tasavvufi cemaatlerde görülen sarık, cübbe ve sakal
37- Bugün tasavvııfî cemaatlerde görülen sarık, cübbe ve sakalın hizmette bir engel olduğu konusundaki düşünceleriniz nelerdir?
– Tasavvuf insanları nıeşreb farklılığına göre eğiten bir kurumdur. Bu yüzden tasavvuf grupları arasında sosyal olaylara bakışta olduğu gibi, kılık kıyafette de anlayış farklılıkları vardır. İlk devir sûfilerinin tâc ve hırka merakı aynı yüzyıllarda “melâmet” meşrebine sahip bir takım insanların tepkisini doğurmuştur. Melâmet meşrebine mensûb olanlar, sûfilerin kisvelerine mukabil bilinmezliği ve nefsi kınamayı öne çıkarmışlar, ihlâsa
ermekten çok, riyadan kurtulmayı prensip edinmişlerdir. Kılık kıyafet ve kisvenin halkın takdir ve tebcilini çekip nefse pay çıkarılabileceğini düşünerek kisve üzerinde duranlara karşı çıkmışlardır. Bununla birlikte tasavvuf ve tarikat gruplarının kendilerini tanıtan bir bakıma bir üniforma gibi tarikatlara ve tekkelere göre değişen taç ve hırka tabir edilen kisveleri de olmuştur. Binâenaleyh kisve ve sakal konusunu öne çıkarırken ve bu konuya karşı çıkarken önemli olan niyyettir. Bu işin bir ortayolunu bulmak gerekir.
Sakal, sarık ve cübbenin sünnet oluşu gerçeğini unutmamalı ve iki grup da tavır ve davramşlarındaki ölçüsüzlükler ile birbirlerini rahatsız etmemeli ve birbirinden rahatsız olmamalıdır. Sakallı müslümanlar, illâ sakal diye tutturup sakalsızları taciz etmemeli, sakalsızlar da onların hallerinden şikâyetçi olup “bunların bu hali müslümanlara zarar veriyor” diye düşünmemelidir. Çünkü her grubun kendine göre hitâb edip etkili olacağı bir çevre ve grup vardır. Gruplar birbirleriyle uğraşmayı bırakıp hizmete yönelmelidir.
|