Mezopotamyada Kadın
"Erkege, hakaret eden kadının agzı tuğla ile kırılırdı"..
Mezopotamya uygarlığında toplumlar, erkek egemendir...
Fakat kadının konumunun dönem dönem degişik formlara girdiğini görüyoruz...
Erken hanedan döneminde, kraliçeler başka kentlerin hükümdar veya soylularıyla yazışabiliyor ve kraliyet ailesi kadınları toprak sahibi olabilir büyük mülkleri işletebiliyorlardı...
Kadınlar ticaret yapıyordu, kraliyet veya soylu ailelerin kızları çocuk doğurmamak şartı ile rahibe olabiliyor, veya kendini güneş tanrısı Şamaş'a adayarak hiç evlenmiyebiliyordu...
Evlenmeyen rahibeler evlat edinip onu varisi yapabilirdi..
Kadınların özgürlüğü Urukagina (kanunları M.Ö 2370) döneminden önce daha fazlaydı...
Bir kadın, iki erkege sahip olabilirdi..
Urukagina bunu yasakladı ve suç kapsamına aldı..
Erkege hakaret eden kadının agzının tuğla ile kırılmasını emretti ve erkegin otoritesini güçlendirdi..
Babilde ise nifak çıkaran ve bunun için büyüler yapan kadın suçlanırdı..
Kraliyet ailesinin kızları siyaset geregi başka ülkelerin kraliyet erkekleri ile siyasi bir araç gibi evlendirilirdi..
Sarayda kurallar çok katıydı..
Kadın şarkı söyleyemez, tartışamaz, bedeni açıkta olarak bir erkekle konuşamaz..
Saraylı bir kadına bir erkegin belli mesafeden yaklaşması yasaktı..
Soylu kadınlar görev geregi uzaga giden kocalarını evde oturarak beklerdi..
Aksini yapan kırbaçla cezalanırdı..
Zina ve kürtaj yasaktı...
Bir adam zina yapan karısını aşığıyla birlikte öldürme veya burnunu kesme veya hadım etme yetkisine sahipti..
Erkekler için tam bir özgürlük sözkonusuydu.
En azından orta Asur döneminde erkeklere hizmet eden meyhaneler, genelevler ve fahişeler vardı..
Özgür bir erkek köle bir kadından çocuk sahibi olabilir ve bu çocuk özgür eşin onayı ile kardeşleriylen aynı haklara sahip olabilirdi..
|