Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Efendimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm)’in Tavsiye Ettiği Günlük Zikirle
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 06.10.16, 10:45
PARADOX - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
PARADOX PARADOX isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 02.03.16
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 753
Etiketlendiği Mesaj: 26 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Efendimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm)’in Tavsiye Ettiği Günlük Zikirle

Efendimiz (Aleyhissalâtu Vesselâm)’in Tavsiye Ettiği Günlük Zikirler

Ulu Allah (Celle Celalühü) buyuruyor ki;

“Siz beni anın ki, bende sizi anayım. Bana şükredin, sakın nankörlük etmeyin.” (Bakara Sûresi, 152)

“Allah’ı zikretmek, hiç şüphesiz en büyük ibadettir.” (Ankebut Sûresi, 45)

Sabit-ül Bünnanî (Radıyâllahu Anh) der ki; “Ben Rabbimin beni ne zaman anacağını biliyorum.” Dinleyenler bu söz karşısında irkilerek; “Bunu nasıl biliyorsun?” diye sorarlar. Sabit-ül Bünnanî; “Ben O’nu ne zaman anarsam, o da beni o zaman anar.” diye karşılık verir.

Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki;

“Kulun işlediği ameller içinde, ona Allah’ın azabından, ona Allah’ın azabından en kurtarıcı olanı, Allah’ı anmaktır.” Sahabîler; “Cihad da mı bunun ayarında değil?” diye sorarlar. Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara;

“Düşmana vura vura kılıcını kırdıktan sonra, yine bir kılıcı vura vura kırmak ve bir üçüncü kılıcı yine düşmanla vuruşa vuruşa kırmak durumu dışında cihad bile onun ayarında değildir.” der. (İbn Mâce 3790; Elbânî, Sahihu’l-Câmi 5644)

Merhum Mahmud Esad Coşan Hoca’dan rivayetle Hazreti Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’in tavsiye ettiği günlük zikirler vardır. Bunları uyguladıktan sonra; diğerlerini sahih hadis ve tasavvuf kitaplarından öğrenerek uygulayabiliriz. Asgari olarak yapılması Peygamberimiz tarafından tavsiye edilenler şunlardır;

1) 100 defa “Estağfirullah” demek
2) 100 defa “La ilahe illallah” demek
3) 100 defa “Salavat” okumak
4) 100 defa “İhlas Sûresi” okumak
5) En az 1000 defa “Allah Allah” zikrini çekmek.

Gelelim bu zikirlerin sayısız faziletlerinden bir kaçını sırasıyla açıklamaya ;

1. ESTAĞFİRULLAH

Tövbe, kişinin yaptığı günahlardan dolayı pişmanlık duymasıdır. İstiğfar ise, bağışlanma istemektir ki, bunu istemek için önce tövbe edilmelidir. Yani kişi işlediği günahlar yüzünden önce pişman olmalı ki, onun bağışlanması için Allah’a yalvarabilsin.

Tövbe etmeyi teşvik eden pek çok hadisi şerif vardır. Nitekim;

“Günahtan tövbe eden, hiç günahı olmayan gibidir.”(İbn-i Mâce, Zühd, 30)

Allah “Rahmetim gazabımı geçmiştir” (Müslim, Tevbe:4) buyurduğuna göre, O’nun rahmetini celbetmek için bol bol tövbe etmemiz, af dilememiz gerekir. Peygamberimiz bile, günahsız olduğu halde, tövbe ve istiğfarın güzelliğinden dolayı “Ben günde 70 kez tövbe ve istiğfar ederim.” buyurdu. Öyleyse bizlere çok daha büyük bir görev düşmüyor mu?

estağfirullah ikra ilim meclisi

2. LA İLAHE İLLALLAH

Cabir (Radıyallahu Anh), Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i şöyle buyururken dinledim dedi:

“Zikrin en faziletlisi, ‘Lâ ilâhe illallah’dır.(Tirmizî, Daâvat 104.)

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem);

“İmanınızı ‘Lâ ilâhe illallah’ sözü ile tecdit ediniz ve yenileyiniz.” buyuruyor. (Müsned, 2/359; et-Terğib ve’t-Terhib, 2/415)

İman, Allah’a kalben bağlılıktan ibarettir; bizi Yaradanımıza bağlayan en güçlü bağdır. Küfür, inkâr veya şirk ise, bu sağlam bağın, inancın; kopması yahut koparılmasıdır. İman, kalbin amelidir, kalpte meydana gelir ve onu nuruyla aydınlatır. Küfür ise, kalpte inancın ve tasdikin olmaması halidir.

Cenâb-ı Hakk’ın, zamanın ve mekânın çarkları içinde yuvarlanıp giden müminleri “imana” çağırması ne kadar MÂNİDÂRDIR!

İmanın yenilenmesi bir emirdir. Nisa Sûresi 136. Âyette şöyle buyurulur;

“Ey iman edenler! Allah’a iman edin!” (Nisa Sûresi, 136)

Hemde iman edenlere emir. Yani imanınızı taklitten, tahkiki imana çıkarın, imanınızı yenileyin mânâları vardır.

Allah Resûlü (Aleyhissalâtu Vesselâm) buyurdu ki;

“Büyük günahlardan kaçındığı müddetçe, eğer bir kul ihlâslı olarak ‘Lâ ilâhe illallah’ derse, semânın kapıları Arş’a varıncaya kadar mutlaka ona açılır.” (Tirmizî, Dâavat, 76.)

la ilahe illallah ikra ilim meclisi

3. SALAVAT

Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e salavat getirilmesi Kur’ân ayetiyle sabittir.

“Muhakkak ki Allah ve melekleri Peygamber’e hep salât ederler. Ey iman edenler! Sizde O’na salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin! (Ahzab Sûresi, 33/56)

Peygambere Allah’ın salât etmesi, rahmet etmek; meleklerin ve bizim salât etmemiz de, onun için rahmet duası etmek anlamına gelir. Onun rahmete erişmesi ise, ümmeti olarak bizim rahmete erişmemiz demektir. Çünkü hayatı boyunca görüldüğü gibi, onun bütün kaygısı ümmetinden ibarettir. Bir gece sabaha kadar ümmeti için Rabbine yakardıktan sonra Allah ona Cebrail ile “Biz seni ümmetin hakkında hoşnut edeceğiz ve asla üzmeyeceğiz.” şeklinde haber göndermiştir. (Müslim, İman: 346.) İsra Sûresi 79. Âyette de ona “Övülmüş Makam” adıyla şefaat makamının verileceği müjdelenmiştir ki, bu durum, bizi Allah’ın Resûlü ile çok yakın ve sıcak bir ilişki içine bulunmaya davet etmektedir. İşte salavat, onunla bizim aramızda bu sıcak ilişkiyi kuran, devam ettiren ve pekiştiren en önemli bir vasıtadır.

Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki;

“Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır; ümmetimin selâmlarını bana ulaştırırlar.” (Müstedrek, 2:456, no: 3576.)

Tarihi bir saygı örneği:

Sultan Mahmud Gaznevi, Muhammed adındaki hizmetçisine her defasında çok sevdiği bu Muhammed adıyla hitap ettiği halde bir defa da babasının ismiyle hitap eder. Buna üzülen hizmetçi, neden çok sevdiği güzel ismiyle değil de babasının ismiyle çağırdığını sorunca Sultan’dan şu cevabı alır:

–Ben her defa abdestli bulunuyor, o yüce ismi abdestle söylüyordum. Bu defa abdestim yok! O mübarek ismi abdestsiz ağzıma almaktan utandım!

Mübarek ismi duyduğu halde gönlü kıpırdamayan salavat tembellerine ithaf olunur.

salavat ikra ilim meclisi

4. İHLAS SÛRESİ

Feyrûz İbni Deylemî (Radıyallâhu Anh)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Namaz içinde veya hâricinde yüz kere İhlâs okuyan kişiye cehennemden beraat verilir.” (Taberânî; Begavi, İthâf: 3/294.)

Vâsile İbni Eska’ (Radıyallâhu Anh)’dan rivâyet edildiğine göre -ki bu zât Şâm-ı Şerîf’te ölen son sahâbedir- Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

“Her kim sabah namazını kıldıktan sonra, on kere İhlâs-ı Şerîf okursa, o gün ona (İhlâs’ın sevâbına) hiçbir günâh ulaşamaz.” buyurdu. (Nüzhetü’l-Mecâlis, 1/40)

Vâsile İbni Eska’ (Radıyallâhu Anh) kızı Esma (Radıyallâhu Anh) şöyle buyurdu:

Babam, sabah namazını kılınca, kıbleye doğru oturur, güneş doğuncaya kadar hiç konuşmazdı. Bazı kere ben, ona bir ihtiyaçtan dolayı bir şey söylerdim. O yine benimle konuşmazdı. Bir kere ben, ona bu hâlinin sebebini sorunca, o Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’ın :

“Her kim sabah namazını kıldıktan sonra, kimseyle konuşmadan yüz kere ‘Kul hüvallâhü ehad’ (sûresini) okursa, her İhlâs (sûresini) okuyuşunda bir senelik günâhı affolunur.” buyurduğunu işittim de, onun için böyle yapıyorum cevabını verdi. (Taberâni, Heysemî, M.Z, 10/112)

Câbir (Radıyallâhu Anh)’dan rivâyet edilen bir hadis-i şerîfte Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Üç şey vardır ki; her kim (kıyâmet gününde) îmanla beraber onları getirirse, cennetin kapılarından dilediğinden girer ve hûrilerden istediği ile evlendirilir. (Bunlar da) kâtilini (bir yakınını öldüreni) affeden, (Allâhu Teâlâ’dan başka kimsenin bilmediği) gizli borcu ödeyen ve her farz namazın arkasından on kere İhlâs-ı Şerîf okuyandır. (Ali el Müttaki, Kenzü’l Ummâl: 15/810, no: 43220)

İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhumâ)’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Her kim, farz namazının arkasından on kere İhlâs (sûresini) okursa, muhakkak ki, Allâh(u Teâlâ) o kişiye rızâsını ve mağfiretini vâcip kılar. (İbni Neccâr, Râmuz: 438, no: 5468)

Hazreti Enes (Radıyallâhu Anh)’dan rivâyet edildiğine göre,

“Bin kere (1.000) İhlâs okuyan kişi, Cennetteki mekânını görmedikçe, veya makâmı kendisine gösterilmedikçe ölmez.” (İbni Asâkir, İthâf: 3/294)

ihlas suresi ikra ilim meclisi

5. ‘ALLAH ALLAH’ ZİKRİ

Ulu Allah (Celle Celalühü) şöyle buyurmaktadır;

“Ey iman edenler, Allah’ı çokça anın ve gündeminizden hiç çıkarmayın ve sabah akşam onun şanını yüceltin. O Allah ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için, üzerinize rahmet etmekte, melekleri de size bağışlanma dilemekte. İşlerinizin düzgün gitmesi için dua etmektedirler. Allah mü’minlere karşı çok merhametlidir.” (Ahzab, 33/41-43)

“…Allah’ı namaz dışında da daima hatırlayın ki mutluluğa erişebilesiniz.” (Cuma, 62/10)

Abdullah İbni Büsr radıyallahu anh şöyle dedi:

Bir adam Resûl–i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem’e hitâben:

“Yâ Resûlallah! İslâmiyet’in emirleri çoğaldı. Bana sıkı sıkıya yapışacağım bir şey söyle.” dedi. O da:

“Dilin hep Allah’ı zikretsin!” buyurdu. (Tirmizî, Daavât 4.)

Ebü’d–Derdâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ashâbına:

“Size en hayırlı, Allah katında en değerli, derecenizi en fazla yükseltecek, sizin için sadaka olarak altın ve gümüş dağıtmaktan daha kazançlı, düşmanla karşılaşıp da sizin onların boynunu vurmanızdan, onların da sizi öldürmesinden daha çok sevap getirecek amelin ne olduğunu haber vereyim mi?” diye sordu. Onlar da:

“Evet, söyle.” dediler. Resûl–i Ekrem de:

“Allah Teâlâ’yı zikretmektir.” buyurdu. (Tirmizî, Daavât 6.)

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Rabbini zikredenle etmeyenin farkı, diriyle ölünün farkı gibidir.” (Buhârî, Daavât 66.)

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:

“Müferridler öne geçti.” buyurdu. Bunun üzerine sahâbîler:

“Müferridler ne demektir, yâ Resûlallah?” diye sordular. Resûl–i Ekrem de:

“Allah’ı çok anan erkeklerle kadınlardır.” buyurdu (Müslim, Zikir 4.)

allah allah zikri ikra ilim meclisi

Acizane bir öğüt: Unutmayın kardeşlerim! Kalpler ancak Allah’ın zikriyle tatmin olur, huzur bulur. En fazla 20dk’nızı alacak bu faziletli zikirleri lütfen ama lütfen hayatınızın bir parçası haline getirin. Bizi yaratana karşı bir günde -24 saatte- bir yarım saatimizi ayırmak zor olmamalı. Allah bize şeytanın apaçık bir düşman olduğunu bildirirken, yine nefsimize, yine şeytana uyup; böylesine güzel müjdeleri kaçırmayalım… Huzur istiyorsak, huzuru veren Rabb’i analım, şükredenlerden olalım inşâÂllah… Göreceksiniz… Bu zikirleri her gün belli bir saat belirleyip, uygulamaya başladığınızda kalbinizin ve ruhunuzun dinlediğini göreceksiniz. Yeter ki, niyet edin. Yeter ki, sebat ettin. Yeter ki ‘Ya BİSMİLLAH’ deyip, başlayın. Mevlâ yardım etmez mi? Mevlâ bir hadisi kutsi de buyurmuyor mu?

“Ben, kulumun benim hakkımda yaptığı zanna göreyim. O , beni zikretti mi onunla beraberim. Eğer o beni nefsinde zikrederse ben de onu onunkinden daha hayırlı bir cemaat içerisinde zikrederim. O bana bir karış yaklaşırsa ben ona bir zira yaklaşırım, o bana bir zira’ yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. O bana yürüyerek gelirse ben ona koşarak giderim.” (Buhari, Tevhid 50) Tevekkülünüz, teslimiyetiniz tam olsun. Sağlıkla kalın.

Sevdiklerinle Paylaş. Sünneti yerine getir.

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147