Havas Okulu - Tekil Mesaj gösterimi - Tarık Yıldızı
Tekil Mesaj gösterimi
  #1  
Alt 24.07.19, 13:26
Mube Mube isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 11.06.19
Bulunduğu yer: kabir
Mesajlar: 270
Etiketlendiği Mesaj: 9 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Tarık Yıldızı

Târık Yıldızı

وَالسَّمَاء وَالطَّارِقِ وَمَا أَدْرَاكَ مَا الطَّارِقُ النَّجْمُ الثَّاقِبُ

“Göğe ve Târık'a andolsun. Târık'ın ne olduğunu sen ne bileceksin? O, (ışığıyla karanlığı) delen yıldızdır.”

Bazı müfessirler, Târık (Gece vakti gelen) olarak tanımlanan şeyin sabah yıldızı olduğunu; çünkü onun gecenin bitimine doğru göründüğünü ileri sürerler. Diğerleri ise (Zemahşerî ve Râgıb gibi) genel mânâda onu "yıldız" cinsi olarak anarlar. Şimdi bu ismin kökünü analiz edersek, BİR ŞEYE VURDU ya da BİR ŞEYİ DÖVDÜ (TARTAKLADI) anlamındaki "taraka" fiilinden türetildiğini görürüz. Bu nedenle "taraka'l bâb", "kapıyı çaldı" anlamına gelir. Mecâzî olarak da "gece vakti gelen herhangi bir şeyi" ya da "herhangi bir kimseyi" gösterir. Çünkü bir eve gelen kişinin kapıyı çalması beklenir (Tâcu'l Arûs).[1]

Târık, aslında "tark" kökünden ism-i fâildir. Tark, bir ses işitilecek şekilde şiddetle vurmak, çarpmaktır. Bu asıl mânâsından genişletilerek bunun gerektirdiği birçok mânâda kullanılmıştır. "Çekiç" ve "çomak" mânâsına "mıtraka" bu köktendir. Yol mânâsına gelen "tarîk" da bundan türetilmiştir. Çünkü yolcular ona ayak vururlar. Buna göre "târîk", esasen "tokmak vurur gibi şiddetle vuran" demek olduğu halde sonra ayak vurmak, yol tepmek mânâsıyla lügat örfünde yola giden yolcuya isim olmuş ve bu mânâda yaygın şekilde kullanılarak hakikat olmuştur. Sonra "gece gelen" mânâsında özelleşmiştir ki geceleyin gelip kapı çalan ya da gönül hoplatan ziyaretçi mânâsını ifade eder. Mastarı "tark" ve "turuk'tur. Sonra bu mânâdan genişletilerek her ne olursa olsun geceleyin ortaya çıkıp göze, gönle çarpan her şeye, hatta hayalî görüntülere dahi târık denilmiştir. Nitekim Şair:

"O hayal gördü ve hiçbir tarafa meyletmedi. Oysa kervanlarımızı hızlandırma açısından gece kadar etkili bir şey yoktur." demiştir. Bizim "zihne çarpmak" tabirimiz de bu türdendir.[2] "Târik" sözcüğü de esasen "tokmak vurur gibi şiddetle vuran" demek olmasına rağmen, "ayak vurmak, yol tepmek" manasıyla lügat örfünde (dilbilgisi geleneğinde) "yola giden yolcu'ya isim olmuş ve bu anlamda yaygın şekilde kullanılır olmuştur. Daha sonra geceleyin kapıyı çalarak yürek hoplatan ziyaretçi manasında özelleştirilerek "gece gelen" anlamında kullanılan "Tarık" sözcüğü, bu manasının genişletilmesi sonucu, geceleyin ortaya çıkıp yürek çarptıran maddî ya da hayalî her şey için kullanılır olmuştur.[3]

Bir de Târık, özellikle sabaha karşı doğan sabah yıldızına da denir. Burada Târık, yemin ile cevabı arasında bir ara cümlesi olarak şöyle tefsir olunuyor:

“Bildin mi sen, Târık nedir? Karanlığı yaran yıldızdır."

Üzerine yemin edilen o Târık, delen yıldızdır.[2]

"Tarık" sözcüğünün "tokmak gibi şiddetle vuran, vuruşu olan" manasına geldiğini yukarıda açıklamış idik. Burada ise "Tarık"ın bir "necm" olduğu bildirilmektedir. "Necm" sözcüğünün "yıldız" manası dikkate alınırsa, bir çok eserde yer aldığı gibi "Tarık"ı; "vuruşlu yıldız" olarak kabul etmek mümkündür. Ancak bu "vuruşlu yıldız"ın, her insan üzerinde bulunan birtakım koruyucuların varlığına kanıt teşkil etmesi (delil gösterilmesi) ise biraz düşündürücüdür. Ama Yüce Rabbimizin, kasem cümlesinin içine bir parantez açarak "Tarık"ın; "delip geçen necm" olduğunu belirtmesi, "Tarık"ın hangi açıdan delil olma konusundaki müşkülü ortadan kaldırmaktadır. Bu açıklamalara göre, her insanın üzerinde yaratılıştan birtakım koruyucular olduğu iddiasının kanıtı ve tanığı olarak; Kurân (Tarık) ve bilginler (Sema) gösterilmiş olmaktadır. Yani Kurân'da ileri sürülen herkesin üzerinde birtakım koruyucular bulundurur yolundaki tezin doğruluğunun kanıtı olarak; bilim insanları, yani bilim insanlarının yapacakları araştırmalar sonucunda elde edecekleri bulgular gösterilmiştir. Bu da, şu demektir: İnanmıyorlarsa, buyursunlar bilim insanları kendileri araştırsınlar.[3]

Necm-i Sâkıb, delik mânâsına "sakb" kökünden "delen yıldız" demek olup ışığının kuvvetinden dolayı karanlığı deliyor gibi görünen her parlak yıldıza denir. Nitekim aynı mânâ ile şihaplara yani kıvılcımlara ya da akan yıldızlara da "sâkıb" denilir. Bir de kuş yukarı yükseldi demek olan tabirinde olduğu gibi sakb, yükselme mânâsına gelir ki bazıları bu mânâyı göz önünde bulundurarak necm-i sâkıb, yüksek yıldız demek olduğunu söylemişlerdir. Şu halde النَّجْمُ الثَّاقِبُ 'nün başındaki "lâm" cins ifade eden lâm olmak üzere, gece doğan herhangi bir parlak ya da yüksek yıldız cinsi ya da lâm ahd için olarak, sabah yıldızı ve İbn-i Abbas'tan bir rivayete göre Cediy yıldızı ya da Sûresi'nin başında geçtiği gibi Süreyya ya da Kur'ân yıldızı olmak ihtimali de vardır.

İlk akla gelen Sabah yıldızı olmakla beraber Târık, manevi şeyler için de kullanılabildiğine ve "yıldızla da yol bulurlar" (Nahl, 16/16) mânâsınca yıldızda bir hidayet ve yol gösterme mânâsı olduğuna göre "Necm-i Sâkıb'tan maksadın geceleyin gökte doğan herhangi bir parlak yıldızın göze çarpması halinde ışığın şuurumuzda parlayışı gibi manevi semadan nefislerimize gelip vicdanımıza işleyen ve zihnimize nakşedilerek bizi içimizdeki ve dışımızdaki karanlıklardan çıkaran iman ve kesin inanç nurlarıyla manevi kalbe doluşları ve ilâhî irşatları kapsaması daha uygundur. Yani, göğe ve sizi karanlıklardan aydınlatmak için yıldız gibi şuurunuza çarpan ve maddenizi delip gönüllerinize işleyen hak nuruna yemin olsun.[2]

“Tarık” kelimesini açıklayan “e'n-necmu's-sakıb” ifadesi, belli bir yıldız için kullanılabildiği gibi, “gündüzleri kaybolup gizlenen, geceleri ortaya çıkıp ışıklarıyla karanlığı delip geçen gökteki bütün yıldızlar” için de kullanılabilir. Yani, “el-necm” kelimesinin başındaki “el” takısı, belli bir yıldızı gösteren “ahd-ı haricî” anlamına geldiği gibi, bütün yıldızları gösteren “ahd-ı cinsî” anlamına da gelebilir. (krş. Razî, Ebu's-Suud, Şevkânî, İbn Aşur; ilgili ayetin tefsiri). [4]

Alıntı ile Cevapla
 

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147