3 kişinin ibretlik ölümü
Bir adam İsa aleyhisselam ile arkadaşlık yapmak ister. Büyük nebi kırmaz, birlikte yola çıkarlar... Bir miktar yürüdükten sonra su başında dururlar. Yanlarında üç ekmek vardır. Ekmeğin ikisini yerler. İsa aleyhisselam gidip su içer, döndüğünde üçüncü ekmeği göremeyince sorar:
-Ekmeğe ne oldu?
-Bilmiyorum, cevabını alır...
Hazret-i İsa arkadaşı ile yola devam eder. Hayli acıkırlar. İki geyik yavrusuna rastlarlar. İsa aleyhisselam yavrulardan birini çağırır, koşa koşa gelir. Keser, pişirir ve yerler. Sonra "Allahın izni ile kalk" der. Geyik yavrusu dirilip annesinin yanına gider. İsa aleyhisselam arkadaşına dönüp yine sorar:
-Sana bu mucizeyi gösteren Allahın adına yemin veriyorum! Söyle o ekmeği kim aldı?
-Bilmiyorum.
Yola devam eder, bir nehirle karşılaşırlar. Köprü yok, sandal yok. Karşıya geçmeleri lâzım. İsa aleyhisselam adamın elini tutar, burula burula akan coşkun suların üstünde yürürler. Tekrar sorar:
-Bana bu mucizeyi veren Allahü teala aşkına söyle ekmek ne oldu?
-Bilmem, haberim olsa söylerim.
Nihayet ovaya inerler. İsa aleyhisselam bir miktar toprak yığar ve dua eder. Küçük tepecik çil çil altın hâline döner. Bunu üçe taksim eder. "Biri benim" buyurur, "biri senin, üçüncü de kayıp ekmeği yiyenin!" Hemen itiraf eder;
-O ekmeği ben yemiştim!..
İsa aleyhisselam;
-Al üçü de senin olsun, deyip ayrılır. Adam altınları nasıl taşıyacağını düşünürken iki harami gelir:
-Bizi de ortak et, eğer eceline susamadınsa...
-Zaten üç parça, gelin paylaşalım.
Altınları koyacak torba ve yiyecek alsın diye haramilerden birini kasabaya gönderirler. Onun da dünya sevgisi ağır basar, "dur şunları zehirleyeyim" der, "altınların hepsi bana kalsın."
Bekleyenler de ihanet içindedirler. "Var mısın onu öldürelim" derler, "üçe değil ikiye bölmek varken..."
Nitekim yemeklerle çuvallarla gelen arkadaşlarına saldırır, acımadan katlederler. Sonra oturup yemeği yerler.
Zehir kanlarına işler, peş peşe toprağa düşerler...
İsa aleyhisselam dönüşte bakar ki altınlar olduğu gibi ortada durmakta ve başında üç ceset yatmakta. İbretle bakar ve şöyle buyururlar: "İşte dünya!"
|