Bekar Erkeğin ve Kadının Tevbesi
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm
Bismillâhirrahmânirrahîm.
Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âl-i seyyidina Muhammed.
Allahım! Bu ahir zamanda haram olan her şey bize helâl görünecek kadar bir gaflete dalmışız. Nefsimiz neyi severse neyi isterse peşine düşmüşüz, perişan ol-
muşuz. Allahım! Sen bizi affet. Allahım! Dünya adına sevdiğimiz her şey bizi terk etmekte, tuttuğumuz her el, ellerimizi parçalayarak bize veda etmekte, nefsimiz
için sevdiklerimiz bize büyük acılar vermekte. Allahım! Beni senin razı olmadığın sancılı sevgilerden ve aşklardan bağlılıklardan koru.
Allahım! Beni, senin razı olduğun, kalbimin seveceği, İslâm ve takva yolunda beraberce yürüyeceğim,
hakkımda ve ömrümde hayırlı olan eş ile karşılaştır ve beni onunla hoşnut eyle.
Yâ Bâki Entel Bâki! Allahım! sonsuz muhabbete lâyık olan yalnızca sensin.
Allahım! Senin adına olmayan bütün muhabbetlerimden, senin sevmediğini sevmekten, içkili ve kumar dolu ve eğlenceli bir hayat tercihi yapma düşüncesi içine girmekten, uygulamaktan, elle, dille, gözle, beden ve azalarım ile zina yapmaktan, evlenirsem bu alışkanlıklarımın evliliğime yansıyacağı korkusuna kapılarak, vesveselerimden, sana sığınmamaktan ve tevbe ve dualarımı geciktirmekten, nikahsız birlikteliklerden, nikahsız ilişkilerde bulunmaktan, ilişkilerimde ve yaşamımda bizi gözettiğinin gafl etinde olmaktan ve aşırı gitmekten,
ayrıldığım insanlara beddua etmekten, ahını almaktan, ayrıldığımda hayata ve yaşamaya küsmekten, isyan etmekten, intiharı düşünmekten ve yapmaktan, ay-
rıldığımda evliliğe, evlenenlere ve cinsiyetlere belâ, lânet ve kahır okumaktan,
“kimseyle evlenmem” demekten, “evlilik bana göre değil” demekten, evlilik üzerine şart koymaktan, kendimde geçim sıkıntısı ve fakirlik korkusu ile aile kurmaktan korkmaktan, tedirgin olmaktan, evlât sahibi olmaktan ve korkmaktan,
evlilik düşündüğüm kişinin dindarlığına önem vermemekten, nefsanî arzularım için evliliği temenni etmekten, ailemin rıza gösterdiği evliliği kabul etmemekten,
reddetmekten, anne ve babama evlilik ve bekârlık üzerine âsî olmaktan, isyan etmekten, anne ve babamın, kardeşlerimin ve benim davranış, söz, fiil ve hareketlerimizin korkusu ve endişe içerisinde evlilikten ve evlenmekten ümid kesmekten, öfk e ve kızgınlık ile bekâr iken olmayan eşime beddua, lânet ve sitem
etmekten, sürekli ayrılık korkusu ile nefsimi dinlemekten, vazgeçmemekten, kullarına aşırı bağlanmaktan, sevgide aşırıya gitmekten, şefkatte aşırıya gitmekten,
evlileri kınamaktan ve aşağılamaktan, boşananları kınamaktan ve aşağılamaktan,
evlilik hazırlığı yapan kullarına buğz etmekten, aralarını bozmaya çalışmaktan,
evlenmek istememekten, evliliği kötülemekten, evliliği ertelemekten, nefsim için evlilik düşünmekten, evlenmek yerine harama meyil etmekten, evli erkek (veya kadınlarla) zina yapmaktan, sohbete durmaktan, korku ve endişe içinde kaybederim umudu ile yaşamayı düşünerek insanlara aşırı muhabbet göstermekten,
rağbet etmekten, “olmazsa herşeyimi kaybederim, olmazsa ölürüm, biterim” diye
düşünmekten, söylemekten, yaşamaktan, bekârlığa isyan etmekten, lânet okumaktan, bekâr olan insanları kınamaktan, aşağılamaktan, “bekârlık sultanlıktır”
diyerek kâinatın tek sultanı ve saltanatı ebedî olan senin isimlerine karşı gizli ve açık şirke düşerek kendimi ve kullarını, evlilikte, bekârlıkta üstün görmekten, düşünmekten, zenginlikte üstün görmekten ve düşünmekten, yaşamakta üstün
görmekten ve düşünmekten, gösteriş yapmaktan, kullarının iltifatlarını ve övgülerini kabul etmek namına dilimi ve bedenimi söylenmeyecek ve cesaret edilmeyecek hareketler, söz, fiil ve davranışlar üzerine uygulamaya çalışmaktan ve
alıştırmaktan, bizlere nasîb edeceğin eş ve evlât ve soyumuz için dua ve istiğfar
etmemekten, hayırlı olanı temenni etmemekten, hayırlı evliliklere lânet, belâ ve
kahır okumaktan, isyan etmekten, nefsimin arzu ve istekleri için evlenmekten,
nefsimin arzu ve istekleri için evlilikte iken bekârlığı düşünmekten, “keşke bekâr olsaydım, bundan daha iyiydi” diye düşünmekten, söylemekten ve çevremde bu tür düşüncedeki insanların fikirlerine ortak olmaktan ve onlarında evliliklerini bozma çabası içine girerek toplumsal bozulmalara sebebiyet verdiğim ve verdiği-
miz tüm söz, fiil ve davranışlarımdan, düşüncelerimden, evlilik üzere soyumdan,
zürriyetimden adanan ve adadığımız adak ve nezirleri yerine getirmemekten,
nefsime kulak asmaktan, “evlenirsem alışkanlık ve bağımlılıklarımdan kurtulamam” düşüncesi içerisinde bekârlığı tercih etmekten, senin rahmet ve merhametinden endişe etmekten, şüphe duymaktan, soyumdan ve zürriyetimden
evlilik ve bekârlığın kötü bir şey olduğunun propagandasını yapanlar adına,
Allahım! Dilimle, elimle, kalbimle, bedenimle düşüncelerimle yapmış olduğum evlenmeme engel olan bütün hata ve günahlarımdan ve soyumdan ve zürriyetimden evlilik ve bekârlık üzerine lânet okuyan, lânet okunan, belâ okuyan,
belâ okunan, kahır okuyan, kahır okunan, isyan eden, isyan edilen, gizli-açık şirk
koşan ve koşulan ve bu günahlar ve hatalar ile senin huzuruna gelmiş ve gelecek
tüm Ümmet-i Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) adına, ben, sana, kendi adıma,
ailem ve tüm din kardeşlerim adına, ben kendi adıma, senin rızan ile vereceğin eşim adına, eşimin soy ve zürriyetinden ve benim soy ve zürriyetimden aynı hata
ve günahları işleyenler adına, bildiğim ve bilmediğim tüm hata ve günahlardan
tüm ölmüş ve yaşayanlar adına, tüm Ümmet-i Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) adına,
Hz. Âdem’den (aleyhisselâm) kıyamete kadar yeryüzüne yağdırdığın ve yağdıracağın yağmur ve kar taneleri adedince, yarattığın melekler ve yaratacağın meleklerin sayısınca, yarattığın insanlar ve hayvanlar ve azaları sayısınca, ben sana
tevbe ettim, tevbe ettim, tevbe ettim.
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Ğaffâr, Yâ Settâr, Yâ Tevvâb, Yâ Kuddûs, Yâ Hayy, Yâ Kayyum, Yâ Basîr, Yâ Semî’, Yâ Vedûd, Yâ Sultan (ey gerçek saltanat sahi-
bi), Yâ Rabbel-hılli ve’l-haram
(ey helâl ve haramın Rabbi),
Yâ zühre men lâ zühre leh (ey övünülecek bir şeyi olmayanların övüncü),
Yâ enise men lâ enise leh (ey dostu ol-
mayanların dostu),
Yâ Hakîm (ey mevcudatına hükmeden),
Yâ Alîm (ey her şeyi bilen),
Yâ Âsım (ey yarattıklarını koruyan),
Yâ Kâsım (ey her şeyi adâletle taksim eden),
Yâ Kâbıd (ey istediğinin maddî ve mânevî rızkını daraltan),
Yâ Bâsıt (ey istediğinin maddî ve mânevî rızkını
genişleten),
Yâ nâsıra menis-tensarah (ey kendisinden yardım isteyenlere yardım eden),
Yâ hâfiza menis-tahfezah (ey korunmak isteyenleri muhafaza eden),
Yâ kesîra’l-hayr (ey hayrı çok olan),
Yâ kâdıyen-bi’l-hakk (ey hak ile hükmeden),
Yâ dâime’l-lütf (ey lütfü dâim olan),
Yâ nâfise’l-kerb (ey sıkıntıyı gideren),
Yâ kâşife’d-durr (ey zararı kaldıran),
Yâ mukallibe’l-kulub (ey kalpleri değiştiren),
Yâ müzeyyine’l-kulub (ey kalpleri süsleyen),
Yâ tabibe’l-kulub (ey kalplerin tabibi),
Yâ Mülekkin (ey bütün yaratıklarına dünyadaki
vazifelerini öğretip telkin eden),
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ hayra’l-matlubîn,
Yâ hayra’l-maksudîn,
Yâ hayra’l-mahbubîn,
Birahmetike Yâ Erhame’r-râhimîn.
{Estağfirullah} (100 defa)
Allahım! Bize sevgini ve bizi Sana yaklaştıracak şeylerin sevgisini nasîb
eyle. Allahım! Bizi, dünyada Senin sevgin ve bizi Sana ve Senin emrettiğin gibi
istikâmetli olmaya yaklaştıracak şeylerin sevgisiyle, âhirette ise rahmetin ve
cemâlini bize göstermekle rızıklandır. Seni her türlü noksandan tenzih ederiz.
Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Sen herşeyi hakkıyla
bilir, her işi hikmetle yaparsın. Allahım! Sen benim Rabbimsin, ben ise Senin bir
kulunum. Sen herşeyi yaratan Hâlık’sın, ben ise Senin bir mahlûkunum.
Sen rızık veren Rezzâk’sın, ben ise Senin rızkınla beslenen bir merzûkunum.
Sen mülk sahibi Mâlik’sin, ben ise Senin kölen olan memlükünüm.
Sen gerçek izzet sahibi olan Azîz’sin, ben ise âciz ve zelilim.
Sen hazîneleri bitmeyen zenginlik sahibi Ğanîyy’sin,
ben ise Senin ihsanına muhtaç fakr-ı mutlak içinde bir fakirim.
Sen gerçek hayat sahibi Hayy’sın; ben ise, Senin hayat verişin olmasa, bir ölüyüm.
Sen varlığı ebedî olan Bâkî’sin, ben ise gelip geçici bir fânîyim.
Sen sonsuz izzet ve şeref sahibi Kerîm’sin, ben ise zillet ve kötülükler içinde bocalayan bir leîmim.
Sen sonsuz ihsan sahibi Muhsin’sin, ben ise günah ve kötülük işleyen bir âsîyim.
Sen günahları bol bol bağışlayan Ğafûr’sun, ben ise bir günahkârım.
Sen sonsuz azamet ve büyüklük sahibi Azîm’sin, ben ise küçük ve değersiz bir hakîrim.
Sen gerçek kudret ve kuvvet sahibi Kavî’yysin, ben ise sınırsız acz içinde bir zaifim.
Sen bağış ve ihsanı veren Mu’tîsin, ben ise lûtuf ve ikramına muhtaç bir dilenciyim.
Sen her türlü zarar ve korkudan uzak Emîn’sin, ben ise maddî ve mânevî korkular içinde biriyim.
Sen cömertlik sahibi Cevâd’sın, ben ise Senin cömertliğine muhtaç bir miskinim.
Sen kullarının duâlarına cevap veren Mucîb’sin, ben ise Sana yalvaran duâcıyım.
Sen şifâ veren Şâfî’sin, ben ise türlü türlü dertlere mübtelâ bir hastayım.
Tevbe ettim. Estağfirullah Allahım!
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Hâlık, Yâ Rezzâk,
Yâ Mâlik.
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Azîz, Yâ Ğaniyy.
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Hayy, Yâ Bâki.
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Muhsin, Yâ Kerim.
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Ğafûr, Yâ Azîm.
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Kaviyy, Yâ Mu’ti.
Tevbe ettim. Estağfirullah Yâ Mucîb, Yâ Şâfi, Yâ Emîn.
Allahümme salli alâ seyyidina Muhammedin ve alâ âl-i seyyidina Muhammed.
|