Alıntı:
Celcelutiye Nickli Üyeden Alıntı
Farkındalık ile hissetmeyle alakalıdır..Bizim doğduğumuzda ilk açılan letaifimiz kokudur,biraz büyürüz dokunmaya başlarız..Fakat biz hissetmeyi unuttuk,kocaman binaların arasında sıkışık enerjiler ruhumuzu daraltırken bişeyler yapmaya çalışıyoruz ama insan oğlunun özü bu değilidir..taibatla iç içe olmalıdır ,ayaklar toprağa basmalı güneşi görmeli ağaçları tefekkür etmeli..Virdle alakalı haletler değildir bunlar bi noktaya kadar onlarda lazımdır fakat aslımıza rucü etmemiz dönmemiz lazımdır..
Kabenin eski resimleri vardır internette bi eski haline birde şimdiki haline bi bakın..Eskiden ordaki enerji akışından dolayı insanlar o kalabalığın içinde derin bi sukün hali içinde kendilerinde yok olurlardı..Vücuttaki akapuntur noktaları gibi kabenin cografi düzlemi üzerinde akapuntur noktalarına kocaman oteller dikildi enerji akışı bozuldu belki ticari amaçla belki tamamen böyle bi düşmanlık ile Allah bilir fakat işin özü şu ki eskiye dönmemiz lazım..Bunu organik yumurta yiyerek sağliyamayız tabiatla iç içe olmamız lazım insanın doğası fıtratı bunu ister..
Farkındamısın bi koşturma içindeyiz ve şu "AN"ı yaşamayı bıraktık,Ya geçmişte yaşıyoruz helalleşemiyoruz geçmişle ya da gelecekle ilgili hayaller içinde..
En acı kısmı ne biliyormusun ? Hissetmeyi unuttuk ; bu ahirzaman yaşantısı içinde..Şuanda hissettiğimiz tek şey hastayken acı,yediğimiz yemekteki acı,belki dizilerdeki espirilere biraz suni tebessüm..Bunlardan ibaret olduk..
Ne günahı adam gibi yaşıyoruz ne bilinçli ve farkında olarak şu AN'ı yaşayabiliyoruz..Meditasyoncuların kafası hep bana hayal dünyasında yaşıyan suni bi orgazmın içindeki insanlar gibi gelmiştir fakat bizim onlardan öğrenmemiz gereken şey şuanın farkında olup onu yaşamak..
Kendine şunu sor ; En son ne hissettim ? Vücudumda belki yüzlerce letaif vardır en son neyi hissetim ben bu koşuşturma içinde ?
Allah dostlarının hayatına bakıyoruz derin bi sukün hali,sessizlik var..
Biz o kadar konuşuyoruz ki,söyliyecek o kadar kelimemiz kuracak o kadar cümlemiz var ki şu saniye şu dakikayı bile yaşiyamıyoruz hemen zihinden bir kaç cümle geliyor ve ağızdan kelam olarak çıkmak istiyor..Yav sus biraz günde 1 saat bebekler gibi ol sessizleş..Yok olur mu öyle şey ? Kuracak o kadar cümle var ki,işin ilginç tarafı her konu hakkında bi fikrimiz var..
Spora giderken fark ettim herkes hocaydı kimse bilmiyorum demiyor,buraya bakıyorum herkesin herşey hakkında fikri var,sokakta 10 kişiye 10 soru sorsak bilmiyorum demez hemen bi cümle kurar doğru yanlış fark etmez..
Şunuda fark ettim Allah'ın veli kullarıda çok konuşmuyor gün içinde kalbe bazı ilhamlar geliyor muhabbet içindeler konuşursa belki yakaliyamayacak o haleti fark edemiyecek o cümleleri onlarda ihtiyaç halinde konuşuyor biz beceremiyoruz..
Maneviyat yüzlerce zikir çekmek değildir,bize öyle öğretildi..
Zikir sadece bi halettir biz zikiri sebep sonuç ilişkisine basamak ettik.Şunu şu kadar çekersen şu olur bunu bu kadar çekersen şu olur..Nerden biliyorsun ? Hakkel Yakin müşahade ettin mi sen bunu ? Yoo..Öyle söyledi birisi bende yapıyorum.. İyi halt yiyorsun..
Şeriaten bi çoğunuza caiz gelmesede ineğe tapan insanlar varken benim bunu düşünmem dinden çıkmama sebep olmaz bence" Haşa!! ne haddine diyeniniz olucak çünkü.."
Zanlarımla konuşuyorum şuanda, Bana öyle geliyor ki ; Allah bu gün Ali kaç yüz tane zikir çekmiş gaflet içinde dur bi bakayım diye beklemiyor..Bu gün acaba kim yaşadığının farkına varacak ? Bu gün kim hayatı ve hakikatlerini fark edecek ? Üzerine farz olduğu ve cezalanma korkusuyla değilde kim 2 rekat namazı 10 dakikada beni isteyerek benimle muhabbet için secde etti diye bekliyor bakıyor bence..
Bişey söylimi ben yürüyen zikirmatiktim..Sohbet arasında dahi zikir çekerdim belki sevap ve öğrenmek için lazımdı fakat mesele bu değil..Zikiri bırak demiyorum ama mesele bu değil..
|
O kadar güzel anlatmışsınız ki helal olsun.. herkesin bir sınavı var,herkes acılardan geçti. Bende ölüm gördüm çok küçük yaşta,musallat gördüm. Malesef acı ve pişmanlıkla dolu bir evlilik yaşadım. O dalga geçtiğim meditasyoncular,zerre inanmadığım,hatta zoraki götürüldüm bir akapunkturcu öyle bir çalışma yaptı ki.. tek bir kelime etmedi seanslar boyunca. İçimde gram inanç yokken bu ilime..
Daha ilk seansta gözümden sadece yaş aktı hemde saatlerce 8 saat durmadan... en son yani 12. Seanstan sonra (6 hafta sonra) sadece 'vazgeçmek erdemdir' dedi ve çıktı odadan.
Ben o seanstan sonra boşanmaya cesaret edebildim, hayatımda dile getirmediğim ama gönlümden geçenler önüme geldi..
Şuanda tam 2 sene geçti. İmkansız diye baktığım bir hayat yaşıyorum. Kavgasız gürültüsüz saygılı..
Saygıyı hep zihnimde 'bey', 'hanım' diye konuşmak sanırdım...
Ama söylenen istenen her cümleye saygı duymak,inanmak,incitmemek olduğunu anladım.
Hissiyatım çok açıldı mesela.
Affetmenin büyüklük olduğunu anladım,eskiden sinirle kendimi yakacağım şeyi affedebildim.
Tabii ki sorunlarım var,oldu, ama akışa bırakabilmeyi öğrendim...
Bizim bilmediğimiz,aklımızın eremeyeceği boyutlar var,doluu...
Şu yaşadıklarımdan ilk ve en önemli tecrübem İYİ İNSAN OLMAK,MERHAMETLİ OLMAK,VİCDANLI OLMAK ve SABIRLI OLMAK.
İsyan sinir hırs intikam sadece kolaya kaçmak ve nefsimiz gereği çok insani duygular.
Ben çok şanslıyım ki o dalga geçtiğim meditasyoncu kdv içinde içinde lercinenin yol açanına denk geldim...
Neyse sözün kısası yargılama ve önyargı iyi bişey değil,haddimiz değil.. sevgiler