Ek olarak

Birgün bir adam getirdiler. Yüzü mosmordu ve ayakta duramıyordu. Çok zayıftı. Ölecek gözüyle bakılıyordu.

İbni Sina onu görünce kirlenmiş kan ve kara safra kokusu alıyorum dedi. Nabzını yokladı. Ölüm hastalığı yok bu iyileşir dedi.

Kana ve kara safraya en hızlı dönüşen yiyecek üzüm suyudur diyerek ağzına damlatmalarını söyledi. Daha sonra süt de iyi gelir dedi. Odayı arada havalandırmalarını ve güzel kokular serpin diye ekledi.

3. gün hastanın rengi düzeldi, ayağa kalkabiliyordu artık.

İbni sinaya göre yiyeceklerin efendisi erkek kuzu eti ile ekmek idi. En kıymetli gıdalar bunlar idi. Kendisi sütü çok severdi. Hergün sabahları süt içerdi. Yaşlılara Ekmekle bal yemelerini, incir, erik ve süt içmelerini tavsiye ediyordu.

Şifa hazımdadır diyor ve insanlara sabah ve akşam yemelerini tavsiye ediyordu. İnsan bağırsağı uzundur, eğer kuşlar gibi olsaydık devamlı yememizde mahsur olmazdı diyordu.
Çok karışık yemeyi de zararlı buluyordu.

İnsanları 8 mizaca ayırıyordu. Bundan ötürü ekmek ve kuzu eti herkes için uygundur, incir-hurma-üzüm de iyi gıdalardır ama diğer gıdalar mizaca göre yenmeli diyordu. Süt ve yumurtanın bedene kuvvet verdiğini, akşam aç olarak uyumanın zararlı ve kuvveti öldürücü olduğunu söylüyordu. Hastaları tedavi ederken önerdiği gıda ve ilaçları mizacına göre tayin ederdi.

Sıcak mizaç, soğuk mizaç, kuru mizaç, nemli mizaç, safravi mizaç, demevi mizaç, balgami mizaç ve sevdavi mizaç olmak üzere 8 mizaç vardı.

Aslanlar baskın kandan yaratılmıştı o yüzden demeviydiler. Kurt safravi, eşek balgami, köpek sevdaviydi.

İnsan kanıyla domuz kanının çok benzer olduğunu, insan eti ve domuz etini ayırt etmenin zor olduğunu söylüyor.

İnsanlar kanın sıcak soğuk, kuru nemli, kalın ince, kirli temiz olmalarına göre cesur yada korkak, sinirli, sakin, neşeli yada kederli oluyorlardı. Bu doğuştan gelen bir mizaçtı gıdalarla kısmen düzeltilebilirdi.

"Bir şeye körü körüne inanmak ne kadar ahmaklıksa, bir şeyi körü körüne reddetmek de aynı derecede aptallıktır" İBNİ SİNA