30 // Tercüme-i Müfredât-ı İbn Baytar 9-a yaku eyleyüb göze ursalar gözde olan nasırı gidere. Eğer sıksalar suyun alsalar zekeri anunla ursalar ve yidükleri şorbaya katsalar zekeri kıvâma getüre. Ne kadar isterse cimâ ide. Eğer kuru ağacın alsalar kaynatsalar suyun alub ol suyu isti mâl itseler yine ol fâide ide. Hekîm eydür, kocaları yiğit gibi eyler. Ve cimâ da süstendâm kişilere kuvvet virir. Ne kadar dilerse cimâ ide. Evet bu didüğüm nev kum arasında biter. Budakları yere döşenür. Uvacuk yaprakları olur. Sıçankulağına benzer. Eğer Âzânü l-fârı su içinde bişürseler ol suyu süzseler na nâ katsalar içseler üzerine tuzlu balık yiseler karında olan kurtları çıkara. Üznü l-erneb [Âzânü l-erneb] Türkçe tavşankulağı dirler. Bu bir otdur ki, yerden yukaru biter. Arış çıkar. Mor çiçeği olur. Kettân çiçeğine benzer. Özdeki bir olur. Ammâ budakları çok olur. Yoğunluğu parmakça olur. Yaprağı sinirlü yaprağa benzer. Ammâ karaya mâildir. Yaprakları tülüce olur. Kaçan koparsalar yüze sürseler kızdıra. Levnini gökçek eyleye. Ve bişürseler suyun içseler öksürüğe fâide ide. Ve göğsü yumuşada. Eğer döğseler gül yağıyla yaku eyleseler mak adda olan şişlere ursalar fâide ide. Ağrısın ve sancusın gidere.
|