Manevi dünyalardaki Işık: Bilgi, hisler ve zevkler, “Işık” (dünyamızda hayat ve ısı
veren ışıkla ya da düşünce, açıklık ve aydınlanmayla ilgili ışıkla karşılaştırdığımızda)
denilen manevi gücün genişleyip daralmasıyla iletilirler.
Var olma hakkı: Dünyamızdaki iyi, kötü, hatta en zararlısı da dâhil, her şeyin var
olma hakkı vardır. Düzeltmeler ve iyileştirmeler yapmak için bir fırsat verildik.
Dünyamızda gereğinden fazla ya da gereksiz hiçbir şey yoktur. Her şey, doğrudan veya
dolaylı insanlığın iyiliği için yaratılmıştır. Öyleyse kendimizi düzelterek (ıslah ederek),
her türlü zararlı etkileri tesirsiz bırakırız.
Islah: Yaratan dünyamızı yaratmayı bitirmedi; onu tamamlama ve mükemmelleştirme
görevi bize emanet edildi. Biz dünyamızı olgunlaşma sırasında acı olan bir meyve gibi
görüyoruz ve bizim görevimiz onu düzeltip tatlandırmaktır.
Islahın iki yolu:
1. Islahın manevi yasalarının herkes tarafından kabulü yoluna “Işık yolu” denilir.
Yaratan’ın bakış açısından tercih edilen budur çünkü O’nun amacı O’nun
yarattığı varlıklara varoluşun tüm aşamalarında zevk ihsan etmektir. Böylece,
meyvenin acılığını hissetmeyiz.
2. Istırap yolu: 6ooo yıl boyunca deneme ve yanılmalar vasıtasıyla, insanlık bir
şekilde Yaratılışın yasalarını yerine getirme ihtiyacını anlar.
Ödül hazdır (olgun meyvenin tadı). Bizler sadece kendimizi etkileyebiliriz, kendimiz
dışında hiçbir şeyi etkileyemeyiz. Dolayısıyla, ıslah sadece herkes kişisel mükemmellik
üzerine çalışırsa olur.
Bir Kabalist, dünyamızda Yaratan’a benzerliği edinen her hangi bir kişidir. Manevi
yasaları çalışıp yerine getirerek, kendimizi manevi olarak öyle bir boyuta kadar
geliştiririz ki manevi dünyaların bir parçası haline geliriz.
Edinim, doğayı ve manevi nesnelerin özelliklerini inceleyerek kendi üzerimizde
yaptığımız içsel çalışma sayesinde meydana gelir. Biz, psikolojik duyulardan,
hayallerden, ya da önerilerden bahsetmeyiz. Burada söylenilen, tüm insan psikolojik
algısının üstünde ve ötesinde, özü manevi olan bir dünyaya hakiki yükseliştir.
Haz, sadece arzu ve istek varsa hissedilebilir. Bir arzu sadece sonucu olan haz
biliniyorsa varolabilir. İstek sadece, belli bir anda hazzın yokluğunda mümkündür.
Hapishaneden çıkmamış bir insan özgürlükten zevk alamaz ve yalnızca hasta bir insan
iyi sağlığın gerçek değerini bilebilir. Hem arzuları hem de istekleri Yaratan’dan alırız.
Yaratılmış olan ve Yaratan’da mevcut olmayan tek şey eksiklik hissidir. Kişi ne kadar
gelişmişse bunu o kadar daha keskin hisseder. Bu eksiklik basit insanlarda ve
çocuklarda daha ziyade sınırlıdır. Gerçek bir insan tüm dünyayı ister. Akıllı bir insan
sadece bizim dünyamızı değil tüm diğer dünyaları da ister.
Arzu ve isteğin bileşimine Kabala’da Kli (kap) denir. Hazzın kendisi, Or (Işık),
Yaratan’dan yayılır.
Haz hissi: Kap Işığın girişini, kabın ve Işığın özelliklerinin benzerliğine bağlı olarak
hisseder. Bu özellikler ne kadar benzer ise, kap o kadar çok ihsan edebilir, sevebilir ve
zevk verebilir ve alma arzusu o kadar küçülür. Kap Işığa ne kadar yakın ise Işığı ve
hazzı o kadar fazla hisseder.
Manevi dünyalarda varolma: Yaratan’ı (Işık) hissetme ya da hissetmeme
yeteneğimiz sadece O’na yakınlığımıza bağlıdır, bu da Onunla özelliklerimizin eşitliğine
dayanır. Bunun sebebi her birimizin birer kap olmasındandır. Kap, ihsan etmek,
başkalarını düşünmek, onlar için acı çekmek, kendi arzularını hiçe sayarak onları
sevmek ve yardım etmek için en küçücük bir arzuya sahip olduğu sürece, bu kap
manevi dünyalarda varolur ve onun özellikleri hangi dünyada bulunacağını belirler.
Kötülüğün farkına varılması: Bir kap ihsan etme niyetinden yoksun olduğunda,
kendisini bu dünyada algılar. Sadece kendisiyle ilgilenme arzusu olan böyle bir kaba
kişinin “beden” i denir. Bir başkası için özgecil olarak bir şey yapma yeteneğini hayal
bile edemeyiz. “Kötülüğün farkına varılması”ndan geçerek, - kendinin kusursuz ve özenli bir analizi – kişi bir başkası için özgecil olarak bir şey yapma yeteneksizliğini
tespit edebilir.
.
|