Kendindeki şeytanı yok etmek için Şeytan Sınavı
Tüm kainat görünen ve görünmeyen tüm alem insan içindir, her şey Hakk sisteminin rüyası içindedir, Hakk maddeyi insan sıfatıyla deneyimlerken KUL diye anılır, Hakk ile kul aynıdır. İns’an kendine vakıf olabildiği ölçüde KUL olabilir.
Kul olabildiği ölçüde tüm bu alemin kendisi için olduğunu, alemin kendi hizmetinde olduğunu, her şeyin zaten sahibi olduğunu bu yüzden de hiçbir şeye sahip olmaması gerektiğini idrak seviyesine ulaşabildiği derecede tüm kainat onun hizmetine verilir.
Sahip olmaya çalışansa kendisindeki şeytanla harbini kazanamaz, o koştukça peşinden koştuğu kendinden uzaklaştırılır, koşmayı bırakanlarınsa gördüğü tüm bu zenginlik kendi oyununun fragmanıdır, oyunu görebildiğinde ve oyunundan çıkabildiğinde kendisine verileceğinin göstergesidir.
İnsan ruhsal yolculuğunda belli bir yere kadar geldiğinde kendindeki şeytanı yok etmek için şeytan sınavına girer, burada tutunduğu, sahip olmaya çalıştığı, peşinden koştuğu ne varsa HİÇ olduğunu idrak edebilmesi için elinden alınır, bu kapıdan hakkıyla geçebilenler, Allah şeytandan razı olsun bize dosdoğru hakikat yolumuzu gösterdi diyebilir.
Burada kişi kendini resetler, her insanda ruh ve zihin yani Allah ve şeytan vardır, Allah ve şeytansa hakikatte birdir, maddeyi deneyimlemesinde farklı isimlerle ve farklı rollerdedir, her insanın iyi ve kötü tarafı olmasının sebebi budur. bu yüzden insandaki ruh ve zihin yani Allah ve şeytan kast edilerek birbirinize düşman olarak maddeyi deneyimleyin denilmiştir.
Kişi kendi dengesini yönetim merkezi yani aklı sayesinde kurabilir, aklını ele geçiren güçten özgürleşebildiği ölçüde, akıl melekesiyle yani Cebrail’le tanışır, akıl, ruh ve zihin dengesine vakıf olur.
Tüm bu oyun varlığın insan sıfatıyla oynamasındaki kurduğu sistemi idrak etmek içindir, öyle bir sistemdir ki, muhteşem nizam intizam üstünedir, sistem için topluluk inancında olanlardan bazıları 99 bazıları 70 küsür isimle anmışlardır, oysaki sistemin ismi AŞK’tır.
Aşk Hakk demektir, kula nasip edilişi sistemi idrak içindir, aşk geldiğinde açılımlar oluşur, aşk madde üzerindeki tüm kapıları açan tek anahtardır.
İns’an aşka vakıf olup yanmaya başladığında tüm alemine zihinden özgürleşip ruhuyla bakar, çiçeklere, böceklere, yollara, gördüğü ve görmediği her şeye aşk yani Hakk gözüyle bakar, lakin peşinden koşmuştur fakat ona verilmemiştir, o yine de vazgeçmemiştir, yanmıştır yok olmuştur.
Sistem kendindeki eğoyu yok etmek ve sistemi idrak etmek için aşka yani kendisine vakıf olmuştur, kendini bilmeye başladığındaysa içindeki Hakk tecelli eder, işte o zaman aşık olmaktan çıkar ve AŞK olur.
Orada kavramlar yoktur, hayvani boyutu geçmiştir Hakk olduğunu idrak etmiştir, içindeki hayvan ölmüş Aşk açığa çıkmıştır, bir kişinin peşinden koşmaz işin hakikatine vakıf olmuş yani KUL olmuştur.
Aşk boyutunda koşmak yoktur, kişi kendi bedeni dahil her şeyin kendi hizmetinde olduğunu bilir ve koşmayı bıraktıkça, vazgeçtikçe akıl hazır hale gelmiştir, o zaman her şey önüne serilir, o aşktır her şey onun hizmetindedir. Maddenin manasına vakıf olmuştur, kendindeki Hakka vakıf olabildiği ölçüde de maddeye hükmeder.
Tüm bu yaşam dediğimiz rüyada bilinç olarak düşen varlık kendini unutmuştur, unutturulmuştur, lakin unutanda, unutturanda kendisidir, hepsi oyundan ibarettir, Hakk kendini bilmek için maddeyi deneyimlemektedir, rüyayı idrak edebilenler için madde yoktur, insan ne zaman maddeye kapılırsa Hakk ile Kul arası yani kişinin kendine olan uzaklığı açılır. Hakk sisteminde asıl olan kişinin kendini bilmesidir, kendini bilen Hakkı bilir ki, oda kendisidir.
|