Orta okul yıllarımda başucumdan eksik etmediğim kitaplardan biri Müslüman İlim Öncüleri Ansiklopedisi idi.

İlk kez 1984 yılında neşredilen bu eşsiz eser o yıllarda iki cilt halinde yeniden basılmıştı ve Yeni Asya gazetesiyle birlikte veriliyordu.

Cezeri’yi, İbn’ül Heysem’i, Harezmi’yi, Razi’yi ve daha birçok “Müslüman ilim öncüsü”nün bilim dünyasına katkılarını büyük bir keyifle okuyordum.


İbn-i Heysem felsefeyi bütün ilimlerin temeli olarak kabul eder.

“Müslüman İlim Adamları” Romantizmi

Bir orta okul çocuğu için ilham verici olabilecek bu ve benzeri eserler, kelli felli adamların boş lakırdısına konu olduğundan beri ziyadesiyle rahatsızım.

“Müslüman ilim adamları” romantizminin geldiği nokta, Batı karşısında düştüğümüz aşağılık kompleksin sofistike bir formundan ibaret. Neden böyle düşündüğümü anlatacağım. Ancak önce şunu belirteyim.

Fikrinizi savunmak için malumatı araçsallaştırdığınızda o malumatın bir kıymet-i harbiyesi kalmıyor. Yani, biz “Batı’dan aslında çok üstünüz” fikirciğine temel olsun diye Razi’yi kullanmak pek saygıdeğer bir duruş değil.

Batı’dan üstün değiliz ama bunun sebebi içimizdeki muhafazakarların bitmez tükenmez aşağılık kompleksi.

Banka hesaplarını Hollanda’da, off-shore şirketlerini İngiltere’de açıyorlar. Her mahalleye imam hatip yapıyorlar, çocuklarını Harvard’da okutuyorlar. Sonra karşımıza geçip Batı’yı kötülüyorlar.

Daha da ilginci ne biliyor musunuz?

Biliyorsunuz: Utanmıyorlar.

Müslüman İlim Adamları Müslüman mıydı?

Ey hakka hukuka riayet etmemeyi alışkanlık haline getirmiş arkadaşlar, İbn Sina, “sizin İbn Sina’nız” değil. Neden böyle diyorum?

Bir kişinin Müslüman namını alması için diliyle bunu ifade etmesi yeterlidir. Kalbi başka söylese bile onun namı Müslümandır. Öyleyse İbn Sina bir kere bile İslam’ın nişanı kelime-i tevhidi telaffuz ettiyse konu kapanmıştır.

Ancak şunu söylemek istiyorum. Müslümandan tam olarak ne anlıyoruz? Yukarıda kelime-i tevhid yeterlidir düsturundan bahsettim. Ama günümüzde bunu o kadar çok ihlal ediyoruz ki.

Mesela IŞİD’liler müslüman mı? Çoğumuz için onlar “gerçek müslüman” değildir. Zira İslam’ın temel mesajı olan barışa uymuyorlar.

Peki açıkça panteist görüşler savunan İbn Sina için İslam’ın bir diğer temel düsturu olan tevhidi ihlal ettiğini söyleyemez miyiz? Söyleyenler var…

İbn Sina bugün yaşasa…

Lafı dolandırmadan söyleyeyim, İbn Sina bugün yaşasa Cübbeli onu mürted ilan ederdi. Televizyonlara çıkamazdı. Gazetelere yazamazdı.

Öldürülmezdi ama hayatı zindan edilirdi. Er ya da geç yurt dışına çıkmak zorunda kalırdı.

Yani İbn Sina öyle nur yüzlü hacı amca değildi. Dönemin İslam alimlerini çokça rahatsız eden bir duruşa sahipti.

Düşünsenize yüz yıl sonra bugünün muhafazakar camiası Edip Yüksel’i büyük matematik dehası olarak ilan ediyor ve onunla gurur duyuyor! Adama demezler mi, neden Edip Yüksel hayattayken gurur duymadınız(!)

“Müslüman ilim öncüleri” listesinde sıralanan kişilerin bir kısmı Mutezile’ye yakındı. Tamamına yakını dönemin yerleşik İslam anlayışının dışında yer alıyor ve büyük tepki çekiyordu. Yani fikir değilse de konum itibariyle bugünün Edip Yüksel’i gibilerdi.


Öyleyse… Hangi İslam’dan bahsediyoruz?

Günümüzün İbn Sinalarına Ne Yapıyoruz?

Bugünün aykırı İslam alimleri ya öldürülüyor ya dövülüyor ya ambargoya maruz kalıyor. Dünün aykırı İslam alimleri baş tacı ediliyor.

Harezmi, Razi, İbn Sina ve diğerleri, dönemin yerleşik İslam anlayışından uzak kalarak bir takım “faideli işler”e imza attılar ve bunun bedelini ağır ödediler.

Bugünün Harezmi’leri ülkemizde barınamıyor, barındırmıyorsunuz. Müslüman ilim adamlarıyla gurur duymak size mi düştü?

Cezeri bir kitabında maddenin en küçük halinin parçalanabileceğinden bahsediyor. Aklı evveller bu cümleyi alıp “atom bombasını Müslümanlar buldu” diyebiliyor.

Atom bombasını bilmem ama yüzsüzlüğün nirvanasını siz buldunuz.

Her yıl on binlerce bilim insanımız yurt dışına kaçmak zorunda kalıyor.

Rektörler üniversite kadrolarını akrabalarıyla dolduruyor.

Bakan yeğenleri sonuncu oldukları sınav sonuçlarıyla programlara yerleşiyor.

Akademisyenler ihraç ediliyor. Yerlerine parti teşkilatlarının gönderdiği listeler alınıyor.

Virüs gibi adamlarsınız ya, ne yapacağız sizinle?