Tasavvuf ve Tarikat Nedir?
Mutasavvıflar, tasavvufu kendi meşreplerine göre farklı şekillerde tarif etmişlerdir. Onlardan bazıları aşağıda takdim edilmiştir.
Tasavvuf, farz ve vacibleri hakkıyla edadan sonra, nafi*lelerle manevi makamatta kat-ı meratip ile Allah'a yakınlık kesbetmektir.
Tasavvuf, Kur’an ve sünnetten süzülmüş bir sızıntı ve bir hakikattır. İslam’ın özü ve ruhudur.
Tasavvuf, kitap ve sünnete tam ittiba ile ahlak-ı İlahîyye ile tahalluk; yani. Kur’an ahlakıyla ahlaklanmak, masivayı terk ederek rıza-i Bârî'yi tahsile müteveccih olmak ve bu âli maka*ma ermek için süfli hisleri terkederek yüksek ahlaka bürünmek ve Allah’ın iradesine tam teslim olmaktır.
Tasavvuf, hayatı nefs namına değil Hak hesabına yaşa*mak, özü su gibi duru, kalbi elmas gibi şeffaf ve düşünceleri bulutsuz hava gibi berrak olmaktır.
Tasavvuf, İslamı derûnî bir şekilde yaşamak, şekilden mânaya geçmektir.
Tasavvuf, şeriata riayetle hakikate vüsuldür.
İmam-ı Gazalî, tasavvufu; “Kalbi, Hakk’a bağlayıp masiva ile ilgiyi kesmektir.” diye tarif eder.
Cüneyd-i Bağdadi’ye göre ise tasavvuf; “Hakk’ın seni sende öldürmesi ve kendisiyle ihyasıdır.”[1]
Tarikat; Arapça’da “yol” manasına gelmektedir. Tasavvuf da ise; Allah’a yakın olmak ve O’nun rızasını kazanmak maksadıyla takip edilmesi gereken yol demektir.
Hicrî III. Asırda, Cüneyd-i Bağdadi, Ebû’n-Nasr es-Serrac et-Tusi, tasavvufu, fikri hayata sistemli bir şekilde intikal ettir*mişlerdir. Tarikatların fiilen teşekkülü de böylece tahakkuk etmiştir.
İslam’daki tasavvufa gelince bunun esas menbaı ve me’hazi Kur’an-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerdir. Evliyâ ve mürşitler Kur’an ve hadisten aldıkları feyz ile İslam tasavvufunu vücuda getirmişler ve bu sahada birçok kitaplar yazmışlardır. Kuşeyri’nin Risale’si, Ebu Nasr’ın el-Lüma’ı Suhreverdi’nin Avarifü’l-Maarifi, İmam-ı Rabbani’nin Mektubat’ı, İmam-ı Gazalî’nin İhyau Ulumi’d-Din’i bunlardan sadece bir kaçıdır.
İslam tasavvufu, İslamiyet’ten önceki milletlerden intikal etmiş değildir. Bilakis İslam tasavvufunun kaynağını, Kur’an’da zikredilen zühd, takva, zikir, tefekkür ve verâ gibi insanın ruhunu terakki ettiren ve kalbini tasfiye eden güzel haller teşkil etmiştir. Bu temel kaynağı, Hz. Peygamber (sav.)’in ve sahabe-i kiram efendilerimizin hayatları takip eder. İslamdaki tasavvuf, bazılarının zannettiği gibi, şeriâtten ayrı bir şey de değildir.