracağını bana gösterip bildirdiğini bilir misin?” buyurdu. Ben,
"Ey Allah’ın Elçisi! Babam anam sana feda olsun, o ismi bana öğret." dedim. O (asm):
“Ey Ayşe, o ismin öğrenilmesi sana uygun değildir.” buyurdu. Bunun üzerine ben uzaklaşıp biraz oturdum. Sonra kalktım ve O'nun (mübarek) başını öptüm. Daha sonra
“Ey Allah’ın Elçisi, o ismi bana öğret.” diye ricada bulundum. O yine,
“Ey Ayşe, o ismi sana öğretmem uygun değildir. Çünkü şüphesiz senin o isimle dünyalık bir şey istemen senin için uygun olmaz.” buyurdu.
Bunun üzerine ben de kalkıp abdest aldım ve iki rekat namaz kıldıktan sonra:
“Allahümme innî edûkellah ve edûkerrahmân ve edûke’l-berrerrahîm ve edûke biesmâike’l-husnâ küllehâ mâ alimtü minha ve mâ lem a’lem entağfiralî ve terhamenî.
- Allah'ım! Şüphesiz ben seni Allah, diye çağırırım, er-Rahmân diye çağırırım, el-Berr, er-Rahîm, diye çağırırım ve seni bildiğim ve bilemediğim Esmâ-i Husnâ'nın hepsiyle çağırırım ki, beni mağfiret edesin ve bana rahmet edesin.”
diyerek dua ve dilekte bulundum. Bunun üzerine Allah’ın Elçisi güldü. Sonra buyurdu ki,
“Şüphesiz o isim senin duada andığın isimler içindedir.” (bk. Müsned,
|