Rivâyete göre sünnî tasavvufun önde gelen sîmâlarından İmâm Gazzâlî hazretleri, ins ve cinnin müftüsüydü. Bir gün cinlere: “Âlemde neler olup bittiğini” sordu. Cinler,
“Zemahşerî, tefsîre dâir mühim bir eser kaleme alıyor. Şu anda eserin yarısına kadar geldi” dediler. Gazzâlî cinlere: “O’nun yazdıklarını bana getirin” dedi. Cinler de Zemahşerî’nin tefsîrinin yazılan kısmını alıp getirdiler. Gazzâlî, yazılan eserin bir nüshasını çıkardı. Cinler de asıl nüshayı yerine götürüp koydular. Bir ara yanına gelen Zemahşerî’ye Gazzâlî bu nüshayı gösterdi. Zemahşerî şaşkına döndü ve hayretle şunları söyledi: “Eğer bu eser benimse buraya nasıl geldi? Çünkü ben onu kimseye göstermedim. Eğer başkasının ise lâfız, mânâ ve tertipte bu kadar benzerlik aklen mümkün değildir.” Bunun üzerine Gazzâlî şu karşılığı verdi: “Evet bu senin yazdığın eserdir. Bize cinler aracılığıyla ulaşmıştır.” Bu cevap karşısında cinlerin bu tür hizmetleri husûsunda tereddüdleri olan Zemahşerî, onların varlığını itiraf etmek zorunda kaldı.”
ruhul beyan cit 1 sh 61 -ismail hakkı bursevi
.
|