Haydi itiraf edelim ama Müslümanca...
Bir ilmihali bile baştan sona okumadık pek çoğumuz. Ne necasetten haberdarız doğru dürüst ne taharetten. Otuz iki farzı yarısına kadar sayamayız, elli dört farz gereksiz malumat zaten. Dindarlığı kimselere bırakmayız, namaz dinin direği, deriz ama namazın şartlarını, farzlarını, vaciplerini, sünnetlerini kaçımız sayabilir, teklemeden? Babamız ölse nasıl gasledeceğimizi, nasıl kefenleyeceğimizi, kabre nasıl koyacağımızı bilmeyiz. Ama hangi ayet-i celilede neyin kast edildiğini, hangi hadis-i şerifin niçin gerçek olamayacağını, hangi mezhep imamının nerede yanıldığını, mezheplere niçin artık gerek kalmadığını biliriz. Öyle ya Google var yahu, İmam-ı Âzam da kim oluyor?
Serdar Tuncer
|