Kafirler hakkında
*Allah'ın indirdiği âyetleriyle hükmetmeyenlerin kâfir olduğuna dâir gelen tüm deliller (yahûdi, hırıstiyan v.s.) kâfirler hakkında gelmiştir.
*Müslümanlardan olupta, nesholunmamış âyetleri kalben kabul edip,dille ikrâr ettikten sonra, herhangi bir sebebden dolayı , bu âyetlerle hükmetmeyenlerin ,hükmedemeyenlerin, bu yaptıklarını helâl görmedikleri, Küfrî Kânunlarıda şeriat kânunları gibi geçerli , eşit ve uygulanabilir saymadıkları müddetçe , kâfir olmayacakları durumu .!
Berâ’ b. Âzib radıyallâhu ;Rasûlüllâh ﷺ 'in yanına yürürken , kömürle karartılmış ve dayak atılmış bir Yahudi getirdiler.
Bunun üzerine Resulullah ﷺ Yahudileri çağırarak:
"Kitabınızda zinâ haddini (cezasını) böyle mi buluyorsunuz? diye sordu. "Evet" dediler.
Sonra Rasûlüllâh ﷺ onların alimlerinden birini çağırdı ve
"Musa'ya, Tevrat'ı indiren Allah adına soruyorum, zinâ edenin haddini kitabınızda böyle mi buluyorsunuz?" dedi.
Alim: "Hayır! Eğer bana böyle yemin vererek sormasa idin,sana haber vermezdim.
Kitabta recmi buluyoruz.
Fakat, zinâ vâkıâları eşrafımız arasında çoğaldı.
Artık şerefli birini bu suçla yakalarsak onu bırakır olduk.
Ancak bîçâre birisini yakalarsak ona haddi tatbik ediyorduk.
* Kendi aramızda şöyle dedik:
"Gelin aramızda öyle bir cezâ şeklinde anlaşalım ki o, eşraftan olsun, halktan olsun herkese tatbik edilsin.
Sonunda recm yerine ,suratın kömürle boyanıp dayak atılmasında ittifak ettik."
Bunun üzerine Resûlullah ﷺ "Allâhım, onların öldürdüğü emr-i şerifini ilk ihyâ edip dirilten ben olayım" dedi ve
had cezâsının tatbikini emretti, zâni hemen recmedildi.
* Bunun üzerine şu ayet indi:
يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ لَا يَحْزُنْكَ الَّذ۪ينَ يُسَارِعُونَ فِي الْكُفْرِ مِنَ الَّذ۪ينَ قَالُٓوا اٰمَنَّا بِاَفْوَاهِهِمْ وَلَمْ تُؤْمِنْ قُلُوبُهُمْۚ وَمِنَ الَّذ۪ينَ هَادُوا سَمَّاعُونَ لِلْكَذِبِ سَمَّاعُونَ لِقَوْمٍ اٰخَر۪ينَۙ لَمْ يَأْتُوكَۜ يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ مِنْ بَعْدِ مَوَاضِعِه۪ۚ يَقُولُونَ اِنْ اُو۫ت۪يتُمْ هٰذَا فَخُذُوهُ وَاِنْ لَمْ تُؤْتَوْهُ فَاحْذَرُواۜ
"Ey Rasûl ! Kalbleri inanmışken ağızlarıyla "inandık" diyenler, Yahudilerden yalana kulak verenler ve başka bir topluluk hesabına casusluk edenlerden inkâra koşanlar seni üzmesin.
Sözleri asıl yerlerinden değiştirirler de "Böyle bir (fetvâ) size verilirse alın, verilmezse kaçının" derler..." (Mâide 41).
*** Az sonra Allah Teala şu ayeti indirdi:
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ
"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar kafirlerdir..."
***
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler işte onlar zalimlerdir..."
***
وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ
"..Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar fasıklardır!"
(Mâide 44, 45, 47).
Bu âyetlerin hepsi , âyette de belirtildiği üzere , kâfirler hakkında nazil olmuştur.
-Müslim, Hudûd 28, (1700)
-Ebû Dâvûd, Hudûd, 26 (4448)
|